Başbakan Tayyip Erdoğan "Yılın Avrupalısı" seçildi.

AB'den Türkiye'ye tarih verilecek-verilmeyecek, rapor olumlu olacak-olumsuz olacak türünden yarısı beklenti yarısı tahmine dayanan tartışmalar sürüp giderken, Erdoğan'ın Yılın Avrupalısı Ödülü'nü almasını, kapının aralandığına yoranlar var.

Bu demektir ki cümbür cemaat olmasa da AB'ye teker teker gireceğiz. Biraz zaman alır ama ziyanı yok. İlk Başbakan girdi, ardından kabine üyeleri girerler.

Bakanlar Kurulu girişini tamamladıktan sonra sıra kime gelecek? Benim adayım Hürriyet'ten Vahap Munyar.

Hani şu Türkiye'nin AB'ye girişine tereddütlü yaklaşan Fransız profesöre "Yapmayın, biz Paris sokaklarında dolaşan Tunus, Cezayir, Fas vatandaşlarına benzemeyiz" diyen kişi.

Münasip düşmez mi? Onun sırası Deniz Baykal'dan, Mesut Yılmaz'dan, hatta Ali Bozer'den önce gelir.

(Tüh!.. Yahu tam sayfa biterken farkettik ki Cumhurbaşkanı Sezer'i unutmuşuz. Protokol kuralları bir anda alt üst oldu görüyor musunuz? Şimdi araya sıkıştırmak olmaz. En sona bıraksak hiç uymaz...

Yoksa uyar mı? Hani gemi-kaptan misali... Sezer'den başka Meclis Başkanı Arınç var bir de... Tüh ki ne tüh!.. Fakat kabahat bizim değil. En başta Erdoğan'ı Yılın Avrupalısı seçenlerde.)

ORMAN PEPE VE HAŞAT

Gayet düzgün konuşan birisinde bile, gün gelir yanlış bir telaffuza rastlayabiliriz.

Önemli olan akım derken yokum dememek. Yoksa dil sürçmesi, herkesin başına gelebilecek bir şey.

Geçenlerde ünlü bir türkücümüz, "hayat" demek istedi, onu söylerken aklından "yaşam" kelimesi geçmiş olacak ki, ağzından "haşat" çıkıverdi.

Hemen farkedip "hayat" şeklinde düzeltti.

Bir başka günse, ünlü bir haber sunucusu "Orman Bakanı Osman Pepe" demek isterken, "Orman Bakanı Orman Pepe" deyiverdi.

Haber hızla akıp gitti ve düzeltmeye gerek görmedi.

Dedik ya, olur böyle vakalar.

KİMİN TURŞUSU DAHA İYİ?

Halk arasında "suratsız" birinin kurduğu turşuların daha güzel olacağına dair inanıştan haberi olmayan bir adam, gazetede o inanıştan bahseden yazıyı okuyunca, annesinin kurduğu turşuları, karısının "Anneciğim, sizin turşularınız çok lezzetli oluyor" diye senelerdir övüp durduğunu hatırlar.

Anne de gelini için aynı şeyi söylemektedir. Bunca zamandır başka konularda birbirini övmeyen gelin ile kaynana arasında, nasıl olup da turşu hakkında bu şekilde karşılıklı övme yarışı yaşandığını böylece çözmüş olur. Meğer, soğuk savaş halindeki iki kadın birbirlerine "suratsız" demeye çalışıyormuş yıllardır.

Kinayeli sataşmalara son vermek isteyen adam, derhal olaya müdahale eder ve "Bundan sonra bu evde turşu kurulmayacak, artık turşuyu dışarıdan satın alacağız!" diyerek kararını bildirir.

MERDİVEN

"Kör bir abimiz var" diye söze başladı arkadaşımız. "Geçenlerde merdiven çıkıyorduk, pat diye bir anda elektrik kesildi. Biz karanlıkta ne yapacağımızı şaşırdık. Birimiz çakmağını arıyor, diğeri kibrit yakmaya çalışıyor. O sırada kör abimiz de halimize gülüyor.

- Yahu siz sağlam adamlarsınız güya. Bir elektrik kesilmesiyle paniğe kapılıyorsunuz deyip merdivenleri aynı hızla çıkmaya devam etti."

AL BİRİNİ...

ABD Başkan adayı Kerry, televizyon tartışmasında oy oranını yükselterek Buş'u yakaladı. Seçim gününe kadar bunlar böyle giderler azizim. Bir biri öne geçer, bir diğeri. Önemli olan, son düzlükte kimin ileride gideceği.

Seçimi hangisinin kazanacağı konusunda bahisler yapılıyor olsa bile, bizim için pek farketmeyecek. Al birini, vur öbürüne. Yine de biliriz ki gelen gideni aratır.

Aratır ama bakarsınız öteki yok dedirtir ve telefona çıkmaz.

DETERJAN

Bir deterjan firması bebek giysileri için özel deterjan üretti. Hassas ciltlere uygun olduğu bildirilen bu deterjanı üretmek için bunca yıldır niye beklediklerini sormak lazım.

MEHMET ŞEKER

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu