AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
İnsan, hukuka, adalete layıktır

Bilinen bir şey: Hukuk, Arapça bir kelimedir, 'hak' kelimesinin çoğuludur. Terim olarak, toplumun yaşama tarzını düzenleyen ve devlet müeyyidesiyle desteklenen ilkeler, yasalar, kurallar bütünü olarak kabul edilir. Kökündeki 'hak' kelimesi, onu, 'adalet'le kardeş bir terim haline getirir.

Bizim geleneğimizde çok özel bir yeri vardır, 'hukuk'un.

'Adalet mülkün temelidir' sözü, hukukun bizdeki yerini belirleyen, 'abide' bir sözdür.

Bütün hak ve özgürlükler, hukukla varolur. Hukuk eksildikçe, özgürlükler de eksilir.

Bir ülkede, birtakım yasaların, 'mevzuat'ın varolması, her zaman o ülkede 'hukuk'un varolduğu anlamına gelmez. Çünkü, bir yasa, 'hukuk' teriminin içerdiği 'hak' ve 'adalet' ilkeleriyle çelişebilir.

Hukukun varlığı ne zaman tartışılır?

Yasalar 'adil'se ve herkese 'eşit' olarak uygulanıyorsa, hak sahibine hakkını veriyorsa, insanlara, varolan her şeye 'zulmedilmesini' haksızlık yapılmasını engelliyorsa, hukukun varlığından sözedebiliriz.

Yasalar, yoksula ayrı zengine ayrı uygulanıyorsa; toplumun bir kesimine ayrı, bir başka kesimine ayrı uygulanıyorsa; bir bölgede ayrı bir başka bölgede ayrı uygulanıyorsa; hatta, bazı durumlarda hiç uygulanmayabiliyorsa, o yasalar 'adil' bile olsa, hukukun varlığı tartışılır bir şeydir.

Ve, ne yazık ki, 'hukukun varlığı' bizim ülkemizde uzun süredir en çok tartışılan konulardan biridir.

Hukuk'un tartışılmasının olumlu bir tarafı var: Tartışılınca, neyin eksik, neyin fazla olduğu daha açık görülebiliyor. Tartışılınca, daha çok kimse hukukun, nasıl tesis edilebileceği, 'hukuk devleti'nin nasıl varolabileceği, nasıl 'hukuk devleti' olunabileceği konusunda fikir sahibi oluyor.

Hukukun tesisi için, 'hukuk devleti'nin gerekleri için neler yapılabileceği anlamak, kolaylaşıyor.

Anahtar kelime: Sevgi

Yeni Şafak okurları, Yeni Şafak'ın yayın politikasında hukukun çok özel, çok önemli bir yere sahip olduğunu, hukukun, siyasete, ticarete, ayrımcılığa, hukuksuzluğa alet edildiği durumlarda, en güçlü sesin Yeni Şafak'tan çıktığını, en güçlü itirazın Yeni Şafak'tan geldiğini bilirler.

Birçok alanda olduğu gibi, hukuk alanında da, 'sevgi'nin anahtar kelime olduğunu söyleyebiliriz.

Kendi insanını 'seven' bir Türkiye... Kendi insanını 'potansiyel suçlu' olarak görmeyen, kendi gücüne, kendi insanına inanan bir Türkiye... İnsanlarının daha özgür olmasından rahatsız olmayan bir Türkiye...

Böyle bir Türkiye'nin, bu ülkeyi seven herkesin rüyası olduğunu; böyle bir Türkiye'nin daha güçlü olacağını düşünebiliriz.

Türkiye'nin, hak ve özgürlükler alanında geçirmekte olduğu süreci, bu açıdan değerlendiriyoruz. 'Avrupa Birliği'ne Uyum' gibi bir gerekçe olmasa bile, bizim insanımızın, sadece bizim insanımızın değil, 'insan'ın, bütün insanlığın 'hukuk'u hakettiğine inanıyoruz.

Yeni Şafak yine en iyisini sunacak

Yeni Şafak, Türkiye'deki en seçkin okur kitlesine hitap ediyor. Haberinde, yorumunda olduğu gibi, kültür hizmetlerinde de, kendi okur kitlesinin 'niteliğini' gözönünde bulunduruyor.

Son olarak, Şah Veliyyullah Dihlevi'nin "Hüccetullahi'l Baliğa" adlı büyük eserini "İslam Düşünce Rehberi" başlığıyla sunduk. Kampanyamız, büyük bir ilgiyle karşılandı. Okurlarımıza ve emeği geçen bütün Yeni Şafak ailesine teşekkür ediyoruz. Biz, Yeni Şafak olarak, 'en iyiyi, en güzeli' sunmak için yeniden hazırlanıyoruz. Yeni hedeflere doğru. Bekleyin.


14 Temmuz 2003
Pazartesi
 
EDİTÖRDEN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED