|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
Türkiye seksen yıllık Anadolu'ya kapanma sürecinden sonra yeniden Avrupa ile birlikte dünyaya açılma sürecine geçiyor. Anadolu'ya çekilme süreci nasıl sancılı olmuşsa, Anadolu'nun dışına açılma da öyle çalkantılı olacak. Türkiye'nin Avrupa'daki geleceği, dönüşüm sürecini sarsıntısız ve darbesiz atlatmasına bağlıdır. Türkiye kendi iç dinamikleriyle Fransa ya da İngiltere standartlarını yakalayan bir demokratik yönetim ve ekonomik yapıya kavuşamadı. Türkiye'nin demokrasi ve ekonomisi gelişmemiş otoriter ve totoliter yönetime sahip bir ülke olmaktan kurtulabilmesi için, dünya standartlarını belirleyen ülkeler arasında yer alması gerekir. Çünkü bütün kurum ve kuruluşlar gibi, ülkeler de, kendilerini sürekli yenileyen, güçlü rakiplerle karşılaşmadan ekonomik, siyasal ve kültürel yapılarını değiştiremez. Ülkeleri güçlü tutan, demokrasileriyle birlikte ekonomilerini de gelişmeye zorlayan kendilerinin gerisinde olan ülkeler değil, ilerisinde yer alan ülkelerdir. Hafta sonunda işletmecilik ile eğitimi ve yayıncılık ile danışmanlık hizmetlerini bütünleştiren Hayati Bayrak, Doç. Dr. Ali Rıza Abay ve Dr. Recep Bozloğan ile birlikte AB ile müzakare sürecine girildiğinde, iki tarafın sağlayacağı kazanç ve kayıpları değerlendirdik. Düzenli orduların karşısına intihar ekiplerinin çıktığı bir dönemde, silahlı güçlerin yerine silahsız güçlerin geçmesi, dünya barışı için canalıcı bir önem taşıyor. AB ülkelerinin Amerika gibi, kara ve denizleriyle bütün dünyayı kontrol eden orduları yok. Ancak AB dünyanın en büyük ekonomisine sahip olduğu kadar en büyük kültür, tarih ve sanat birikimine de sahiptir. Dünyada, bilim, kültür ve sanat adına ne varsa hepsi Orta Doğu ve Akdeniz kaynaklıdır. Türkiye'siz bir Avrupa Amerika gibi, köksüz ve tarihsiz olur. Avrupa'sız bir Türkiye ve İslam dünyası da Çin ve Hindistan gibi, ekonomik açıdan oldukça güçsüz kalır. Örgüt terörüyle birlikte devlet terörünün bir salgın hastalık gibi yayıldığı, hergün yüzlerce masum insanın öldüğü bu günlerde, İslam dünyası ile AB ülkelerinde, silahsız güçlerin seferber edilmesi çok büyük önem taşıyor. Masum bir insanı öldürmekle, bütün insanlığı toptan öldürme arasında bir fark olmadığının kavranılması için, Avrupa ile birlikte bütün dünyanın aşkın kültürle olan bağlarını yenilemesi gerekiyor. Dünyada seküler kültürün bayraktarlığını yapan Avrupa'nın dünya barışına giden yolu açabilmesi için, Eski Yunan ve Roma ile birlikte Endülüs ve Osmanlı birikiminin güncelleştirerek, bugüne taşıması zorunludur. İslam dünyası ve Avrupa bugüne kadar birbirlerini hiç ortak geçmişleri olmayan iki düşman gibi görüyordu. Dünyadaki gelişmeler Türkiye ile Avrupa'yı ortak değerleri olan ve birbirlerini sürekli diri tutan iki rakip takım olarak görmeye zorluyor. Türkiye dünyanın en büyük kamu ekonomisine sahip ülkelerinden biridir. Bu yüzden de, ordu destekli devletçi yapıdan kurtulamamıştır. Türkiye'de demokrasinin önündeki en büyük engel devletçi yapı olmuştur. Türkiye ekonomide devletin payını düşürerek, İslam'ın değerleri ile demokratik ilkelerin ve ekonomik kuralların çatışmadığını göstermek zorundadır. Türkiye'nin işleyen bir demokrasiye ve sağlam bir ekonomiye sahip olması Avrupa için olduğu kadar İslam dünyası için de önemlidir. Türkiye Avrupa'dadır. Avrupa'daki Türkiye'nin nüfusu pek çok Avrupa ülkesinden daha büyüktür.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |