AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Elli Altı Şevrole

Burada bir otomobil medhiyesi yapacak değilim. Lakin lafın istikameti bizi buna mecbur ediyor.

Şöyle ki;

Efendim Sergen Yalçın bildiğiniz gibi bu ülkenin yetiştirdiği ender kabiliyetlerden biridir. Kabiliyetli futbolcudan her zaman için istikrar beklenmesi doğrudur, ama şart değildir. İşte bu ruhsatı alan Sergen futbol hayatında inişler-çıkışlar-maceralar yaşadı. Beşiktaş'ta temayüz etti, dört büyük takımı dolaştı, sonunda yuvaya döndü.

Sergen konusunda ihtilaf büyüktür.

Hatta iş o raddeye gelmiştir ki; futbol medyasında Sergen'in ifadesi ile "Sergen düşmanları" üremiştir. Sergen ne yaparsa yapsın onların gözüne giremez. Onlar umumiyetle şöyle derler:

"Evet Sergen büyük kabiliyet, lakin -işte özel hayatı falan, tutkuları, at yarışlar vb. dile getirilerek- ona güvenilmez. Bir-iki maç oynar, bütün bir sezon yatar. Doğru-dürüst antreman yapmaz, disiplin tanımaz, dolayısıyla ondan adam olmaz."

Bu fanatik Sergen karşıtları içinde az daha yumuşak olanları da vardır. Onlar "evet haklısınız ama ona tahammül edilmeli, nazı çekilmeli, her zaman son bir şans verilmelidir" derler.

Bu son şans Sergen'in Beşiktaş'a -kürkçü dükkânına döner gibi- son gelişinde iyicene meydana konuldu.

Parmağını sallayan herkes:

"Bak Sergen, bu son şansın ha!"

diye tenbihatta bulundu.

Sergen kiloluydu, ancak yirmi dakika falan oynayabiliyordu, ama Lucescu diğer futbolcuları yola sokması gibi, motive edip çalıştırmayı bilmesi gibi, Sergen'den de nasıl faydalanılacağını gösterdi. Son maçta altmış dakika rahat oynadı ve Sergen nasıl bir virtüöz olduğunu gösterdi.

Bazıları onun için "Ellialtı Şevrole" diyorlar. Ne demek bu? Şu demek:

-Güzel ama devri geçti, ancak müzeye konur.

Bu hükmün haklılığı-haksızlığı bir yana; diyelim ki "evet 56 şevrole", kötü mü bu? Şöyle pırıl pırıl, salınarak geçip gitse önümüzden kim başını çevirip "Vay be araba dediğin bu işte" demez. Ellialtı Şevrole'nin dizaynı, özellikleri onu bir "efsane" kılmıştır. Sergen de bir "efsane" oldu. Tıpkı Metin Oktay, Can Bartu, Lefter, Cemil vb. gibi. Bilenler bilir genç yaşta kaybettiğimiz bir Beşiktaş'lı Yusuf vardı.

Taraflı tarafsız futbol tutkunları sırf onu seyretmek için maça giderlerdi.

Ben bir Fenerbahçe'li futbol tutkunu olarak Sergen'i seyretmeye doyamıyorum.

Topu ayağına aldığında tribünleri ayağa kaldıran kaç futbolcu var?

Sergen son bir gayret ile belki de futbolu bırakacağı Beşiktaş'ta harikalar yaratıyor. Bu final ona yakışacak ve eğer Beşiktaş bu yıl şampiyon olursa bunda Sergen'in büyük rolü olacak.

Helal olsun sana Ellialtı Şevrole.

Şöyle bir gel geç önümüzden, içimiz açılsın.


8 Nisan 2003
Salı
 
MUSTAFA KUTLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED