AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Canın sağolsun abicim!

Piposunu yakmak için her seferinde yanında bulunanlardan birinin çakmağını isteyen arkadaşımıza sonunda birisi itiraz etti:

- Yahu senin kendi çakmağın yok mu?

- Var ama benimkinin gazı bitiyor.

Korkmaz Çakar olsaydı, buraya gülme efektleri koyardı.

Yokluğunu aratmadık, kendi aramızda gülüştük.

Ondan daha ilginci var.

Bir başkası, kimseyi kırmak istemeyen ve elaçıklığıyla bilinen arkadaşından arabasını ister.

- İki üç günlüğüne senin arabayı alabilir miyim abicim? Uzun yola gideceğim de benim arabanın kilometresi artsın istemiyorum. Yeni aldım biliyorsun. Yol da kötü. Hani bir şey olursa, çizik mizik, durup dururken arabanın değeri düşmesin diyorum.

Böyle bir pişkinlik karşısında siz olsaydınız ne yapardınız?

Pekçok kişi için bu talebin sonu karakolda biter.

Ama bizim eleman ne yapmış?

Anahtarı uzatmış.

Öteki de alıp gitmiş.

Üç dört gün sonra döndüğünde arabayı teslim ederken "Sağol abicim" demiş, "çok makbule geçti".

Arabanın sahibi sağına soluna bakarken öteki açıklamada bulunmuş:

"Ufak tefek çizikler oldu, parkederken bir kamyonete dokundum birazcık. Ama mühim değil, canın sağolsun. Ha bir de arkadan bir minibüs hafifçe vurdu, tampon biraz eğildi ama dedim ya çok mühim bir şey değil. Cana geleceğine mala gelsin."

Tam Levent Kırca parodisine benzeyen bu olay da aynen yaşanmıştır ve bir gram dahi abartması yoktur.

PROTESTONUN GÜCÜ

Rus sporcu Aleksi Nemov'a barfikste verilen puanları az bulan salondaki seyirciler protestoya başladı.

Dakikalarca süren alkışlı, ıslıklı, yuhalamalı protesto boyunca hakemler paniğe kapıldı.

TRT sunucusu hayretler içindeydi.

Salonda Rus seyircilerin sayısı çok azdı aslında.

Rus sporcunun güzel göste-risine verilen puan çok düşüktü.

Bütün salon ayağa kalktı.

Dakikalar geçiyor, protesto artarak devam ediyordu.

Sunucu dakikaları sayıyordu: Üç, beş, sekiz, on...

Sırası Nemov'dan sonra gelen ABD'li sporcu onbeş dakika boyunca kenarda bekledi.

Nemov birkaç defa ortaya çıkarak seyircileri sakinleşmeye davet etti.

Kendisi de şaşırmıştı.

Olimpiyat tarihinde görülmemiş bir olaydı bu.

Hakem heyeti Nemov'un puanını bir parça yükseltti ama sonuca etki etmedi.

Buradan çıkartılacak bazı dersler olduğunu düşünmek zorundayız.

KIZLAR NEREYE?

Kızların okula gitme oranı bakımından İran ve Suriye'nin gerisinde oluşumuza vurgu yapılarak, anne babaların kızları okula göndermeleri için kampanyalar yapılıyor. "Haydi kızlar okula!.."

Üniversite çağına gelince de fakültenin kapısından görevliler kampanyayı ters çeviriyor:

"Haydi kızlar eve!.."

SİYASETİN BARIŞI

AK Parti Anamur İlçe Başkanı Şinasi Aslan, beline kadar uzanan saçları ve uzun bıyıklarıyla hayranı olduğu Barış Manço'ya benzediği için "AK Parti'nin Barış Manço'su" diye tanınmaktaymış.
Aslında her partiye bir Barış Manço, bir de Cem Karaca lazım.

DEPREMİN FATURASI

17 Ağustos 1999 Marmara depreminin faturası yeni açıklandı.
Zarar 24 milyar dolar.
Türk Lirası'na çevirmeye kalkarsak, sıfırlardan okuma zorluğu çekeriz.
En iyisi yılbaşından sonra yapalım bu çevirme işini.
Yeni TL'ye geçince.


26 Ağustos 2004
Perşembe
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED