|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Gündemdeki konuda baş aktörün MİT olması gerekiyor. Çakıcı'nın "yeraltı dünyası"ndan farklı boyut kazanması MİT'in tasarrufu. Çakıcı davası için Yargı nezdindeki girişim MİT'in işi. Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya olaya MİT Dış Operasyonlar Daire aşkanı Kaşif Kozanoğlu'nun girişimiyle iştirak ediyor. Kaşif Kozanoğlu'nun girişiminden MİT Başkanı Atasagun'un da bir şekilde haberi var. Peki asıl tartışma nerede kopuyor? Tabii ki Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'nın üzerinde... Hemen belirtmek gerekiyor ki, Yargıtay Başkanı'nın, eğer doğru ise, olayla ilgileniş biçimi yargının konumu açısından problemli. Dolayısıyla oradan yola çıkıp bir "Yargı reformu" zaruretine ulaşmak mümkün. Bunun içinde Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun kararlarının yargı dışı olmasının tartışılması, yargı mensuplarının dokunulmazlığı, yargı mensuplarının ücret problemi, yargı sürecinde rüşvet, adaletin geç tahakkuku, yargının siyasallaşması vs. hepsi var. Bununla birlikte, son gerilim bütün bunları tetiklemek için mi ortaya çıktı? Yani bir el, yargıda bir şeyler yapabilmek için Yargıtay Başkanı'nın ana eksene oturduğu bir gerilim mi planladı? Genelde imalar, hükümetin böyle bir operasyonun içinde olduğu yönünde... Ancak, işi kamuoyunda sıcak tutma söz konusu olduğunda bunda hükümetin bir payının bulunmadığı görülüyor. Aksine, derin bir sessizliği tercih ediyor hükümet, konuşanlar da adeta zorlanarak konuşturuluyorlar. MİT - Çakıcı - Yargı geriliminde, kamuoyu oluşturuculuğu işini, medyanın bir kesimi, daha baskın nitelikte de Doğan Grubu'nun üç öncü gazetesi Hürriyet, Milliyet, Radikal götürüyor. Telefon kayıtlarını onlar parça parça servise koyuyor. Şüphesiz her üç gazete bunu malzemeler üzerinden yapıyor ve şüphesiz bu üç gazeteyi ellerine ulaşan malzemelerin haber boyutunu kamuoyu ile paylaştıkları için eleştirmek mümkün değil. Hatta "iyi ediyorlar" demek bile mümkün. Ama gene de bazı kuşkuların oluştuğunu gözardı etmemek gerekiyor. Medyada böyle zamanlarda genelde "Eniştem beni niye öptü?" sorusu akla gelir. Öncelikle Doğan Grubu'nun bu işi, ya "Yargı reformu"na zemin hazırlamak, ya da görev süresi dolan Eraslan Özkaya'nın yerine yapılacak seçimi etkilemek için hükümetle kurduğu bir tezgahın uzantısı olarak yaptığını düşünmek, ya da gazetecilik aşkına yaptığını kabul etmek gerekiyor! Size göre hangisi? Her iki ihtimali ciddi bulmamak da mümkün, başka sebepler aramak da... Doğrusu göz önündeki sebeplerin hepsi için çekinceler koymak mümkün. Peki MİT neden baş-aktör olmasına rağmen yeterince reform taleplerine muhatap olmuyor?Medya Yargıtay Başkanı'nı olduğu kadar MİT Başkanını da konuşmaya zorlamıyor? Tartışmaların odağındaki isim Kaşif Kozanoğlu nerede, ne iş yapıyor? MİT Başkanı Şenkal Atasagun'la Başbakan konuştu ve ondan sonra o alanda sükunet hakim oldu. Acaba Başbakan verilen bilgilerden tatmin mi oldu? MİT'in Çakıcı için Yargı nezdinde girişimde bulunması, Çakıcı'nın bazı şeyleri bildiği iddiaları, Kozanoğlu ile Başkanlık arasındaki ilişkilerin niteliği, Kozanoğlu'na atfen medyaya yansıyan sözlerin üslubu vs. yarım saatlik bir görüşme içinde tatmin edici bir sonuca mı bağlandı? Yoksa "Bu iş böyle tatil arası görüşme ile hallolmaz, daha köklü bir inceleme ve müdahale gerekli" mi denildi? Doğrusu, kamuoyundaki hareketlilik karşısında hükümetin soğukkanlılığı da dikkat çekiyor. Hükümet neden böylesine ilgisiz? Yoksa bu da bir tür siyaset mi? Dikenli konular kamuoyunda tartışılsın tartıılsın ve sonunda hükümete "neredesin?" diye sorulsun, hükümet de o zaman devreye girsin... "Kimbilir?" mi demeli, "Keşke öyle olsa" mı demeli, "Suskunluk inisiyatifsizlik gibi algılanma riski taşıyor" mu demeli? Gerilim, birçok açıdan Türkiye'nin temel sancılarıyla ilgili. Bir Ak Parti milletvekili olarak hikmet-i hükümet konusunda bilgileri olması gereken Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş hoca, dünkü Tercüman'da yer alan yazısında "Çakıcı, MİT, Yargıtay ve diğerleri arasında ortaya çıkmış olan üzücü gelişmelerin hafife alınacak türden olmadığı"nı, ve "ağır sonuçlar doğurabileceği"ni belirttikten sonra "'Susurluk'u başta hafife alanların faturası o zamanın iktidarına ağıra mal oldu" diye yazıyor. Bence en çarpıcı uyarı bu.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |