AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Entrika dolambacı

"Modern siyaset"in temel muharriklerinden biri de entrikadır. Entrika gerçi siyasetin içinde mündemiç bir unsur olarak telâkki edilebilir ve insanlar arasında siyasî ilişkilerin başlamasıyla birlikte insanların kendilerini entrikanın içinde bulmaları da başlamıştır, denebilir. Bu böyle olmakla birlikte, entrikanın siyaset hayatına bir kurum olarak yerleşmesi '89 Fransız İhtilâli ile olmuştur. Siyasal ilişkilerin gayrışahsî olmaktan çıkıp kişiler arası çıkar çatışması haline dönüşmesiyle kişiler arasında akışan entrika da siyaset hayatının yönlendiricisi olmuştur. Entrikaya, desiseye, yalan dolana, kumpasa, fırıldak çevirmeye, dolap döndürmeye.. kimin aklı daha çok eriyorsa, siyaset meydanında da onun borusunun ötmesine yol açılmıştır. Bu yüzden de, icatçı değil, fakat entrikacı olan bir sürü yetenek mahrumu piçkurusu dünyanın yönetimini eline geçirebilmiştir. Bu yüzdendir ki, Afrika'da çoluk çocuk her gün yüzbinlerce insan açlıktan kıvranırken, dünyanın bir başka bölgesinde insanlar, yeniden ziftlenebilmek için yedikleri sofralara kusmuklarını boşaltabilmektedir.

Kimin elinin kimin cebinde olduğu belli değil. Neyin yalan, neyin doğru olduğunu, bu dünyada yaşayan bir insan olarak bilme imkânımız elimizden alınmıştır. Entrikayla, şantajla muarızlarına ve muhaliflerine boyun eğdirebilenler, ancak karşı şantaja ve karşı entrikaya boyun eğebilmektedir. Bu yüzden ortalıkta kirli çamaşır toplayıcılığı yapan ve siyaset erbabına bu yolda hizmet veren profesyonel şirketler kurulmaya başlamıştır.

Böyle bir tablo içinde düzgün insanların alacakları bir rol var mıdır ya da onlara böyle bir tabloda bir rol düşer mi? Yoksa onlar oynayacakları rolün ne olduğuna bu tablonun dışında kalarak mı karar vermeyi seçecektir? Fakat nasıl?

Entrika dolambacının içinde bir kez olsun yer almak veya kendini bir kez bu dolambacın içine düşmüş bulmak, artık, o dolambacın şartlarına ve isterlerine göre hareket etmeyi gerektiriyor. O dolambacın içine girmek bir yerde mümkün ve kolay olsa da, ondan çıkış o kadar kolay değildir. Boğazına kadar o çirkefin içine batsan ve battığını fark etsen de, çaresi yoktur.. çirkefin bataklığı, içine çektiği canı boğmadan bırakmaz, boğunca da zaten çirkefin içinde boğulmuş olursun. Çirkefin içine düşmüş olup da orada debelenmekte olanı kurtarmaya çalışmanın fazlaca anlamlı bir yanı görünmüyor, çünkü orada herkes kendi pisliğiyle oynamaktan memnun bir hayat tarzı tutturmuş gidiyor.


26 Ağustos 2004
Perşembe
 
RASİM ÖZDENÖREN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED