AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

E K O N O M İ
Uluslararası şirketler gelirde
devletleri geçti

Kolları dünya ülkelerini saran batı merkezli uluslarası dev şirketler birçok ülkenin milli gelirinden daha çok kazanıyor, daha fazla işçi istihdam ediyor. Uluslarüstü firmalardan sadece 9 tanesi 43 ülkeden daha fazla gelire sahip.

  • YAKUP KOCAMAN / İSTANBUL
    Amerikan Coca-Cola firması 38 milyar dolarlık geliri ile Bosna-Hersek, Lüksemburg, Botsvana ile Honduras'tan daha büyük. Fransız Carrefour ise 2003 senesinde 419 bin kişilik istihdamı ve 80 milyar dolarlık geliri ile Cezayir, Kazakistan, Guatemala, Angola ve Dominik Cumhuriyeti'ni geride bıraktı.

    Anlayış dergisi kapitalist küreselleşmenin çarpıcı sonuçlarını yayınladı. Buna göre, kolları dünya ülkelerini saran batı merkezli uluslarası şirketler birçok ülkenin milli gelirinden daha çok kazanıyor, daha fazla işçi istihdam ediyor. Uluslarüstü firmalardan sadece 9 tanesi 43 ülkeden daha fazla gelire sahip. İngiliz petrol devi BP'nin 2003'teki 232 milyar dolarlık cirosu Türkiye'nin milli gelirinden daha fazla.

    Anlayış'ın "Küreselleşme: Rüya mı? Kabus mu?" dosyasında Adem Yılmaz imzasıyla kaleme alınan "Küreselleşmenin ulus-devletle imtihanı" başlıklı yazıda, "Küreselleşme süreci ulus-devletlerin yetkilerine önemli ölçüde müdahale etti; geri kalmış devletlerin hareket alanını sınırlandırdı ve hükümetlerin rollerini değiştirdi" deniliyor.

    Küresel ticarete ve finansa yön veren kurumlar olarak bilinen Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), BM, IMF ve Dünya Bankası gibi kurumların yöneticilerinin devamlı olarak ABD ve AB kökenli kişiler olmasının şaşırtıcı olmadığını dile getiren Adem Yılmaz, 2003 senesinde Meksika'da yapılan DTÖ toplantısında gelişmekte olan ülkelerin, DTÖ yetkililerini gelişmiş ülkeler lehine ikiyüzlü davranmakla suçlayıp toplantıyı terk etmelerini örnek gösteriyor.

    Küreselleşmeye başka bir açıdan bakan Fahrettin Altun ise, "Küreselleşme değil dünyanın batılılaştırılması" başlıklı yazısında evrenselcilik siyasetini sorguluyor. Altun, şunları kaydediyor: "Amerikan hayat tarzı 1950'lerden beri bütün dünyaya ideal bir model olarak sunuldu. Bu modelde değerlere yer yoktu. Tek amaç tüketim hırsını tatmin etmekti."

    Anlayış'ın bu kapsamlı dosyasında Talip Küçükcan'ın, 'büyük güç'lerin hegemonik mücadelesine, Orhan Gazigil'in deniz kültürünün egemenliğine ve Mesut Özcan'ın küresel dünyada demokrasiye yer olup olmadığına dair analizleri yer alıyor.

    İslam 'insani küreselleşmeyi' gerçekleştirmeye aday

    Küreselleşmeyi sorgulayan Anlayış, küreselleşmenin tarihsel bir dönüşümden çok finans kapitalin azgın ihtirasını tatmin etmeye yönelik kurgulanmış bir proje olduğunu ortaya koyuyor. Modern küreselleşmenin varoluş üzerine değil kürenin yüzeyini esas alan sathilik üzerine kurulduğuna dikkat çeken Anlayış, kapitalist küreselleşmeye alternatif olarak insanların artık insani bir küreselleşme gözlediğini tespit ediyor. İslam'ın ise insani küreselleşmeyi gerçekleştirmeye aday olduğunu açıklıyor.




  • 14 Ağustos 2004
    Cumartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED