|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
23 Mart 2003'te TBMM'den güvenoyu alan Erdoğan hükümetinin 500 gün karnesinde, aktif dış politika, enflasyonla mücadele ve demokratik reformlardan "tam puan" var.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında kurulan 59. hükümet, 500 günü geride bıraktı. 23 Mart 2003 günü Meclis'ten güvenoyu alan Erdoğan hükümetinin '500 gün' karnesinde, özellikle AB süreci ve Kıbrıs'ta izlenen aktif dış politika, enflasyonun 30 yıl aradan sonra ilk kez tek haneye indiği, faizlerin ve döviz kurlarının gerilediği ekonomik politikalar, özgürlük alanlarının genişletildiği insan hakları ve sivilleşme alanlarındaki başarılar ön plana çıktı. Düne kadar "Ne olacak bu Türkiye'nin hali?" denilirken, şimdi "Türkiye nasıl küresel güç olacak?" sorusuna yanıt aranıyor. Önce güven sonra istikrar
Erdoğan hükümetinin ilk 500 günlük icraat dönemi, Türk ekonomisi açısından başarılı bir dönem oldu. 3 Kasım seçimlerinin ardından piyasalara gelen güven ortamı, 59. AK Parti hükümetinin icraatlarıyla birlikte, kalıcı hale geldi. IMF ile yeniden stand-by anlaşması yapma kararı alan hükümet, önümüzdeki üç yıl içinde piyasalara "güven" mesajı verdi. 500 günlük sürede mali disipline önem veren hükümet, bir yandan da yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele etti. Bu kapsamda, gelir seviyesi düşük olan ailelere kömür, gıda yardımları yapılırken, hortumcuların da üzerine kararlıklıkla gidildi. Enflasyon başta olmak üzere makro göstergeler ise cumhuriyet tarihinin en iyi seviyelerine çıktı. Göstergeler nereden nereye geldi
Borsa bileşik endeksi 10 bin 604'lerden 19 binlere çıkarken, Dolar kuru 1 milyon 647 bin liradan 1 milyon 465 bin seviyesine geriledi. Türkiye 1993-2002 döneminde % 2.5 büyürken bu oran 2003'te 5.9, 2004 yılının ilk çeyreğinde 12.4 oldu. Türkiye ilk kez eksi enflasyonla tanıştı. Son 10 yılın enflasyon ortalaması % 70, son beş yılın ortalama enflasyonu da % 54'tü. 2003'te % 18.4'e gerileyen enflas-yonun, 2004 sonunda % 12 olması bekleniyor. Uluslararası piyasalarda büyük önem verilen ve Türkiye'nin borcu çevirme yapısını gösteren, net borç stokunun GSMH'ye oranı konusunda büyük başarı elde edildi. 2002'de yüzde 92 olan borç stokunun GSMH'ye oranı 2003'te yüzde 71'e geriledi. Bütçe açığının GSMH'ye oranı konusunda da önemli ilerleme sağlandı. 2001'de yüzde 17 olan bütçe açığının GSMH'ye oranı 2003'te yüzde 9'a düştü. Kişi başına düşen milli gelir 2002'de 2 bin 160 dolarken, 2003 yılı sonunda 3 bin doları aştı. 2002'de yüzde 66 olan hazine bonolarının bir yıllık bileşik faizi yüzde 26'ya indirildi. Hazine'nin borçlanma faizleri % 70'lerden % 26'lara, reel faizler de % 34'ten % 12'lere düşürüldü. Böylece 2003 yılında faiz ödemelerinden 7 katrilyon liralık tasarruf sağlandı. Uluslararası piyasalarda Türkiye'nin borçlanma risk primi yüzde 8'den yüzde 2.5'a düştü. Türk tahvillerine 7 milyar dolarlık dış talep geldi. Bütçede faiz dışı fazla hedefi tutturuldu. Çalışanların zorunlu tasarruf kesintilerine çözüm getirildi. Yıllardır ödenmeyen 11 katrilyon liralık kesinti, takvime bağlandı ve çalışanlara ödenmeye başlandı. Türk ekonomisi, ABD Merkez Bankası'nın faiz arttırma beklentisi nedeniyle uluslalararası piyasalarda yaşanan dalgalanmayı en az zararla atlattı. Emeklilere zam
Emeklilere, yüzde 150'ye varan iyileştirmeler yapıldı. SSK ve Bağ-Kur emeklilerine de 2004 Ocak'ta % 10, Temmuz'da da % 10 olmak üzere yıllık % 21 oranında zam yapıldı. Asgari ücret % 34.1 oranında arttı. Esnaf ve sanatkarın borçları yeniden yapılandırıldı. 8 katrilyonluk vergi borcu yeniden yapılandırıldı. Gecikme zammı yüzde 7'den yüzde 4'e düşürüldü. Kayıtdışı ekonomiyle mücadele için 10 milyar liranın üzerindeki işlemlerin bankadan geçirilmesi sağlandı. Paradan altı sıfır atılmasına ilişkin proje hayata geçirildi. 2005 yılı başından itibaren Yeni TL kullanılacak. Geliri 1.500 doların altındaki illere teşvik verildi. Tarımsal desteklemeye bütçeden ayrılan pay 2002'de 1.8 katrilyon lira iken, 2003'te 2.8 katrilyon liraya, 2004'te ise 3.7 katrilyon liraya çıktı. Ayrıca ucuz mazot projesi ile çiftçilere destek sağlandı. TÜRKİYE'NİN HEDEFİ 'KÜRESEL GÜÇ'
Dış politikada yaşanan 2 zor yılda izlenen strateji Türkiye'nin önemini de artırdı. Bir yandan Müslüman ülkeler ile Türkiye'nin diyaloğu artarken, diğer yandan da Anadolu'nun stratejik önemi Batı dünyası için arttı. Türkiye, yeni dönemde izlediği politikayla birlikte İKÖ Dışişleri Bakanları Dönem Başkanlığı ve Genel Sekreterliği görevini de üstlendi. NATO Zirvesi ile dünya liderlerini ağırlayan Türkiye, Irak'a komşu ülkeleri de aynı çatı altında buluşturmayı başardı. Türkiye, Ekim ayında ise Avrupa ve İslam dünyasını ikinci kez buluşturmaya hazırlanıyor. Türkiye'nin artan önemi üzerine Arap Birliği gözlemci statüyle Türkiye'ye adaylık teklif ederken Asya da unutulmadı ve Azerbaycan başta olmak üzere çok sayıda Türk Cumhuriyeti ile karşılıklı ziyaretler gerçekleştirildi. Hem Batı dünyası ile hem de Doğu ile kurulan ilişkiler yıllardır bölgesel güç olmak için mücadele eden Türkiye'nin şimdiki hedefi "küresel güç" konumuna gelmek. Batık banka zararları tahsil ediliyor
Hükümet, batık banka alacaklarının tahsilatı konusunda da büyük ilerleme sağladı. TMSF, Uzan ve Aksoy şirketlerine el koydu. Operasyonlarının ardından, diğer batık banka patronları protokol için sıraya geçti. İmarbank olayında, mudilerin yaklaşık 7.5 katrilyon liralık mevduatı için ödeme planı çıkarıldı. Ödemelere düzenli olarak devam ediyor. TMSF, batık bankaların ticari kredi ve bireysel kredi alacaklarının tahsili için kolaylıklar getirdi. Alacakların büyük kısmı tahsil edildi. Demokratikleşme reformları Türkiye'nin önünü aydınlatıyor
Erdoğan Hükümeti döneminde, TBMM'de yoğun bir çalışma dönemi yaşandı. İnsan hakları ve özgürlük alanlarını genişleten reformlar hayata geçirildi. Yüksek Seçim Kurulu'nun özel radyo ve televizyon kuruluşlarına yönelik yaptırım yetkisi hafifletildi. Geleneksel olarak kullanılan farklı dil ve lehçelerde yayın yapılması imkanının, hem kamu hem de özel radyo ve televizyon kuruluşları aracılığıyla sağlanması sağlandı. Terörle Mücadele Yasası'nın 8'inci maddesi "düşünce ve ifade özgürlüğünün genişletilmesi" amacıyla yürürlükten kaldırıldı. Yasanın 1. maddesi ile terör ve örgüt tanımı yeniden yapıldı. İmar Yasası'nda yapılan değişiklikle, farklı din ve inançlara sahip bireylerin ibadet yeri özgürlükleri genişletildi. Kürtçe isimlere özgürlük
Nüfus Yasası'ndaki değişiklikle, isim koyma konusundaki kriterler daraltılarak, farklı kültürlere ve örf-adetlere sahip bireylerin özel hayatlarına ve aile hayatlarına ilişkin özgürlükler korundu. "Namus için çocuk öldürme" suçunun failine verilen cezalar ağırlaştırıldı. İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "yargılamanın yenilenmesini" düzenleyen maddesine ekleme yapıldı. Buna göre, hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme'nin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması halinde yargılama yenilenebilecek. Zana ve arkadaşları bu düzenlemeden yararlandılar. İdam cezası kaldırıldı
Ölüm cezası Anayasa'nın ardından kanun metinlerinden de çıkarıldı; yerine ağırlaştırılmış müebbet hapis getirildi. YÖK'te Genelkurmay temsilcisinin bulunmasını öngören kanun değişti. MGK Genel Sekreteri, Haberleşme Yüksek Kurulu üyeleri arasından çıkarıldı. MGK Genel Sekreterliği temsilcisi de RTÜK üyeleri arasından çıkarıldı. DGM'ler kaldırıldı, yerlerine Bölge Ağır Ceza Mahkemeleri kuruldu. MGK Genel Sekreterliği'ne sivil bir kişinin atanmasının yolu açıldı. Devlet hastaneleri ile SSK hastanelerinin hizmet alımları gerçekleştirildi. Doktorlara mecburi hizmet uygulması kaldırıldı. İsteğe bağlı sözleşme uygulaması getirildi. Parası olmayan hastaların rehin kalması önlendi. Doğalgaz ve elektrik ucuzladı
Doğalgaz ve elektrikte indirim yapıldı. Rusya'dan alınan doğalgazın ücreti düşürüldü. Duble yol çalışmaları yoğunlaştırıldı. 2003'de bin 600 km yol yapıldı. 2004'de 3 bin km yol hedeflendi. Havayolunda % 30 indirim yapıldı. GSM ile Türk Telekom arasındaki gelir paylaşımı yarı yarıya oldu ve 450 trilyonluk gelir sağlandı. Limanlardaki fiyat tarifeleri de düşürüldü, özel denizciliğin önün açıldı. 20 bin toplu konut ihalesi tamamlandı, 11 bininin temeli atıldı. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'na 2004 yılında 480 trilyonluk pay aktarıldı. Tüketicinin korunması hakkındaki kanun çıkartıldı ve tüketici lehine kararlar alındı. Yasa ile 80 bin kredi kartı mağdurunun gecikme faizi sınarlandırıldı. Milli Eğitim Bakanlığı ve UNICEF ile birlikte "Haydi Kızlar Okula" kampanyası başlatıldı. 'Eğitime yüzde 100' destek kampanyası başlatıldı ve okul yaptıran işadamlarına bu gideri aynen vergi olarak düşmeleri imkanı sağlandı. Öğrenci bursları arttırıldı
Üniversite öğrencilerine verilen krediler 65 milyondan 90 milyona çıktı.. Çeşitli nedenlerle kapalı olan bin 200 ilköğretim okulu açıldı. Basın kuruluşlarının kapatılma süreleri 30 günden 15 güne indirildi. Dernek, sendika, meslek kuruluşlarının amaçları dışında toplantı ve gösteri yapmalarına kolaylık sağlandı. Toplantı düzenleme yaşı 21'den 18'e indirildi. Gözaltı süresi 4 güne indirildi. Bilgi Edinme Kanunu çıkartıldı. Ekonomiyi etkileyen, yargıyı meşgul eden "Çek Yasası" yeniden düzenlendi. DIŞ POLİTİKADA ATAK
AB kararlılığı sonuç getirdi AK Parti, AB üyeliği konusunda kararlı olduğunu, Aralık ayındaki Kopenhag Zirvesi'nde gösterdi. Erdoğan'ın Başbakanlık koltuğuna oturmadan önce başlattığı AB turlarını, Başbakanlık görevinde de sürdürdü. Erdoğan, ABD Başkanı Bush, İtalya Başbakanı Berlusconi, Almanya Başbakanı Schröder, Yunanistan Başbakanı Karamanlis ile kişisel dostluk da kurarak dış politikaya imzasını koydu. AK Parti'nin, TBMM'den geçirdiği 5 reform paketinin yanısıra, 59. hükümet reformların uygulanmasına başladı. AB üyesi ülkeleri Kürtçe yayın, idam cezasının tamamen kaldırılması, adli reform, Kürtçe dersler ile şaşırtan AK Parti hükümeti döneminde DEP eski milletvekillerinin de serbest bırakılması Türkiye'nin imajını yeniledi. Kıbrıs 'engel' değil 'yol açıcı' oldu 59.Hükümet'in dış politikadaki en büyük başarısı Kıbrıs sorunun, Türkiye'nin AB üyeliğine engel oluşturmasını önlemek oldu. Türkiye'nin çözüm yolunda attığı adımlarla önce Kıbrıs'ta müzakereler başladı ardından iki toplum arasında birleşme amacıyla referandum yapıldı. Kıbrıs Türklerinin kendi kaderlerini tayin etmek için ilk defa oy kullandığı referandumun ardından 'hayır' diyen Rumlar uluslararası camianın Kıbrıs Türkü'ne olumlu yaklaşmasını önleyemedi. Adada Türkler için ambargolar sona erdi, AB, KKTC ile ticarete başlarken, ABD'nin de yakın zamanda uçak seferlerine başlaması bekleniyor. ABD ile ilişkilerde 'eşit ortak' tavrı Başbakan Erdoğan bir yandan AB'yi ikna etmeye çalışırken, diğer yandan da ABD ile müzakere masasına oturdu. Erdoğan, resmi bir ünvanı olmadan ABD Başkanı Bush tarafından kabul edilen ilk lider oldu. Bush ve Erdoğan arasındaki dostluk önce Washington'da ardından da Türkiye'de devam etti. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin gerilmesine neden olan 1 Mart tezkeresi ve "çuval" gerginliği aşılırken, Türkiye, ABD'nin Irak şartı ile verdiği 8 milyar dolarlık krediyi de kabul etmedi. İki ülke arasındaki gerginliğin aşılmasında Bush ve Erdoğan arasındaki dostluk, etkili oldu. Bush, Ankara ziyaretinde, Cumhhurbaşkanı Sezer'den önce Erdoğan ile biraraya geldi. Bush'un, Ankara ziyaretinin ardından, NATO Zirvesi için gittiği İstanbul'da, Türkiye'nin, doğu ile batı arasındaki köprü rolünün önemine dikkat çeken konuşması, Dolmabahçe ve Topkapı Sarayı'nda hayran kaldığı akşam yemekleri ile devam etti. Büyük Ortadoğu Projesi'nde Türkiye'nin oynayacağı role dikkat çekmek üzere Erdoğan'ı G-8 Zirvesi'nde konuk eden Bush, Türkiye'yi her fırsatta müslüman ülkelere örnek olarak göstermeye başladı. AB'DEN TARİH BEKLİYORUZ Kopenhag Zirvesi ile 15 AB üyesi ülkeden 2004 Aralık ayına randevu alan AK Parti hükümeti, şimdi 6 Ekim'de açıklanacak İlerleme Raporu'na hazırlanıyor. AB'nin 25 üyeye genişlediği 1 Mayıs tarihinden bu yana yeni üyelerle de ilişkilerini geliştiren hükümet, Aralık ayındaki AB Zirvesi'nden "müzakerelere başlama tarihi" bekliyor. Irak'ta istikrar için desteğimiz sürüyor Türkiye'nin Irak'a düzenlenen operasyonda rol almaması başta Kürt gruplar olmak üzere, bölge ülkeleri tarafından "sevinçle" karşılandı. Türkiye'nin, 1 Mart tezkeresiyle verdiği tarihi karar Mısır, Ürdün, İran, Suriye gibi bölge ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesine neden oldu. ABD'nin kısa sürede tamamladığı Irak operasyonunun ardından kurulan geçici yönetim ile Ankara arasındaki görüş farklılığı ise devam etti. Bölgede Türk askerine karşı tavır ilk olarak Bağdat Büyükelçiliğine yönelik intihar saldırısıyla açığa çıktı. Irak'ta Selahaddin veya El Anbar'da görev almaya hazırlanan Türk askerine karşı ardarda yapılan açıklamalara Ankara'nın yanıtı sert oldu. Türkiye'nin, işgal kuvveti ABD tarafından atanan hükümeti "gayrimeşru" saydığını Başbakan Erdoğan açıklarken, diyalog kapılarını kapatmadı. HÜSEYİN ÖZAY, DUYGU GÜVENÇ, ERHAN SEVEN / ANKARA
|
|
|
|
|
|
|