|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Türkiye'nin kendi sınırları dışında gümbir gümbür ses getirdiği halde kendi içinde pek az bilinen bir girişimi var: Doğu Konferansı... Hemen her eğilimden bir grup aydın, 11 Eylül sonrası dünyasının yanlış yöne doğru evrildiğini fark ederek başlatmıştı bu girişimi; Afganistan'a müdahale ve Irak'a savaş ortamında daha da büyüyen bir anlam kazandı girişimleri... Yaptıkları basit aslında: Yola düşüyor ve gittikleri ülkelerde kendileri gibi dünya olaylarını yakından izleyen aydınları bularak görüş ve duyarlılık alış-verişi yapıyorlar... Suriye'ye, Ürdün'e, Lübnan'a, İran'a ve Mısır'a gittiler şimdiye kadar; uğradıkları her ülkede tanıştıkları ortak dostlardan hep olumlu tepkiler aldım. Türkiye'nin sorumluluğunun bilincinde aydınları olması, bunların aralarında teşhis ve tedavi yöntemine ilişkin farklar bulunmasına rağmen yollara düşmeleri bizim coğrafyanın diğer birimleri için epey şaşırtıcı gerçekten... Tahmin edilebileceği gibi, sağdan, soldan, liberal ve İslâmcı kesimlerden bir grup aydının birlikteliği, sadece İslâm Dünyası'na dönük bir ilgiyi yansıtmıyor. Bundan sonraki duraklarından biri Azerbaycan, ama diğerleri Gürcistan ve Ermenistan... Daha sonra daha uzak ülkelere de gidecekler... Konuyu gündeme taşıyışım, 'Doğu Konferansı - Türkiye Buluşması' başlıklı bir toplantıya katıldım da ondan... Çekirdek kadro kendileri gibi düşündüklerine inandıkları 100 aydını çağırdılar bu toplantıya ve bugüne kadar yaptıklarıyla ilgili etraflı bilgiler aktardılar ve bundan sonraki çalışma programları hakkında fikir danıştılar... Önümüzdeki sonbaharda, ilgi alanlarına giren coğrafyadan dâvet edecekleri aydınlarla Türkiye'deki çevrelerini biraraya getirecek uluslararası bir konferans planlıyorlar... Dün sabah toplantının ilk günüydü ve girişimi başlatan gruptan Mehmet Bekaroğlu'nun sunuşunu dinledik. Girişimlerinin hiçbir siyasî görüşe mâledilemeyecek genişlikte olduğunu vurgulamak için olacak, Ak Parti yanında CHP sözcüsü de açılışta konuştu. CHP genel başkan yardımcısı Onur Öymen diplomatik deneyimlerinden de hareketle içten bir yaklaşım sergiledi katılımcılara... Aslına bakılırsa, girişimcilerin kendi farklılıklarını vurgulamak için bir jest yapmaları gerekmiyor. Mehmet Bekaroğlu neyi temsil ediyorsa, Oral Çalışlar herhalde ondan çok farklı bir eğilimin temsilcisi... Medyanın hemen her organından girişime ilgi duyanlar olduğu gibi, bazı işadamları da uzun ve zahmetli yolculuklarda yanlarında olabiliyor. Milletvekilliği sonrası Ankara'da bir muayenehane açan Prof. Mehmet Bekaroğlu bir sürprizle geldi bu toplantıya: İki gün önce Saadet Partisi'ne istifasını sundu... SP'nin saflarında politika yapmış ve pek çok yakını bir başka partiye vücut vermek üzere hareketlenmişken orada kalmayı yeğlemiş birinin şimdi ayrılması elbette bir anlam taşıyor. Yanlış anlamayı önlemek üzere istifasını gerekçeleriyle birlikte kamuoyuna da açıkladı. İstifa dilekçeleri iki satır olur, değil mi? Mehmet Bekaroğlu'nunki kısa bir master tezi gibi. Bugün dünyamızın küresel bir saldırıyla karşı karşıya olduğunu vurguluyor dilekçesinde; bilgi ve donanım olarak saldırıya direnebilecek en güçlü kuruluş olarak gördüğü SP'nin bu görevi yerine getiremediğini söylüyor. Bu yüzden istifa ediyormuş... Dilekçesinin son iki paragrafı önemli: "Altımızdaki zemin hızlı bir şekilde kaymaktadır. İki seçenek var: Ya bu gidişe direnmek için adeta seferberlik ilan ederek hemen şimdi bir şeyler yapacağız; ya da küresel iktidarlara teslim olup sonumuzu bekleyeceğiz. / Ben birinci seçeneği tercih ediyorum; toplumsal muhalefetin içinde yer almak ve bunun için yeni yapılanmaların imkanlarını araştırmak üzere, bir süredir fiilen ayrıldığım Saadet Partisi'ndeki görevlerimden (Genel Başkan Yardımcılığı ve Genel İdare Kurulu Üyeliği) ve tabii parti üyeliğinden istifa ediyorum." İstifasını daha önce açıkladığı için, Doğu Konferansı sırasında ağırladığı Onur Öymen'den CHP'ye dâvet aldı Mehmet Bekaroğlu... Onur Bey, bana, "Bizim partimiz de farklı eğilimden değerleri içinde barındırabilir, neden olmasın?" dedi. Kulağa mâkul ve olabilir gibi gelse de CHP'nin şartları açısından fazla uygulanabilir durmuyor bu niyet... Yaşar Nuri Öztürk'ü bile saflarında tutamadı CHP... Mehmet Bekaroğlu dâvete fazla önem verir görünmedi zaten... Ben tabiat olarak küçük şeylerden büyük lezzetler alabilirim, basit etkinlikleri gözümde büyütebilirim. Ancak, Doğu Konferansı hafife alınacak bir girişim değil hakikaten; tam tersine, içinde yer alanların bile bütün boyutlarıyla fark edebildiklerini sanmadığım bir öneme hâiz bu girişim... Gittikleri her yerde serptikleri tohumlar onlar ayrıldıktan sonra çiçek veriyor çünkü... Açılış oturumuna gelen katılımcılara şöyle bir baktığımda, yaşını başını almış her eğilimden eski tüfekler yanında dünyanın barışçı bir istikamete evrilmesine gönül bağlamış çok sayıda genç de gördüm. Onların varlığı önemli. 'Savaş muhabiri' olarak ünlenmiş barışseverlerin de içinde yer aldığı grup herhalde beraber olunmaya değer... Şimdilik kendi aralarında toplanıyor 'Doğu Konferansı' girişimcileri; topluma dönük etkinlikler de düşünmeliler...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |