AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Fetih ve hedeften sapma...

İstanbul'un fethi, her yıl kutlanır, amma her asırda bir veya yarım asırda bir kutlamanın çok daha büyük anlamı vardır. Çünkü, böyle kutlamalar her insana nasip olmaz. Fethin 500. yılı kutlandığında gösterilen ilgiden daha çok, 550. yılda gösterilmesi gerekirdi.

Bugün, imkanlar daha çok, "Bizantinizmi" hortlatmak için yapılan çalışmalar çok daha büyük boyutlara ulaşmış bir durumdadır. Şüphesiz, fetihten önce arta kalan kültür varlıkları asırlarca korunmuş, hiçbir şekilde "Mahmiye-yi Kostantaniyye" sözü unutulmamış, paralarda bile "Duribe fî Kostantiniyye" diye yazılmıştır. Ama bunun yanında "Dersaadet", "İslambol" veya "Merkez-i Hilafet" olarak adlandırıldığı gibi, her yerde fethe medar olan "Hadis-i Şerif" de, bir "Osmanlı arması" gibi bütün bina ve evlere varıncaya kadar, ne kadar kültür ve dinî yapı varsa hepsinde baş tacı edilmiştir.

Hatta fethin 500. yılında "İstanbul Fetih Cemiyeti" bile kurulmuştu.

Bugün ise, elli yıl sonra, her halde fetihle ilgili bir "Enstitü" veya bir "Akademi" kurulmalıydı. Hatta İstanbul üniversitesi, Fatih'ın kurduğu medreselerin ruhuna uygun bir tarihî geçmişle özdeşleşip, bir sürü etkinlikte bulunmalıydı.

Fetih, görüyoruz ki unutulmuş gitmiş, bir takım göstermelik işlerle, tıpkı Osmanlı'nın kuruluşunun 700. yılı anısına yapılması gereken etkinlikler gibi, savuşturulmuştur.

Böyle bir ortamda da, bir de "bir kısım medya" ülkeyi eski yöntemleri uygulayarak, asker-sivil ayırımcılığına çanak tutmuştur. Tıpkı "Mütareke dönemi matbuatı" gibi, başka mecralara ülkeyi sokmanın çabasına soyunmuştur.

Dünya değişmiş, ülkeler her türlü afet ve belalar karşısında, insanların insanca yaşaması için gereken dayanışmayı sağlayıcı çalışmalara girişmişlerdir.

Böyle bir değişim içinde, Fatih ve fetihi de iyi değerlendirmek gerekirdi. "Osmanlı Kavuğu"nu yere çalanlar karşımıza "Kardinal Serpuşu" ile çıkmamalıydılar.

Bu tür "medya"nın Batı'nın taklitçisi olması gerekirdi. Amma, Nato'nun eski Enformasyon müdür ve Alman diplomatı iken, sonradan "Müslüman" olan dr. Murad W. Hofman'ın "Üçüncü Bin Yılda Yükselen Din: İSLAM" adı eserinde şöyle der:

"Her toplum layık olduğu medya gerçeği ile eninde sonunda yüzleşir.(...) Peter Kreeft, l966'da medya mensuplarının kendi halklarının dinî değerlerinden, örf ve adetlerinden son derece uzak bulunduğunu ABD açısından istatistiklere dayanarak isbatlamıştır. -Araştırma Avrupa'da da yapılmış olsaydı,yine aynı sonuçlar alınırdı.- Bu araştırmaya göre, Amerikan vatandaşlarının % 90'ı, eşlerinin birbirini aldatmasının kötülüğüne inanırken, bu oran, medya mensuplarında %50'ye, düşmektedir.

Amerikalıların % 50'si düzenli olarak kiliseye giderken, bu oran, gazetecilerde % 9'a düşmektedir. Amerikalıların % 72'si kürtaja karşı çıkarken, kürtaja karşı olan gazetecilerin oranı sadece % 3'tür." (Çağrı Yayınları, sh:91 vd, İstanbul- 2003)

Sürekli batı taklitçiliği yapan bir kısım "medya"nın da bundan farklı bir yönü olmadığındandır ki, "Eski İstanbul" için hiç bir girişimi olmamış, Bizans'ın eski entrikaları ve kraliyet düzenbazlıklarına çanak tutmuştur.

Böyle bir günde, 550. fetih yılı kutlamalarında "fethin ihtişamı"nı belgeleyen "filim ve sahne oyunları" ile halkın önüne çıkılmış olsaydı, tarihe damgasını vuran ve çağ açan Sultan Fatih kadar, ulemanın başı Akşemseddin'in ruhu da şad edilmiş olurdu.

Fakat, gidin görün: Sultan Fatih'in kabri ile kütüphane ve kumandanlarının mezar taşları, izbelik, çöplük ve yıkılmışlık içinde, cahil restoratörlerin sömürüsüne terk edilmişlerdir.

Vali ve Belediye Başkanları, hangi yüzle Yüce Fatih'in kabrine gidip önünde, dua ve niyazda bulundular?

Selefleri, 550. yıldan haberleri mi yoktu?

Fatih'in ilim yuvaları, birer mezbelelik olsun diye mi, bu nesle miras bıraktılar?

Fethin 550. yılını sembolize eden bir eser dikemedik, bari, bir eserini ihya edip, yeni neslin önüne onunla çıksaydık, ne iyi olurdu!...

Demek ki, yedi düvelin yapamadığını biz yaptık, ve koca tarihî ağaçları kesip, yeşil alanları birer gece kondu haline getirdik.


www.sadikalbayrak.com

30 Mayıs 2003
Cuma
 
SADIK ALBAYRAK


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED