Radikal yazarlarından Murat Yetkin'in birkaç gün önce (15 Nisan) yayımlanan yazısı kendisine ne kadar, ne sayıda okuyucu buldu? Bana göre, Irak savaşının sona ermesine rağmen arada bir hâlâ kulağımıza gelen "Asker kabul tezkeresi geçseydi, bunlar olmazdı. Türkiye hem fırsat kaçırdı, hem de kendisini zora soktu" şeklindeki tek tük desteksiz atışların çok mu çok dikkate alması gereken bir yazıydı bu. Ama tabii ki, çoğu zaman olduğu gibi, bu çok aydınlatıcı haber /yoruma da kayıtsız kalındı. Oysa Yetkin'in köşesinde çok değerli bir haber ve yorumla karşı karşıyaydık; AKP hükümetlerinin Irak savaşındaki rolü (ve tabii sorumluluğu) üzerine çok mu çok değerli bir haber ve yorumla...

Yetkin'in yazısının başlığı bile tek başına aslında meseleyi epeyce açıklıyordu: "Dışişleri Bakanı: Kerkük dahil olsaydı, tezkere geçerdi".

İşte mesele bu kadar basit.... Yani medyanın ana gövdesinden fışkıran ve AKP hükümetlerini "vebal altında" bırakan haber ve yorumlar bu kadar temelsiz...

Hatırlarsanız ben de bu köşede şu "tez" üzerinde ısrar edenler arasındaydım: Olamaz; İkinci AKP Hükümeti'ni kurmakla meşgul Tayyip Erdoğan'ın olumlu yaklaşımı, "Çankaya Zirvesi"nin yol vermesi ve Genelkurmay Başkanı'nın telkin ve tavsiyeleri ortada dururken, Meclis'ten geçmeyen "ikinci tezkere"nin yerini alacak olan yeni (üçüncü) tezkerenin sadece "hava sahası"nı açan bir içerikle karşımıza gelmesinin "günahı" AKP Hükümeti'ne çıkarılamaz...

Olacak iş miydi Allah aşkına? "Çankaya" evet demiş, Genelkurmay "Hadi!" demiş, Başbakanlığı devralmakta olan Erdoğan farklı düşünmüyor, ama şöyle "komple" bir tezkerenin Meclis'ten geçirilememesinin sorumlusu AKP! Hatta -Avni Özgürel'in geçenlerde yazdığı gibi- "herkesin" evet dediği bir tezkere içeriğine CHP yine yekpare olarak "hayır" diyecek?!

Tamam, Dışişleri Bakanı Gül'ün Yetkin'e yaptığı açıklama doğrudan Meclis'ten geçmeyen "ikinci tezkere"ye ilişkin. Ama bizim bu açıklamayı hikayenin sonrasını açıklamak için de kullanmamız hakkımızdır.

Dışişleri Bakanı Gül, şöyle diyordu: "İnsanlar düşünüyor ki, biz aslında Musul'a, Kerkük'e gidecektik, ama tezkere geçmediği için gidemiyoruz. Birinci tezkere Meclis'ten geçmiş bile olsaydı, Musul'a, Kerkük'e Türk askerinin girmesi diye bir konu yoktu; bu hesepta yoktu. Bir aşamada konuşuldu, ama Amerikalılar orada başka sıkıntılara neden olur diye istemediler (...) Amerikalılar Türk askerinin Kerkük ve Musul'a kendileriyle tam işbirliği içinde girişini bile istemediler. MOU (mutabakat muhtırası) görüşmeleri sırasında konuşuldu, askeri alanda anlaşma yapıldı, orada yok bunlar. (...) Musul ve Kerkük'e Amerikalılar'la birlikte girişimiz kabul edilmiş olsaydı, birinci tezkere geçerdi."

Çok aydınlatıcı bir açıklama değil mi? Hatırlayın; bu çerçevede MGK'dan "teşvik" edici hiçbir sesin çıkmadığını da bu çerçevede hatırlayın... Demek ki, Musul ve Kerkük'e "giriş" suya yattıktan sonra meseleye sadece AKP Hükümeti değil, "hiçkimse" asılmamış....

Söylediğim gibi, bu hikayeyi olduğu gibi Meclis'ten geçen ve birçoğunun "çok zayıf" bulduğu "üçüncü tezkere"ye de uyarlayabiliriz. Kuvvetle muhtemel ki, o zaman da, aynen "geçmeyen tezkere" döneminde olduğu gibi geçen tezkere de "Çankaya Zirvesi", Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı'nın "olumlu" görüşüne -ve ilkine göre daha hazır Meclis'e- rağmen ABD'den Musul ve Kerkük'e "giriş" izni alınamamasından dolayı sadece "hava sahası"nı açan bir içerikle TBMM Genel Kurulu'na indirildi.

Ayrıca belirtmeme gerek yok, anlaşılmıştır sanırım: Hikayeyi böyle okumak AKP hükümetlerini yürüttükleri savaş politikası açısından "sütten çıkmış kaşık" gibi sunmak bir niyet taşımıyor. Hikayenin bu şekilde (büyük ihtimalle) doğru okunması hiç değilse "adil" davranmak gerekliliğini dayatıyor. Yani Türkiye'nin Irak savaşına Meclis'ten geçmeyen tezkerede söylendiği gibi var gücüyle katılamamış olmasının "tek sorumlusu" söylendiği gibi AKP hükümetleri değil. Türkiye'yi bu hayırlı yola sokan, Meclis'in, AKP hükümetlerinin, "Çankaya Zirvesi"nin ve Genelkurmay Başkanı'nın, bu hayırlı seçimi yapmalarına neden olan -istemeden de olsa!- sadece ABD'nin Türkiye'ye Musul ve Kerkük yolunu kapaması oldu.

KÜRŞAT BUMİN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu