|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Hıristiyan Alemi, hiç değilse büyük bölümü, şu günlerde ‘Paskalya’ bayramını kutluyor. Musevilerin ‘hamursuz bayramı’ da yine bu günlere rastlıyor. ABD başkanı George W. Bush, bayramı, ailesiyle birlikte Teksas’ta geçiriyor. Bush, önceki gün yaptığı radyo konuşmasında, “Bu yılın paskalya ve hamursuz bayramlarının asker aileleri için özel bir anlamı bulunuyor” dedi. Bush, Irak’a açılan savaşta kendisini Tanrı’nın yönlendirdiği iddiasında. Irak savaşının ‘uygarlıklar çatışması’ boyutu neredeyse unutuldu; konu, bir yan tartışma olarak sürüyor. Tartışmanın sürmesinin sebebi Bush’un kimliği: Kendisini ‘yeniden doğmuş Hıristiyan’ olarak tanımlayan biri ABD başkanı; bu sebeple de, münasebetli-münasebetsiz Tanrı’nın adını anmadan edemiyor. Oysa, Hıristiyanlık, “Tanrı’nın adını gereksiz yere anma, küfürde kullanma” diye uyaran bir din... Bush’un ‘din’ konusunda çelişkisi yalnızca “Tanrı adı” ile sınırlı değil. Daha garip bir durum söz konusu: Bush, ‘United Methodist’ mezhebinin bir üyesi; ancak, savaş öncesi ve sonrasında hemen her dinden önemli kişilerle biraraya geldiği bilinen ABD başkanı, kendi mezhebinin temsilcileriyle görüşmedi. United Methodist Kilisesi’nin ABD başkentindeki temsilcisi Jim Winkler, “Bize 15 dakikasını ayıramaması sürpriz” demiş... Aslında sürpriz bir yönü yok Bush’un kilise mensuplarına duyduğu ilgisizliğin; United Methodist Kilisesi, ABD’nin Irak’a açtığı savaşa, “Hz. İsa’nın öğretilerine ters bulduğu için” çok keskin bir dille karşı çıkıyor. ‘Dindar’ Bush, bağlı olduğu kilisenin savaş konusundaki tavrına kulak tıkıyor; bu nasıl dindarlıksa... İşin bir ilginç yanı da, United Methodist Kilisesi’nin savaş sonrası tavrı... Kilise, Saddam-sonrası Irak’ın yönetiminin Birleşmiş Milletler’e bırakılmasından yana; Winkler, “Ortadoğu bütün kitle imha silâhlarından arındırılmalıdır” görüşünü “İsrail dahil” diye tamamlıyor... Bush’un kendi kilisesine kulak tıkamasının sebebi belki de bu. ABD, Başkan Bush’un şahsında, daha ‘radikal’ bir din anlayışını ‘resmi görüş’ haline getirme çabasında. Sağduyulu görüşleri işitmezden gelen Bush, fanatizmini herkesin eleştirdiği Franklin Graham adlı papazın başında bulunduğu kiliseyi Irak’ta ‘insani yardım’ çalışmaları eşgüdümüyle görevlendirdi. Papaz Graham, İslâm ve İslâm’ın Peygamberi konularında ağza alınması mümkün olmayan görüşleriyle tanınıyor. Beyaz Saray, Graham’ın misyonerlerini Irak’a yolladığı gibi, Pentagon da, Graham’ı, paskalya bayramı vaazını vermekle görevlendirdi. Graham vaazda da bildiğini okudu. Dediği şu: “İsa’yı tanımayanın dini ve Tanrı’sı yoktur; İsa hayatta, ayakta ve çok yakında dönüyor...” Washington yönetimi, din konusundaki ‘aşırı’ tavrını Hıristiyan kiliseleri arasında ‘fanatik’ bilineni ‘sağduyu sahibi’ne tercih ederek sergilemekle kalmıyor; Müslümanlara başka ‘doğrudan’ mesajlar da veriyor. En son gelişme şu: Beyaz Saray, geçen hafta, ABD Barış Enstitüsü (US Peace Institute) üyeliğine Daniel Pipes’ı aday gösterdi. Pipes, Franklin Graham’ın ‘Musevi versiyonu’; ne zaman ağzını açsa İslâm ile terörizm arasında birebir ilişki kuran ve bütün Müslümanları suçlayan açıklamalarıyla tanınan biri. Washington Post gazetesi, “Pipes’ın adaylığı yaraya basılan tuz gibi; Kongre onaylamamalı” diye yazma ihtiyacı duydu Daniel Pipes için... Bir günün Amerikan gazetelerinin taranmasıyla elde edilen bu gelişmeleri altalta koyduğumuzda, son zamanlarda hakkında çok mürekkep tüketilen ‘uygarlıklar çatışması’ konusunda ilginç bir tablo elde ediliyor: Irak Savaşı öncesinde, çatışmanın Batı ile İslâm arasında olmadığı izlenimine önem verdiği iddia edilen Washington yönetimi şimdilerde çatışmacı yaklaşımı zorluyor... İslâm Dünyası ve Müslüman kitlelerin üzerine ‘kastî’ bir biçimde gidiyor Washington; Başkan Bush, bu yolda kendi kilisesini bile karşısına almaktan çekinmiyor... Bu ‘farklı çatışmacı yaklaşımı’ izlemekte yarar var...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |