AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Hüseyin Cöntürk'ün ardından

Doğan Hızlan'ın Hürriyet'teki köşesinden aldım haberi (26 Haziran): Hüseyin Cöntürk sessiz sedasız aramızdan ayrılmıştı!

Her gün altı-yedi gazeteyi gözden geçirdiğim hâlde, Cöntürk'ün vefâtını duyuran herhangi bir habere rastlamamıştım o ana kadar.. Ne olacak; gazeteler vermediyse, televizyonlar hiç vermez bir edebiyat adamının ölüm haberini! Burası Türkiye!

Hemen, telefonla şair Yücel Ulu'yu aradım: O'nun da haberi yokmuş! Şaşırdı, üzüldü..

85 yaşında, Ankara'da yaşadığı 'yalnızlık' içinde, anladığım kadarıyla yakalandığı hastalıktan kurtulamamıştı Hüseyin Cöntürk..

Türk edebiyatında "Sahih eleştirmen kimdir?" diye sorulunca, akla gelen bir-iki imzadan biriydi kendisi ve fakat son dönemde ismi pek az gündeme geldiğinden -geçen yıl iki edebiyat dergisinin özel sayıları dışında- olacak, yaşarken olduğu gibi ölümü de medya dünyasında herhangi bir yer işgal etmekten uzak kalmıştı..

Sen yarım asra yakın Türk diline/edebiyatına hizmet et, dergi çıkar, kitap yaz, şair yetiştir, bir döneme eleştirmen olarak imza at; ancak ölümün, o anlı-şanlı medyada bir tek satırla bile olsa yer almasın! Ne acı! Bu olsa olsa, Türkiye'ye has 'körlük ve sağırlık', bir 'vurdumduymazlık' örneği olabilir!

Hüseyin Cöntürk'ü Bursa'da, Yüce Ulu'yu ziyarete geldiğinde tanımıştım. 90'lı yılların ortalarıydı sanıyorum. Şimdi restauranta (Bu kadim mekânda azıcık nargile keyfimiz vardı, onu da elimizden aldılar!) dönüştürülen, Ulu Cami'nin yanındaki nargile kahvesinde saatlerce oturmuş, bir ara yan tarafta yemek yemiş ve şiirden, şiir kitaplarından, dergilerden ve genç şairlerden bahsetmiştik. Bir veya iki yıl sonra aynı yerde, aramızda Halûk Aker de vardı ve biz (Yücel Ulu ve bendeniz) hem şiirden/şairlerden konuşmak hem de Hüseyin Bey'in hâtıralarını dinlemek üzere bir aradaydık..

Doğrusu ben, onca yaşına rağmen, genç şairleri bu kadar yakından takip eden birine hiç rastlamadım. Hüseyin Cöntürk'ün çantasında, sürekli taşıdığı bir-iki defter vardı. En genç şairlerin isimleri, varsa kitapları, değerlendirme notlarının yer aldığı bu defterlerde, şairlere verilen yıldızlar en dikkat çekici tarafı oluşturuyordu.. Değerlendirme notlarının sahihliğini daima diğer şairlere sorarak sağlamasını yapmak ve tanımadığı, bilmediği genç şairlerin olup olmadığı hususunda bilgi almak, Hüseyin Bey'in en bariz niteliklerindendi..

Hüseyin Cöntürk'ün eleştirmenliği yanında, en dikkat çeken tarafı dergiciliğidir. Çıkardığı, yönettiği dergilerde dönemin genç şairleriyle birlikte olmuş, o dergiye bir 'okul' işlevi kazandırmış ve birçok şairin bu okulda yetişip, kendini bulmalarını ve şiir dünyasında bir imza olarak öne çıkmalarını sağlamıştır. Hüseyin Cöntürk'ün bir dergi yönetmeni olarak şu ilkesi, çok mühimsediğim özelliklerinin başında gelir: O, çoğunlukla, şiir üzerine veya şair üzerine yazı yazmayan bir genç şairin şiirini asla basmazdı. 'Şiir üzerine düşünmek' ameliyesinin bir göstergesi olan şiir/şair merkezli düzyazı metinlerin genç şairleri besleyeceğini çok iyi bildiğinden, şaire, salt şiir çalışmalarıyla yer vermezdi dergisinde.. Artık ne böyle dergi yöneticisi kaldı, ne de buna tahammül edebilecek genç şair!..

Hüseyin Cöntürk'ün kitapları yeniden basılmalıdır. Anglo-Amerikan eleştiri tarzının Türkiye'deki kurucusu Hüseyin Cöntürk'ün eleştiri dünyamıza kazandırdıkları, dil/yöntem arayışları ve esere bakış zaviyesi, genç nesiller tarafından da bilinmeli, üzerinde düşünülmelidir.

Kendisine rahmet diliyorum...


14 Temmuz 2003
Pazartesi
 
İHSAN DENİZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED