İki yılda bir gerçekleştirilen ve bu yıl yedincisi yapılan Bediüzzaman Sempozyumu'nda, Risale-i Nur'un insanlığa verdiği barış mesajlarının altı çizildi. 29 ayrı ülkeden 80'i aşkın bilimadamı ve çok sayıda davetlinin katıldığı sempozyumda, "Çok kültürlü dünyada, imanlı, anlamlı ve barış içerisinde yaşanmasına Risale-i Nur'un yaklaşımı" sorusuna cevap arandı.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Servet Armağan, Risale-i Nur'un İslam dini esaslarını ihtiva eden ve barıştan yana bir kitap olduğunu söyledi. Risalei-Nur'da insanları öldürmenin caiz olmadığı ve iyi ilişkiler kurulması gerektiğinin vurgulandığı, dolayısıyla insanları doğru yola sevkettiğini anlatan Prof. Armağan, "Barışın temeli budur. İnsanları öldürerek, bombalayarak barışa gidilemez. Barışa ulaşabilmek için barışçı metotlarla hareket etmek gerekir" dedi. Armağan, Risale-i Nur ve diğer hadislerde barışa giden yolun açık olarak ortaya konulduğunu belirterek, "Bunlar uygulandığı taktirde barışın önünde engel kalmaz" diye konuştu.

Masumların kanı akıyor

Fas Kadı İlyas Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mimoun Barriche ise konuşmasında, terörün tüm dünyada masum insanların kanlarını akıtmaya devam ettiğini söyledi. Bunun toplumdaki güven ortamını zedelediğini ifade eden Barriche, "Gerçek islam'da terörün yeri olamaz. Çünkü islam dini, insana büyük önem vermektedir. İslam dininin temel özelliklerinden biri de hoşgörüdür" dedi.

Risale-i Nur'da "Bir insanı öldürenin, bütün insanları öldürmüş sayılacağına" yönelik açıklamalar olduğuna dikkat çeken Barriche, Müslüman olsun olmasın insanları haksız yere öldürmenin doğru olmadığını kaydetti. Kuran-ı Kerim'deki, "Birini öldüren cennetin kokusunu alamaz" ayetini hatırlatan Baricche, "Maalesef Batı medeniyeti, azınlığın hakkı için, geniş kitleleri feda etmektedir" diye konuştu.

Onu şimdi iyi anlıyoruz

Toplantıya ABD'den katılan Prof. Dr. Jane Simit ise Said-i Nursi'yi bugün daha iyi anladığını belirterek, "Onun, imanı olmayan insanları bile hayatını nasıl etkilediğini görebiliyoruz. Said-i Nursi, eserlerinde verdiği misallerle sadece küçük bir topluluğa hitap etmiyor, bizi kainatın uç noktalara götürüyor" dedi. Simit, islam ile Risale-i Nur arasındaki ilişkinin apaçık bir şekilde ortaya konduğunu ifade ederek, islam'ın Allah'ın emirlerine itiat emek, imanın da bu emirleri kabul etmek anlamına geldiğini söyledi. "İslamsız iman, imansız islam olmaz" diyen Simit, dünyada Risale-i Nur sevdalılarının sayısının her geçen gün arttığını kaydetti.

Irak Duhuk Üniversitesi'nden Azad Said de günümüzde islam ile Batı arasındaki ilişkilerde önemli tartışmalar yaşandığını söyledi. Bediüzzaman'ın "Batı ile ilişkilerin gelişmesinde kan ve savaşla mı, yoksa diyalog ve barış yoluyla mı tesis edilmesi?" gerektiği konusunda ipuçları verdiğini belirterek, "Bunlardan biri Batı'yı taklit etmek, diğeri külliyen red etmek, sonuncusu da doğru ve islami olanı almak, olmayanı reddetmektir. Said-i Nursi 'İslam batı düşmanı olmalıdır' dememiştir" diye konuştu.

OKTAY MEHMET / İSTANBUL

« Geri Dön