AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Yaşar Nuri Öztürk niçin başarılı olamaz!

İlhan Kesici'nin siyasette muteber isimlerden biri sayıldığını, o oluşumdan bu oluşuma tecrübe kazandığını; kafasının net, fikirlerinin sarih olduğunu belirtmeye gerek var mı?

Çok severim Kesici'yi.

Hakkında hep olumlu şeyler yazdım.

Yine yazarım.

Fakat fikir, vizyon, sarahet yetmiyor. Bunların yetmediği test edildi, görüldü.

Üstelik, hiç risk almadı Kesici; zamanında genel başkanına "baş kaldırır gibi" yapmıştı ama, hepsi hepsi bu kadardı. Doğru zamanda doğru yerde bulunmadı. Siyasette, "içeri"den değil, "aşağı"dan gelinmesi gerektiğini kavrayamadı.

Şimdi yeni bir oluşuma hazırlanıyor.

İlk oluşum denemesinde, ünlü bir basın patronunun ikametgahında, 28 Şubat'ın kudretli generallerinden biriyle toplantı halinde görüldüğünü istihbar etmiş, bu görüntünün "henüz oluşmakta olan" oluşumu zedeleyeceğini, hatta 28 Şubat'tan yorgun ve yaralı çıkmış kahir ekseriyet açısından yanlış anlamalara yol açacağını, ve "İlhan Kesici ara-rejim başbakanlığına mı tamah ediyor?" sorularına neden olacağını yazmıştım.

Kesici telefon açtı, durumun zannettiğim gibi olmadığını, "biraraya gelirsek işin esasını açıklayacağını" söyledi. Ama ne biraraya gelebildik, ne de Kesici bugüne kadar işin esasını açıkladı.

Sağlık olsun.

Yaşar Okuyan da parti kuruyor.

Sırada başka bir Yaşar var: Yaşar Nuri Öztürk.

Öztürk'ün partisinin adı: "Halkın Yükseliş Hareketi."

Kötü bir isim.

Bir "fikir grubu" yordamıyla hareket eden Cem Boyner'in "Yeni Demokrasi Hareketi"ni çağrıştırıyor.

Mustafa Sarıgül nevzuhur oluşumlardan bir şey çıkmayacağını anlamış olacak ki, CHP'yi "çevreden kuşatarak" başbakanlığa gelmenin hesaplarını yapıyor.

Bence en doğrusunu yapıyor

Önceki gece, sayın hocamızı (Yaşar Nuri Öztürk'ü) televizyonda izledim; yeni oluşumu ve bu oluşumun ülkemiz açısından niçin zaruri hale geldiğini anlattı. Parti henüz fikir aşamasında olduğu için, siyaseti nasıl demokratikleştirecekleri, halkı yoksulluktan nasıl kurtaracakları, gelir dağılımı adaletsizliğini nasıl çözecekleri sorularını doğal olarak es geçti.

Yukarıda "fikir, vizyon, sarahet yetmiyor" demiştim... Gerçi hocamızın elinde doğru dürüst bir program yok ama, LDP tecrübesi gösterdi ki, tek başına program da yetmiyor. Herşey "program" demek olsaydı, Türkiye'nin en prgramlı, en hazır, vizyonu en geniş siyasetçisi Besim Tibuk bugün başbakandı.

İnşaallah hocamız, hafiften kemalize edilmiş, üzerine bolca milliyetçilik ve dindarlık sosu eklenmiş partisiyle (üstelik, "sosyal demokrat" bir parti olacakmış bu) başarılı olur.

Fakat, hiç ihtimal vermiyorum.

Murat Karayalçın, Mehmet Ali Bayar, İsmail Cem, Saadettin Tantan, Cem Uzan, Mümtaz Soysal, Yekta Güngör Özden, Osman Özbek denediler, üzüldüler

Yaşar Nuri Öztürk de üzülecektir. Kahrından kendini kitaplara ve "bilimsel araştırmalara" vuracaktır.

Siyasette altın kuraldır:

Muhalefete muhalefet ederek, hiçbir parti başarılı olamaz.

Olamamıştır.

Öztürk, daha oluşum aşamasındaki partisini, "statüko"nun karşısındaki en ciddi muhalefet hareketi olan AK Parti'ye karşı (çünkü, ülkemizdeki yegane muhalefet partisi, kim ne derse desin, hâlâ AK Parti'dir) örgütleyeceğini söylüyor ki, bence en büyük yanlışı yapıyor.


21 Ağustos 2004
Cumartesi
 
AHMET KEKEÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED