Bakın size bir özerk federasyon marifeti daha. Özerk Futbol Federasyonumuzun Genç Milli Takımlar Koordinatörü Gündüz Tekin Onay'ın aylık maaşı 37 milyar lira imiş ve sekreteriyle adı bir ilişkiye karıştığı için ikisinin de işine son verilmiş. Sözleşmesinde de çok yüklü bir tazminat maddesi olduğundan bir süre feshedilemedi. Ancak belli ki iyi bir hukukçu olan yeni başkan Bıçakçı formülünü buldu ve anılan sözleşme karşılıklı rıza ile sona erdirildi. Şimdi aldı beni bir düşünce; Gündüz Tekin Onay'ın mesleki değerini tartışmaya açmak iyi değil, ama bu zatın bilgi, eğitim, beceri notlarının toplamından da yüksek not alan ve devletin spor kadrolarında yer bulan nice spor adamının 10 yıllık maaş tutarını bir ayda kazanması sizde "ÖZERK FEDERASYONUN NİMETİ" izlenimini yaratmıyor mu?

IAAF'ı mahkemeye verecekmiş

ULUSLARARASI Atletizm Federasyonu (IAAF) Genel Sekreteri İstvan Gyulai "Süreyya Ayhan kendi idrar örneği yerine başkasınınkini verdi, suçludur" diye bir beyanat verdi. Bizimkinin hocası ve kocası MUHTEREM yaygarayı bastı, "O adamı mahkemeye vereceğiz." Tabii ki isteyen istediğini mahkemeye verebilir. Mühim olan sonuç. IAAF Genel Sekreteri'nin dediği çıkarsa ZAT-I MUHTEREMİ TÜRK MİLLETİ MAHKEMEYE VERECEK, KAMUOYU MAHKEMESİ'NE... Adam hala farkında değil.

İşte size bir Fair - Play adayı

ÇEKİÇ atma şampiyonumuz Eşref Apak Atina Olimpiyat Oyunları'nda 30 santimetre daha uzağa atsaydı bronzu yakalayacaktı; olmadı. Ama bana göre Eşref başarılı değil, çok BAŞARILI. Bu delikanlı da ödüllendirilmeli, yüzümüzü ağarttı, gelecekte şampiyon olacağı kesin. Ancak atletimizin antrenörü Artun Talay "Ben Eşref için yetersiz kaldım, geleceği için onu bırakıyorum" dedi. Bu mangal yürekli adamı bu yılın Fair Play adayı olarak T.M.O.K.'ne sunuyorum.

Diğerlerini de unutmayalım

EŞREF Apak'a benzer iki sporcumuz daha var. Biri halterci kızımız Aylin Daşdelen, diğeri erkek haltercimiz Reyhan Arabacıoğlu. Bunlar da bronz madalyayı kıl payı kaçırdılar. Aldıkları dereceler öyle 28.lik, 33.lük değil. Küçümsemeyelim ve onlara geleceğin şampiyonları olarak bakıp morallerini yükseltelim. Bunu hak ettiler.

Bu kanunla şiddet önlenir mi?

SON yıllarda artık dayanılmaz hal alan spor sahalarında ve özellikle futbol maçlarında ortaya çıkan anarşik olaylar üzerine "Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine dair 5149 Sayılı Kanun" çıkarıldı. Daha önce de yazdım, bu kanun yeterli değil. İşte size bir olay; Fenerbahçe'nin İstanbulspor'la olan lig maçı Güngören Stadı'nda oynandı ve oyundan önce resmen silahlar patladı, bıçaklar çekildi, insanlar yaralandı. Karşılaşma sırasında da bir grup Fenerbahçe taraftarı durmadan, bıkmadan Galatasaray ve Beşiktaş aleyhine koro halinde küfür etti. Lig TV spikeri bu durum karşısında yayın dolayısıyla seyircisinden özür diledi. Ben daha önceki hafta da "Ali Sami Yen'de maç sırasında ve sonrasında stad dışında da Fener'e koro halinde sövülüyor" diye yazmıştım; şimdi biliyorum ki sıra Beşiktaşlılarda. Çok ama çok çirkin bir olay bu. Acı, ancak gerçek. Asıl en acısı ne biliyormusunuz, şu yukarıda işaret ettiğim o meşhur kanun var ya, olayların ve küfürlerin bu kanuna rağmen sergilenişi ve önlenemeyişi, idarenin aciz kalışı. Vah ki vah...

Elvan'ın dramı

O doping moping yapmadı. O yıllardır trilyonluk reklam gelirleriyle peri masallarındaki gibi yaşamadı. Kamp yerlerine kamyonlarda, kamyonetlerde, minibüslerde gitti. Sağ olsunlar ENKA'nın sponsorluğunda yaşadı, koştu, şampiyonluk kazandı. 5000 metrede altın madalya ümidimizdi; 12. geldi! Zaten yaptığı derece O'nun derecesi değildi. Bu minnacık kız, bahse girerim gelecek Olimpiyatta altın madalya alacak. Şimdi bir gurur mes'elesi yaptığı 1500 metrede şansını arıyor. Başaramazsa da Türk milletinin gönlünde BAŞARILI BİR SPORCU kimliğiyle yerini aldı, hiç üzülmesin.

TAYLAN UYGUR

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu