|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ÖMER ÇAKKAL
'Asmalı Konak' dizisinin yönetmeni Çağan Irmak'ın da konuk oyuncu olarak çekimlerine katılıp destek verdiği filminde genç bir ekiple çalışan Durmuş, azalan süreye karşın ne yapıp edip filmini ekim ayındaki Altın Portakal Film Festivali'ne yetiştirmeyi düşünüyor. Gece 11.45'in 'Kolay Para' gibi imece usûlüyle yapıldığını vurgulayan yönetmen ekibine minnettar. Işıkçısı ve kameramanının bile 250 milyon haftalığa çalıştıklarını söyleyen Durmuş, ülkemizde sponsorluk sisteminin bir türlü oturamamasının yükünü çektiklerini vurguluyor. Bunun yanında Durmuş'un şikayet ettiği durumlar da var. Bunların başında İstanbul'da film çekmenin zorlukları geliyor. Çektiği film yüzünden çevre sakinleri ve belediye ile ters düşen Durmuş bir daha İstanbul'da film çekmeyi düşünmüyor. "Öncelikli tercihim eleştirmenler" Bugüne kadar Altyazı dergisinde kaleme aldığı film eleştirileriyle tanınan Burak Göral, Gece 11.45'le birlikte bu kez kamera arkasına geçti. Ercan Durmuş'un evinde yaşadığı bir olayın ardından kendisine anlattığı küçük bir enstantaneden üç farklı öykü çıkaran Göral, pekçok senaryosu olmasına karşın henüz ancak fırsatını bulduğu uzun metraj senaristliğinin tatlı heyacanı içinde hergün sette! Durmuş'un kendisine anlattıklarından kendi deyimiyle düz olmayan 'zor' bir senaryo çıkardığını ifade eden Göral, senaryosunun onu anlamak için çaba sarfedecek izleyiciye hitabettiğini düşünüyor. Eleştirmenlerin bir filmin nerelerine saldıracağını en iyi bilenlerden biri olarak gardını aldığını kaydeden Göral, buna karşın bu konunun üzerinde bir baskı oluşturmadığını, dolayısıyla bir handikap olarak görülemeyeceğini düşünüyor. Zira kimi noktalarda eleştirmenlerden saldırı alacağını bildiği halde senaryoda bu açığı kapatma yoluna gitmeyen Göral bu durumu "Senaryonun ruhu gereği olay böyle gelişmeliydi" diye açıklıyor. Yiğit Özşener: "Film içinde film" Yiğit Özşener Gece 11.45'de sistemi eleştiren bir senaristi canlandıracak. Daha önce 'O Şimdi Asker' ve 'Fırsat'ta oynayan Özşener, sinemayı reklam filmleri ve dizilerle birlikte götürmeyi düşündüğünü ama gönlünün sinema oyunculuğunda olduğunu belirtiyor. Vizyonda bizi film içinde bir filmin karşılayacağı haberini veren Özşener, filmde canlandırdığı senaristin yazdığı senaryoların filmde gerçekleşebileceğini, en azından final sahnesinin bu senaryolardan birinde yazılı olabileceğini söylüyor. "Plato var da ben mi şehrin içine kuruyorum seti?"
Kendi deyimiyle 'Kolay Para'da iflas ettikten sonra bu kez sinemadan kazandığı şaryosunu, hatta ışık sistemlerini satarak yeni filmine yatıran Ercan Durmuş, bakanlıktan ya da özel sektörden alamadığı yardımlara ağıt yakma faslını epey gerilerde bıraktığını söyleyerek söze başlıyor. "Bırakın destek olmayı komşularım ve belediye el ele vermiş bana engel oluyor" diyen Durmuş devam ediyor: "Özellikle Cihangir çekimleri sırasında bana zorluk çıkaran Beyoğlu Belediyesi'nden şikayetçiyim. Kaldırımdan kablo geçirdiğim için günlük 150 milyon lira para istiyorlar benden. Ne yapacağım yani; uçuracak mıyım kabloyu? Sokağa lamba koymama bile engel oluyorlar. Daha kötüsü halk yardım etmiyor bize. İstanbullular çok bencil. Kendi apartmanımda yönetici benimle her gün kavga ediyor. Neredeyse savcılığa verecek! Akşam saatlerinde insanların camlarına ışık yansıyor diye pencerelerini açıp benimle tartışıyorlar. Ne yani plato var da ben mi şehrin içine kuruyorum seti? İstanbul'da film çekmek çok zor. Bundan sonra İstanbul'da film çekmeyeceğim."
|
|
|
|
|
|
|
|