AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Brüksel'le ilerlemek ve yapılamayan İKÖ-AB zirvesinin anlamı!..

BERLİN

Bugün, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nden en çok duymak istediği sözlerin açıklanacağı önemli bir gündür. Türkiye'nin AB yolunda attığı adımların nihai değerlendirilmesinin yapılacağı İlerleme Raporu, Avrupa ve Türkiye kamuoyuyla paylaşılacaktır. Ve dünden belli ki Türkiye'nin yolu açılacaktır….

Avrupa Birliği yolu kısaldıkça "bir medeniyet olarak Avrupa" ile "bir başka medeniyetin temsilcisi olarak Türkiye" arasındaki gerçek gündem de en azından zihinlerde belirmeye başlıyor. Elbette bu durum, bir çatışma veya kamplaşmanın habercisi değildir. Ancak, şimdiye kadar ihmal edilen, üzerinde tartışılmayan din, tarih, gelenek, medeniyet gibi temel kavramların içerdiği potansiyelin bundan sonra da ötelenmesi ve görmezden gelinmesi mümkün değildir. Avrupa, bir süredir Türkiye'ye karşı tutumunda bu gerçeğin izlerini yansıtmakta ve Ankara'ya itirazı adını koymadan bu medeniyet farkına indirgemektedir. Ne var ki, ortada bir sorunun varlığı kabul edilse bile Türkiye AB'nin ayrılamaz bir parçası haline geldiği için, yapılacak tek şey bu sorunu giderici yöntemler üretmektir. Sorun karşısında ezilerek, süreci tıkayıp herkesi kendi yoluna göndermek değil….

Başlanacağından şüphe duyulmayan müzakerenin gelişme sürecinde AB'nin Türkiye'ye karşı lütufkar ve tepeden bakan bir tavırla yaklaşması en büyük yanlış olacaktır. Böyle bir yaklaşım Brüksel ile Ankara arasında müzakere yapılıyor gibi görüntü verilirken aslında oyalama, hatta uzaklaştırma taktiğinden başka anlam ifade etmeyecektir.

AB'nin İslam olanı ve İslam'dan kaynaklanan geleneği, tarihi kategorik kabule yanaşması lazımdır. Bu temelleri sorgulamak ve Türkiye toplumunu kendi medeniyet kalıplarıyla şekillendirmeye kalkışmak hem yersiz bir çaba, hem de zaman kaybı olacaktır. Birliğin, dünyada olup bitenlerden başka delil aramasına da gerek yoktur. ABD'nin Irak başta olmak üzere bütün Ortadoğu ve İslam coğrafyasında sergilediği politika dünyanın çatışma temelinde huzurlu bir yer olamayacağını göstermiştir. İşte bu aktüel tecrübe, Avrupa Birliği için de bulunmaz bir yol haritasına tekabül etmektedir. Türkiye'nin diniyle, kültürüyle birliğe dahil edilmesi ABD'nin yapamadığı şeyin, tahakkuku ve modeli olacaktır.

Öte yandan, ABD gibi davranmak, medeniyet ve kültür ihracatçılığına soyunmak AB idealleriyle de çelişmektedir. Temel felsefe, farklılıklarla bir arada yaşamaktır. Böyle bir ortaklık tecrübesi yaşamadığı için de AB projesi henüz tamamlanmış değildir. Türkiye'nin üyeliği Brüksel'e bu tarihi avantajı sunarken; dünya için de anlamlı bir demokratik model olacaktır.

Amerika'nın aşırı güvenlikçi politikalarının Avrupa için de veri olarak kabul edilmesi büyük bir tehlike olacaktır. Bu tehlikenin abartılmasını sağlayacak somut gelişmeler yaşanmamakla birlikte; 11 Eylül'ün dramatik bir şekilde tetiklediği medeniyetler uzlaşması ihtiyacı fikrinin şimdilerde eskisi kadar önemsenmediği anlaşılmaktadır. AB'nin İstanbul'da toplanması planlanan AB-İKÖ Zirvesi'ne yönelik aldırmaz ve engelleyici tutumu bunun açık bir örneği olmuştur. Kıbrıs Türk Devleti tanımına karşı sergilenen itiraz, diplomatik gerekçelerin ötesine taşmış, ortaya ancak tepeden bakışla açıklanabilecek bir durum çıkmıştır.

İslam Kalkınma Örgütü, AB'den daha geniş bir nüfusu temsil eden ve en az onun kadar meşru bir uluslararası kuruluştur. BM Genel Sekreteri'nin öngördüğü gibi Kıbrıs Türk Devleti tanımını kabul etmiştir. AB'nin, sadece Türkiye'ye yönelik reaksiyonla kalmayıp, İKÖ'nün aldığı bu kararı bile yok saymaya yönelik girişimleri; özellikle Malezya'ya pres yaparak Ankara'ya geri adım attırma çabaları müzakere adımının hemen öncesinde şaşırtıcıdır. AB, İKÖ'ye geri attırmak isterken muhatabını yok sayan bir tavra girmiştir. Oysa, bu toplantı bir diyalog fonksiyonu ifa ediyorsa buna İKÖ ülkeleri kadar AB'nin de ihtiyacı vardır. Brüksel için ABD'yle rekabette böylesi bir dostluk hiç olmazsa taktik olarak değer taşımaktadır.

İlerleme Raporu'nun sağlayacağı zemin, Türkiye ile AB arasında medeniyet temelinde ihtiyaç duyulan uzlaşmaya sağlanacak katkı açısından anlamlı olacaktır.


6 Ekim 2004
Çarşamba
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED