AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan, tezkerinin Meclis'te reddedilmesinin Türkiye-ABD ilişkilerine zarar verdiğini ancak, ABD'lilerin de artık geleceğe bakmat istediklerini belirterek, "Tezkerenin geçmemesi yeni bir açılıma imkan sağladı" dedi. Geçtiğimiz hafta, Microsoft tarafından ABD'de düzenlenen "Dünya Liderleri 2003" toplantılarına Microsoft'un davetlisi olarak katılan Murat Mercan, CSIS, The Washington Instıtute gibi think-tank kuruluşlarında çeşitli toplantılara katılarak, Türkiye-ABD ilişkilerini değerlendirkilerini söyledi.

Murat Mercan, "Türk-Amerikan ilişkilerinden tezkere sonrasında bir gerilme var. Ancak bu gerilme geri dönülemez değil. ABD'liler 'Geçmişte olanlar oldu, ilişkiler zarar gördü, yeniden eski hale gelmesinin yollarını aramak gerekir' diyorlar. Türkiye'nin adım atmasını bekliyorlar" diye konuştu.

'Stratejik önememiz artar'

Yeni Şafak'a, Türk-Amerikan ilişkilerinin yeni bir döneme girdiğini anlatan Mercan, "Türkiye'yi Amerika'nın ileri karakolu olarak görmek ilişkilerin zedelenmesine neden olabilir. Artık Türkiye-ABD ilişkilerinde, yeni dış politikanın gereği yeni açılımların dikkate alınması gerekir. Tezkerenin geçmemesi yeni bir açılıma imkan sağladı. Yeni açılımı iyi şekilde kullanırsak, stratejik önemimiz artar. Türkiye yeniden yapılanmada önemli rol üstlenirse, ABD için önemli hale gelir" dedi. Mercan, "ABD, Irak'ın yeniden yapılandırılmasında koalisyon ülkeleri olmak üzere tüm dünyadan yardım alacaktır. Türkiye de rekabetçi faktörünü iyi kullanırsa Irak'ta ön plana çıkabilir. İnşaat işlerinde önemli payımız olabilir. Özel sektörün aktif olması gerekir" dedi. Mercan, katıldığı toplantılar sırasında ABD'lilerin bazı endişeleri dile getirdiğini, bunlara cevap verdiğini söyledi. Mercan, şöyle konuştu.

ABD'nin endişeleri yersiz

"Tezkerenin geçmemesi AK Parti Hükümeti'nin zaafiyeti midir?' şeklinde endişeler olmuş. Bu endişenin doğru olmadığını söyledim. Finans çevreleri başta olmak üzere bütün çevreler AK Parti'ye büyük bir prim verdiler. Bazı soru işaretleri var. Bu soru işaretleri olmasa yatırımcılar Türkiye'ye gelir. IMF ile olan ilişkileri sordular. Bir başka endişeleri ise özelleştirmenin yapılmayacağı konusunda. AB konusunun Türkiye için geri dönüşü olmayan bir süreç olduğunu söyledim. AB için ne gerekiyorsa yapacağız dedim. Hükümet ile ordu arasındaki ilişkileri de merak ediyorlar. Hükümet ile ordu arasında vehmedilen tartışmaların abartılmaması gerekir. Bu tür tartışmalar Batı'da sorulmadığı gibi Türkiye'ye de sorulmaması gerekir' dedim."