|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İşte bizimkisi böyle bir demokrasi. Günlük traji 45 bin olan bir gazete bir manşet atar koca memlekette bütün dikkatler onun üzerine toplanır. Demokrasi ve hoşgörü gibi kimi değerlere itibar ettiğini söyleyen ama kendi çıkarlarıyla örtüşmediğinde bu değerlere zerre kadar kıymet vermeyenler, halkın iradesinin de kendi istekleri doğrultusunda tecelli etmemesi üzerine, hemen bir yerlere mesaj göndererek aba altından sopa göstererek tehdit etmeyi yeğlerler. Pazartesi günü İstanbul'da bir üniversitede 2 önemli öğretim üyesi ile sohbet ediyoruz. Saat 14.00'te akredite (!) gazetecilerin genel kurmay başkanıyla buluşması heyecanla bekleniyordu. Diyor ki o öğretim üyeleri, "Biz demokratik batı ülkelerini çok iyi biliyoruz, oralarda böyle şeyler olmaz. Genel Kurmay başkanlığı savunma bakanlığına bağlıdır ve açıklama yapmak için bakandan izin ister, izin verildiğinde de önce izne teşekkür eder sonra açıklamasını yapar. Çünkü demokrasi vardır. Çünkü demokrasi halkın iradesine dayanır. Bizde ise sanki devlet içinde hükümet ve ordu olmak üzere iki ayrı güç var. Tam ekonomi rayına oturmuş işler düzelirken bu gerginlik piyasaları beklentiye sevk etti, halkı gerdi." Maalesef bizdeki demokrasi böyle. İşte bu görüntü dışarıdan demokratik bir görüntü olarak algılanmıyor, algılanamaz da. Genel Kurmay başkanı dış basında çıkan darbe söylentileri üzerine, darbe sözcüğünün bile kullanılmasına tahammülü olmadığını söylüyor. Beklenen açıklama. Ancak ikisi silahlı, biri muhtıralı biri post modern 4 kez demokrasinin kesintiye uğratıldığı bir ülkede genel kurmay başkanı hükümete karşı sorumlu değilmiş gibi açıklama yapar uyarılarda bulunur AB dahil sivil iradenin karar vereceği konularda görüş beyan ederse bu tavır demokrasiye gölge düşürmez mi?. Hükümetin, "ordumuz ile ahenk içinde çalışıyoruz" beyanatı demokrasiye ne kadar yakışmaktadır, ne kadar demokratiktir? Hükümet halkın temsilcisi değil midir? Bütün kurum ve kurulların yasal çerçeve içinde hükümetle ahenk içinde çalışma zorunluluğu yok mudur? Hükümet herkesi memnun edemeyebilir, kimileri rahatsız da olabilir. Ortada hukuka aykırı bir icraat varsa ülkede hukuk yok mudur, bağımsız yargı yok mudur?. Ortada bir hukuksuzluk yoksa, hükümetten rahatsız olanların ülkeyi gerecek ve piyasaları alt üst edecek bir raddeye getirme hakları olmalı mıdır? Ne sivil toplum örgütlerinin, ne gazetecilerin ne de askerlerin böyle bir hakkı kendilerinde görmeleri demokratik değildir. Eğer hükümete muhalefet edecekse halkın meclise soktuğu bir muhalefet partisi vardır. Hoş onlar da zaman zaman meclis kürsüsünden bile üstü kapalı tehditler savurmaktan kendilerine alamıyorlar, ama Pazartesi günü CHP Grup Başkan vekillerinden sayın Oğuz Oyan, bu muhalefeti kendilerinin yaptıklarını ve yapacak güçte olduklarını ifade eden bir açıklama yapmıştır ki doğru ve demokratik olan da budur. Siyasi muhalefeti muhalefet partisi yapmaktadır yapmalıdır. Onun bu hakkı vardır çünkü halk ona muhalefet yetkisi vermiştir. Ama halk hükümete bağlı olan hiçbir kuruma muhalefet yetkisi vermemiştir, aksine halkı hükümeti o kurumları da yönetsin diye yetkilendirmiştir. Genel Kurmay'ın ülkede hükümeti uyaracak bir konumda olduğu görüntüsünü vermesi hükümetin de bu fiili durumu onaylıyor görünmesi demokratik değildir. Bu durum hem hükümeti hem orduyu hem de ülkeyi yıpratır. İkisinin tavrı da demokratik değildir ama her ikisini de ayıplayamıyorum. Çünkü bir başbakan YAŞ'da diğer üyelerle aynı seviyeye indirilmişse, genel kurmay başkanı ve kuvvet komutanları MGK'da anayasa gereği sorumlu oldukları başbakanla aynı seviyeye yükseltilmişse burada sorun hükümette ve genel kurmayda değildir. Sorun anayasada ve yasalardadır. Olağanüstü dönemlerin failleri sivil irade üzerinde etkinliklerini sürdürmek için böylesi olağanüstü düzenlemeler yapmışlarsa, olağan dönemlerde demokrasi eksiksiz olarak işletilmeli ve bu olağanüstü uygulamalar olağanlaştırılmalıdır. Elbetteki demokrasiyi rayına oturtacak olan halkın iradesinin tecelli ettiği mekan TBMM'dir. Modern hukuk dilinde çıkış garantileri olarak adlandırılan olağanüstü dönemlerin düzenlemeleri olağanlaştırılmalıdır. İşte demokratikleşmenin önündeki en önemli aşama budur.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |