HURİ YAZICI / İSTANBUL
Değişen hayat şartları ve tüketim anlayışı kadının ekonomik alandaki rolünü arttırırken annelik kimliğini de daha zor bir hale sokuyor. Zamanının büyük bir bölümünü çocuğundan ayrı geçiren anneler kendilerini yetersiz ebeveyn olarak görüyor ve vicdan azabı yaşıyor. Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a göre çalışan kadınların kendilerini yetersiz görmelerinin altında "klasik anne" olma dürtüsü yatıyor. "Çalışan anne olmak yetersiz olmak anlamına gelmez" diyen Tarhan, anneliğin klasik kalıplar içine konulmaması gerektiğini belirtiyor.

Çocuğun dünyasına girin

Çalışan annelerin ortak sorununun çocuğuna yeterince zaman ayıramamak olduğunu anlatan Tarhan, çocukla "nitelikli ve sürekli beraberlik" kurulması gerektiğini belirtiyor. Tarhan şöyle devam ediyor: "Çocukla geçirilen zamanın kalitesi, sürenin uzunluğundan daha önemlidir. Çocukla geçirilen süre içinde anne yavrusunu kucaklamalı, onunla göz teması kurmalı, oynamalı ve konuşmalıdır. Anneler bir saatlik ya da yarım saatlik zamanı çocuklarıyla geçireceklerse o vakti doya doya yaşamayı, çocuklarının anlatacaklarını dikkatle dinlemeyi, duygularını paylaşabilmeyi, sevgilerini hissettirebilmeyi başarabilmelidirler."

İlgisiz ve sorumsuz annelerin çocuklarının, çalışanlara oranla daha sorunlu olduğunu vurgulayan Tarhan "Çalışmayan, ancak çabası ve çocuğun ruhuna hitap edecek ilgileri az olan anneler, çocukların dünyasına giremezler. Önemli olan çocuklarla aynı mekanda değil çocuğun duygu dünyasında bulunabilmektir" diyor.