T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

"Ata sporu güreş ne hale geldi.."

Güreşçiler arasında çok sık söylenen bir tabir vardır. "Öyle bir güreş attı ki rakibini minderin altına soktu." Biz, bu cümleyi şampiyonların anılarından çok dinledik... Geçtiğimiz günlerde Dünya ve Olimpiyat şampiyonu olmuş efsane güreşçilerimizden birisi ile konuştum. Dertleştik. "Ata sporumuz Güreş ne hallere kaldı" dedi ve devam etti. "Olimpiyat oyunlarına katılmak bir güreşçinin tek hedefidir. Dört yıl süre ile çalışır, Olimpiyat'ta kürsüye çıkmayı hedefler. Altın madalya almak için kendini şartlandırır. Bugün tam tersi oldu. Dünya Şampiyonu olan bir güreşçimiz ile bronz madalya alan bir diğeri Doping cezası alıyor ve Atina 2004 Olimpiyat oyunlarına katılamıyor. Aldıkları madalyaları iade etmeleri isteniyor..."

Şimdi, madalyonun diğer yüzüne bakalım: Türk güreşinin uzun bir aradan sonra sesini duyurduğu birkaç sene öncesine bakalım. Madalyaya hasret kalmış ülkemizde Güreş, medyanın rahatsızlığını giderdi. Gazetelerin birinci sayfalarına çıktı. Güreş eğitim merkezleri çığ gibi büyüdü. Minikler, yıldızlar, gençler katagorileri dünya minderlerine şampiyonlar çıkardı. Güreş ailesinin içinde samimiyet, disiplin vardı. Peki ne oldu birkaç yıl içinde!

Sidney Olimpiyatları sonrası başlayan olumsuzluklar bugünlere geldi. Türk Güreşine yakışmayan "DOPİNG" son damla oldu. Peki, Türkiye Güreş Federasyonu bütün bu olaylara neden uzak kalıyor. Ata sporumuz Güreş, minderin altınamı giriyor. FİLA, madalyaları geri istiyor. Bu durum yıldızlara, gençlere kötü örnek olmuyor mu...

"Giden, geleni aratıyor" Sayın Osman Şansal.

Başkan seçilirken verdiğin sözlerin nerede kaldı...


28 Ocak 2003
Salı
 
BEKİR BORAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED