AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Ekmek nerede?

İlk olarak kim söylemiş, ne zaman, nerede söylemiş belli değil.

“Ekmek aslanın ağzında”.

Esaslı söz doğrusu.

Hayatın zorluğunu, geçim derdini, risklerin büyüklüğünü üç kelimeyle özetleyiveriyor.

Epeyce eski bir söz bu.

Zamanla yetersiz bulunmuş olmalı ki, sonradan “Ekmek aslanın midesinde” şekline çevrildi.

Detaydan hoşlananlar, “Ekmek eskiden aslanın ağzındaydı, artık midesinde” diyerek mübalağa sanatının zirvesine ulaştılar.

Hayat gittikçe zorlaşıyor çünkü.

Babalarımızın küçük kazançlarıyla yaptıkları birikimlere bakıp hayret ediyorsak, bunun bir açıklaması olmalı değil mi?

İşsizlik büyüyünce, kazançlar günden güne küçülünce, enflasyon denen canavar iyice semirince, faturaları ödeyebilmek bile mesele haline gelince, ekmeğin aslanın midesinde olduğu şeklindeki benzetme de artık yetersiz gelmeye başladı.

Bir vakit sonra bizim aslan, yediğini hazmetti ve ekmek bağırsaklarına doğru ilerlemeye başladı.

Ardından, krizler, savaşlar, tekrar krizler derken, aslan kurtuldu karnındakilerden.

Aslan ekmeği yuttu, yedi ve çıkardı.

Şimdi ekmek bir yanda, aslan bir yanda.

Gitti gider... Ama biz o geride kalana ekmek diyebilir miyiz, bilmem!

GERÇEK SADDAM

Hedef, Saddam Hüseyin hesapta. Ne var ki bütün şehirler bombardıman altında. Amerikan ve İngiliz füzeleriyle ölenlerin, yaralananların çoğu sivil.

Ölüm saçan bombalara füzelere inat, Saddam çıkıp Bağdat sokaklarında dolaşıyor.

Görüntüleri televizyonlarda yayınlanıyor.

Karşı tarafsa, o kişinin Saddam Hüseyin değil, benzerlerinden biri olduğunu iddia ediyor.

Söylenen doğruysa, beş altı tane dublörü varmış.

Önümüzdeki günlerde Amerikan askerleri Saddam'ı ölü ya da diri ele geçirdiklerini söyleyerek görüntülerini yayınlayabilirler.

O zaman Enformasyon Bakanı Sahaf çıkıp şu açıklamayı yapar:

- Ele geçirilen kişi Saddam Hüseyin değil, dublörü.

BEYAZ SAYFA

Her yeni hükümet, yeni bir sayfa demektir. Yeni bakanlar, yeni müsteşarlar, yeni danışmanlar...

Yeni bir dönem, beyaz ve boş bir sayfa şeklinde açılır... Gelgelelim, bizde pek öyle olmuyor.

Hükümetler işbaşına geldiğinde, şöyle bir durum yaşanıyor:

Yeni sayfayı açtıklarında bir de bakıyorlar ki boş ve temiz olması gereken yerde, birtakım yazılar, çizgiler, çiziktirmeler var.

Siz olun da şaşırmayın bakalım!

- Kim çizdi bunları? Aşkolsun yani!..

İÇİNDE Mİ, DIŞINDA MI?

Ahmet Taşgetiren soruyordu geçen gün:

- “Koalisyonun içindeyiz” ne demek? Soru gayet açık: Amerika doğumevini vurdu, bu cinayetin içinde misiniz dışında mı? Amerika pazar yerini vurdu, içinde misiniz dışında mı? Binlerce insan insanlık dışı şartlarda esir olarak tutuluyor, içinde misiniz dışında mı?

Durum aslında tam olarak şu şekilde:

Ne içindeyiz koalisyonun
Ne de büsbütün dışında
Parçalanmaz yekpare bir savaşın
Önüne çıkanı yutan akışında

NECEF'TEN HABERLER

Amerika sözcüleri her gün değişik bir açıklama yapıyor:

- Necef'i kuşattık...
- Necef'i aldık...
- Almadık, yaklaştık...
- Necef'te şiddetli çatışmalar var...
- Necef'e girmemiz an meselesi...
- Necef'e girdik...
- Necef...

Savaşın başından beri gelen Necef'e dair haberlerin hepsi birbiriyle çelişkili.

Amerikan askerlerinin eline vereceksin birer Necefli maşrapa, göndereceksin!

Ama öyle olmuyor işte!
Sonunda Necef düştü.
Basra düştü.
Bağdat direniyor.

ÇİFTLİK

Rumsfeld amcanın
Bir çiftliği var
Çiftliğinde kovboyları var
Vur kır diye bağırır
Çiftliğinde Rumsfeld amcanın
(Murat Kayacan)

GÜNÜN SÖZÜ

Aşk, kalbin dolduğu aklın boşaldığı bir kum saati gibidir.
Jules Renard


8 Nisan 2003
Salı
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED