AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Eski ve yeni sorunlar

Bir ülkenin, özellikle bu ülkenin sorunları sadece Avrupa Birliği meselesi, bölgesel dengeler, Kuzey Irak'taki muhtemel gelişmelerden oluşmuyor.

Bu sorunlar sadece sivil ve askeri gruplar, devlet ve siyaset, statükocular ve değişim yanlıları arasındaki güç mücadeleleriyle de özetlenemez.

Gerek konjonktürel verilerin gerekse siyasi ve toplumsal hareket ve mücadelelerin üzerine oturdukları, beslendikleri ve besledikleri başka temel sorunlar var. Bunlar yüzeysel okumalar ve tavırlarla, salt siyasetin, partisel siyasetin içinden bakarak sıkça geçiştirdiğimiz sorunlar.

Oysa bu ülkede yaşanan her ciddi kriz, her ciddi sarsıntı bu sorunların şu ya da bu şekilde su yüzüne çıkmasıyla patlak veriyor.

Bizi kimi zaman açık açık, kimi zaman içten içe kemiren dört önemli sorunumuz var.

Bir "vatandaşlık sorunu" yaşıyoruz... Bireylerin toplumla yaptıkları, o topluma aidiyetlerini tanımlayan temel siyasi sözleşme, yani vatandaşlık anlayışımız, tek kültür üzerine kurulu, yasakçı, zorlayıcı, sınırlandırıcı, ülkeyi kutuplara bölen bir anlayış...

Bir "laiklik sorunu" yaşıyoruz...

Değişik inançlar arasında tarafsız hakemlik görevi yapması gereken laiklik anlayışımız, taraflı, belirli bir yaşam biçimini öngören, din ve toplum ilişkilerini düzenleme konusunda eli kolu bağlı bulunan ve karmaşa yaratan, ülkeyi laik ve İslamcı kutuplarına bölen bir anlayış...

Bir "temsili demokrasi sorunu" yaşıyoruz...

Demokrasi anlayışımız, "kurumlara değil kişilere endeksli" olan, kısa vadeli rant dağıtımı karşılığında oy isteme esası üzerine kurulu bir yapıda. Kurallar ve hukukun yerine keyfiliğin egemen olduğu, yasaları toplumsal taleplere uydurmak yerine toplumu yasalara uydurmayı şiar edinmiş, çoğunlukta olmayan, azınlık hakkını yok sayan bir anlayış...

Bir "etik sorunu" yaşıyoruz...

Başta basında objektifliğin yerini subjektifliğin aldığı, subjektifliği ise tamamen çıkarların belirlediği, bildik ilkelerin bile çıkarlar etrafında keyfi bir şekilde yeniden tanımlandığı, her yeri kuşatan bir anlayış zihinleri yeniden şekillendirmekte.

Bu sorunların dördü de zamanın ruhuna, toplumsal taleplere, çağdaş demokrasiye ters düşen, ters düştükçe toplumun değişik kesimleri arasındaki temas noktalarını tahrip eden nitelikte.

AB meselesinde Türkiye'nin iyi kötü geldiği nokta sadece dış rüzgarların etkisiyle gerçekleşmedi. Ülkenin iç dinamikleri, siyasi iradesi, sivil kuruluşları son iki yılda ellerini taşın altına soktular. Hızlı, kapsamlı, çaplı bir değişim bu şekilde gerçekleştirildi.

Ancak yukarıda sıraladığımız "damardan sorunlar"da iş daha zor.

Zira bu kez değişmesi gereken doğrudan doğruya değişimi taşıyanlar yani siyasi partiler, basın, iktidar ve muhalefettir.

Bu sorunlar AB meselesi kadar önemli, hatta onu aşan öneme sahip sorunlardır. Dahası AB yolunda ülkenin hız kazanabilmesi için çözülmesi gereken sorunlardır.

Ve bu sorunların hiçbiri içeriden gelecek bir çaba, yaygın ve yaptırım içeren bir uzlaşma olmadan çözülemez.

2005 yılı bu sorunlarla AB müzakerelerini iç içe sokacak, bu çerçevede ülkenin siyasi iklimini etkileyebilecek güce sahiptir.


9 Ekim 2004
Cumartesi
 
ALİ BAYRAMOĞLU
ALİ BAYRAMOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED