Polonya Başbakanı Leszek Miller, Türkiye'nin 2. Dünya Savaşı sırasında Almanya tarafından işgali ve haritadan silinmesini Türkiye'nin tanımadığını hatırlatarak, bundan dolayı Türkiye'ye minnettar olduklarını söyledi. Polonya'nın Başbakan düzeyinde Türkiye ziyaretinin 30 yıl aradan sonra ilk kez yapıldığını hatırlatan Miller, "açığı kapatmak istediğini" vurguladı.

Miller, Yerel Televizyoncular Birliği Başkanı Şeyda Açıkkol'un sorularını cevapladı:

Türkiye'deki gündeminiz nedir?

Türkiye'ye en son Polonya Başbakanı 30 yıl önce gelmişti. Polonyalılar Türkiye'ye son derece minnettardir. Çünkü Türkiye Polonya'nin parçalanmasını tanımamıştır. Polonya Avrupa haritasından silindi ama Türkiye bunu tanımadı. 2. Dünya savaşında Türkiye'deki Büyükelçilik binamızda Polonya bayragı asılı duruyordu. Bu aramızda sağlam temeller var ve bu temeller üzerine müşterek gelecegimizi kurmamız gerekiyor. Türkiye ile Polonya'nin ticari işlemleri 900 milyon doları aşıyor. Bu büyük bir rakam ama yeterli degil. Heyetimizde işadamlari var, onlar buradaki Türk arkadaşlarıyla işbirligini nasıl geliştirebiliriz diye görüşmeler yapacaklar. Bu 30 yıllık açığı kapatmış olacagız.

Türkiye'de bulunmaktan çok mutluyum. Ortak tarihimiz var. Tarihte ortak sınırımız bile oldu. Siyasi ve ekonomik işbirliğini geliştirerek, dostluğumuzun pekişmesi için elimizden geleni yapmalıyız. Polonyalı turistler Türkiye'den çok memnun kalıyorlar, ben de Türkleri bekliyorum.

ABD'ye neden destek verdiniz?

Polonya Soguk savaşın ardından ABD ile yogun bir ilişkiye girdi. George Bush, Cumhurbaşkanınız sayın Alexander Kwasniewski ile görüşmesinden sonra "Avrupa'da Polonya'dan yakın dostumuz yok" dedi. Bu yakın diyalogun nedenleri neler?

Gerçekten Polonya'nın ABD ile ilişkileri çok iyi. Hem eskiden hem de bu dönemde ne kadar yardım aldığımız unutmuyoruz. Bizim isteğimiz bu iyi siyasi ortaklığın iyi bir teknolojik ortaklığa dönüşmesi. Bizim koalisyonda yer almamız aslında Saddam'ın etkisiz hale gelmesi demektir.

Savaşta ABD'nin yanında yer aldınız. Desteginiz şartsız mı?

Bugün dünyada iki tehdit var: Uluslar arası terör ve diktatörlük. Kitlesel imha silahları yüzünden kimse güvende değil. Saddam, Birleşmiş Milletler kararlarını uygulamadı. Dolayısıyla biz bu koalisyon içindeyiz. Umarım askeri faaliyet kısa sürecek. Temennimiz savaş kurbanlarının az olması, Irak'ın kısa zamanda yeniden yapılanması. Irak milleti, ülkelerinde BM şemsiyesi altında yeniden güvende olacaklar.

Ama Afrika'da da pek çok diktatörlük var. Onlar dururken Irak'a yapılan operasyon sizce gerçekten insanlar için mi?

Tüm dünyada kitlesel imha silahları yok edilmeli. Saddam, halkına karşı bu silahları kullandı, onun halkına yaptığı zulmü unutmamalıyız. BM 17 karar aldı, Irak bunlara uymadı. Bu operasyon bu yüzden başlatıldı.

Irak'ta yaralanan, ölen kadın ve çocukları gördüğünüzde neler hissediyorsunuz?

Polonya çok acı çekti, ama sadece savaşlardan dolayı değil; yapılması gerekip de yapılmayanlardan dolayı da acı çekti ve çekiyoruz. 2. Dünya savaşından sonra büyük bir katliam oldu. Bu savaşın kurbanlarını gördüğümde çok duygulanıyorum. İnsanların ölmesi feci bir olay. Fakat Saddam'ın kimyasal silahları yüzünden de daha az kurban verilmeyecek.

AB-ABD çatışması yok, farklılık var

Savaş AB'yi de iki parçaya böldü. İngiltere'nin önderlik ettiği bir grup devlet ABD'yi destekliyor. Polonya da bunların içinde. Almanya ve Fransa'nın önderlik ettiği bir grup ülke ise ABD'nin yeterli hukuki temele sahip olmadığını belirterek savaşa karşı çıkıyor. Görüş ayrılıkları AB'nin gelecegini nasıl etkiler?

Görüş ayrılıklarının olması dogaldır, ama ben bu süreçte herkesin ortak noktaya varacagina inanıyorum. Kısa süreçte bir ayrılık ama uzun vadede aynı noktaya varacaklar. Artık Irak'taki operasyondan sonra neler yapabiliriz bunu düşünmeliyiz. AB içerisindeki ilişkiler nasıl iyileştirilebilir, ABD -AB ilişkileri nasıl iyileştirilebilir bunu düşünmeliyiz. ABD AB'ye, AB ABD'ye karşı çıkmamalı. Farklı fikirlere saygı göstermeliyiz. İyi ortaklıklar daha çok görüşerek kurulur. Aslında yaşadığımız olaylar hem AB için hem de AB ile ABD ilişkilerinin daha iyi olmasında etkili olabilir. Bu çatlakların giderileceğine gönülden inanıyorum. Avrupa aslında Saddam'ın silahsızlandırılması gerektiği görüşünde; stratejik araçlarda da farklılık yok. Sadece amaca giden yolda araçlara ilişkin görüş farklılıkları var.