AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Koskoca adamsın, yakışıyor mu Özdemir?

Bu, Özdemir İnce'ye, tartışma adabının dışına çıkmadan vereceğim son yanıt olacak; tartışmanın dilini, bundan böyle, "ikinci cumhuriyetçilerin korkulu rüyası", "süper yazar" triplerine sokulup çileden ve zıvanadan çıkarılan İnce üslubu belirleyecek.

İnce'nin, Coelho tartışmasını "nerelere vardırdığını", kendince İnce karşıtları olarak tavsif ettiği kişiler arasında nasıl bir organik ilişki vehmettiğini bu sütunda okudunuz.

Sorduğum (gündeme getirdiğim) şey çok basit oysa:

"Coelho bir 'yabancı'dır ve bilmeye mezun değildir; peki, Türk ve muhtemelen Müslüman bir mütercim 'minare'yi 'kule', 'ezan'ı 'şarkı' diye çevirir mi?"

Kendince bazı yanıtlar veriyor İnce, romanın kahramanı Santiago'nun köyden çıkıp geldiğini, dolayısıyla, ezanı ve minareyi bilemeyeceğini söylüyor. Oysa Santiago, bildiğimiz "köyden çıkıp gelmiş" çocuklardan değil; Latince, İspanyolca ve "dinbilim" okumuş; donanımlı ve meraklı bir genç. Ezanı ve minareyi bilmemesi mümkün mü?

Hadi bu yazarın (Coelho'nun) seçimidir diyelim.

Ama, kötü bir seçim olduğunu teslim etmek lazım: Demek ki yazar, yarattığı kahramanı tanımıyor; ona hem "dinbilim" okutuyor, hem de (ne tuhaf) "ümmî" muamelesi yapıyor.

Hadi bunu da "doğal" karşılayalım; çünkü "bir şarkı sözü yazarı"ndan sözediyoruz; önemli sayılmayabilecek eserler vermiş, yazınsal değeri tartışılır bir yazardan... Çünkü Coelho, bir Marquez, bir Cortazar, bir Llosa değil; şarkı sözü yazarlığından nasılsa romancılığa terfi etmiş, "mevzudan habersiz" ikinci sınıf bir romancı. Hıncal Uluç gibilerin katkılarıyla ülkemizde büyük ilgi görüyor, önemli bir edebiyat adamı sayılıyor ama, çoğunluğun (muhtemelen) keramet vehmettiği eseri (Simyacı) "müsteşrik sıhhati"nden bile yoksun.

İnce, bu kötü yazarın eksik, muğlak, anlaşılmaz bıraktığı yerlerde araya girip, açıklamalar yapıyor.

Daha önce de yazmıştım; tam 18 yerde araya girmiş ve dipnotu düşerek "cilbab"ın, "kefye"nin, "İsa'nın Kutsal Yüreği"nin, "menkıbe"nin, "altın göğüslük"ün ne olduğunu açıklamış.

Eksik olmasın...

Ama "yüksek kulelerin tepesine çıkıp şarkı söyleyen adamlar"ın aslında hangi eylemi ifa ettiğini, insanların niçin "diz çöküp alınlarını yere vurduğunu" es geçmiş.

Niye?

Çünkü Tevrat'ta yazmıyor.

Çünkü İnce Kur'anî kavram ve ıstılahları bilmiyor, medeniyetimize ait kavramları tanımıyor.

(Gösteri'deki yazısında, "Kur'an'ı da okudum" diyordu ama, yazdıklarında buna dair bir karine yok. "Menkıbe"nin ne olduğunu, örneğin, Tevrat'ta yazdığı için biliyor. Tamam, inanmasın, "hayat düsturu" olarak benimsemesin, ama hiç değilse bir kere okusun. Çünkü, Özdemir İnce, önemli bir aydın, önemli bir entelektüeldir kim ne derse desin; üstelik Türk ve Müslüman'dır, Mersin'in Demirışık Köyü imamı Kör İbram'a da borçludur.)

Nereye geleceğim?

Özdemir İnce, Melih Cevdet Anday'la (bu arada kendisiyle) ilgili yazdıklarımdan yola çıkarak, yeni bir tartışma başlattı Gösteri dergisinde... Yeni de sayılmaz aslında; "gelenek" ve "kaynaklanma" konusunda daha önce söylediklerini yineleyerek güya bana cevap veriyor.

Ama, bu defa, delirmiş vaziyetlerde. Hakaret ediyor; "cahil", "kuş beyinli" filan diyor. Daha pekçok tahfif ve hakaret sözcüğü...

Kendisi bilir. Parası çoksa, hakaretlerine devam edebilir. Nerden baksa, bir 20 kağıdını alırım... Ama, bir defaya mahsus, görmezlikten geliyorum. Çünkü, bugüne kadar, hiçbir meslektaşımı, hiçbir kültür ve sanat adamını mahkemeye vermedim; beni bu sevimsiz eyleme icbar ettirenlere sadece gülüp geçtim.

İnce'nin iddia ve ithamlarına elbette yanıt vereceğim, ama önce küçük bir hatırlatma:

Edep dairesi içinde tartışacaksak, tartışalım.

Çok şükür elim kalem de tutuyor, ağzım laf da yapıyor. Hele, küfür ve hakaret konusunda Özdemir İnce'yi kendime rakip bile saymam.

Şah-mat oynamıyoruz burada.

Birbirimizi ikna etmemiz de gerekmiyor.

Hiç değilse, tartışma adabımızla örnek olalım.


21 Nisan 2003
Pazartesi
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED