AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Merkez Bankası'nın elini kim bağlıyor?

Dolar kururundaki aşırı düşüş giderek rahatsız edici bir noktaya geliyor. Rahatsızlık, sadece ihracatçının rekabet şansının azalmasından kaynaklanmıyor. Piyasalarda oluşan tepki, ortada ciddi bir belirsizliğin olmasından. Bulunduğumuz her ortamda karşımıza aynı soru çıkıyor: Merkez Bankası neden müdahalede yetersiz kalıyor?

Piyasalardaki karar alıcıların aklına, haklı olarak, 2000 Kasımında ve 2001 Şubatında patlak veren krizlerdeki Merkez Bankası'nın ataleti geliyor ve benzer bir durumun olup olmadığının tedirginliğini yaşıyor herkes. Öte taraftan da, Merkez Bankası'nın bağımsız ve temel görevinin fiyat istikrarı olduğunu öne sürenler, serbest kur rejiminde daha fazla müdahalenin gereksiz olduğunu savunuyor. Tartışma kısır bir döngü içinde dönüyor. Çünkü Merkez Bankası'nın temel işlevi ve bağımsızlık ilkesi çerçevesinde bu görevi nasıl gerçekleştireceği, bırakınız kamuoyunda, büyük ihtimalle Merkez Bankası yöneticilerinin kafasında dahi net bir şekilde kurgulanmış değil. Bugün Banka yöneticilerinin kafasından geçenleri, kamuoyu okuyamıyor ve anlayamıyorsa, bu iletişim eksikliğinin sorumlusu, bakış açısının darlığıdır.

T.C. Merkez Bankası'nın web sitesinin üstünde Bankanın temel görevinin fiyat istikrarı olduğu vurgulanır. Oysa, literatürde merkez bankalarının bu temel işlevinin yanı sıra bir ikinci görevi olduğunun altı çizilir: reel gayri safi milli hasılanın tam istihdam seviyesi etrafındaki dalgalanmalarını asgariye indirmek. Bunun manası, "ekonomi dönemsel olarak durağanlaştıkça veya aşırı ısındıkça merkez bankası müdahale eder" demektir. Haliyle iktisadi ortamın dengesini bozacak her türlü gelişmeye karşı tedbirli olmak durumundadır merkez bankaları. ABD'de Fed'lerin bu yöndeki faaliyetlerini her zaman görmek mümkündür. Merkez bankalarının bu iki temel görevi yerine getirebilmek için ellerinde birkaç araç vardır: para, rezervlerindeki döviz ve para yaratma mekanizmasını etkileyen bazı oranlar. Bildiğimiz faiz oranları doğrudan kendi uhdesinde değildir merkez bankalarının.

Bağımsızlık, merkez bankalarının bu işlevlerini anlamlı bir şekilde takip etmelerini temin etmek için konulmuş bir prensiptir. Neticede siyasi iktidarların da, piyasaların da farklı hedefleri ve beklentileri olması tabiidir. Bu farklı hedefler, merkez bankaları bağımsız kalamadıkça, banka hedeflerinin yerine getirilmesini engelleyebilir. Ancak şu da bir gerçek ki, bağımsızlık kanunla oturtulamıyor. Öngörüsüz olduktan sonra, bağımsız kalmak anlamlı olmuyor. Son iki krizde Merkez Bankası, kanunen bağımsız olduğu halde, İMF tepkisinden çekindiği için müdahaleden kaçınmıştır. Bu ruh hali, krizlerin büyümesine sebep olmuş, gereksiz ve anlamsız bir gecikme tüm ekonomiyi altüst etmiştir.

Bağımsızlık ilkesi, şeffaflık olmadan da anlamlı olmuyor. Maalesef şeffaflık bizde, yılbaşında bir para programı hazırlayıp kamuoyuna sunmak ve haftalık verileri yayınlamaktan ibaretmiş gibi algılanıyor. Oysa madem serbest kur rejimine geçildi, Merkez Bankası daha ilk başta, bu rejim çerçevesince dalgalanmalara ne aşamada ve ne ölçüde müdahale edeceğini gerekçeleriyle açıklamış ve kamuoyunun onayını almış olmalıydı. Sadece böyle bir yaklaşım bile, hiç müdahaleye gerek kalmadan dolardaki düşüşü frenleyebilirdi. Ancak maalesef, Türk bürokrasisinde şeffaflık gibi bir anlayış oturmadığı gibi, kamuoyu ile ilişki kurmak gibi kavram da oluşmuş değil.

Merkez Bankası, kamuoyuna mesajlarında net olmalıdır. "Doların 1,5 milyon seviyesinin altına inmesi, hedeflerimi şu ve şu açıdan tehdit edecektir. Düşüşün gerekçeleri şunlardır ve bu gerekçeler geçici mahiyettedir. Bu sebeple alt ve üst limit olarak tanımladığım bu sınırları koruyacak müdahaleleri yapmaktan çekinmeyeceğim" diyebilmeli ve bu sözün de arkasında durabilecek bir mukavemet gösterebilmeliydi.

Merkez bankacılığında aşırı tepki vermek kadar, aşırı tedbircilik de tehlikelidir. Sütten ağzı yanmış merkez bankası, yoğurdu üfleyerek yiyemez. Buna hakkı yoktur.


28 Mayıs 2003
Çarşamba
 
MELİKŞAH UTKU


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED