T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 15 ARALIK 2005 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  Hayat
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Koray DÜZGÖREN

'Milli Dalga'cı linççilerin oluşturduğu ortama dikkat...

Genellikle belli odaklar tarafından kışkırtılarak milliyetçilik kisvesi altında linççiliğe yönelen ve can almaya, kan dökmeye çalışan eylemcilerin teorisyeni böyle diyordu.

Aslında cereyan etmemiş 'Bayrak yakma' girişimlerine, yasakların kaldırılmasını talep edenlere, Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasını destekleyenlere, bir Kürt realitesinin varlığından söz edip çözüm yolları önerenlere, askerlerin siyasi hayata müdahale etmemesini ve rejimin sivilleşmesini isteyenlere karşı bir 'Milli Dalga'nın yükseldiğini, orada burada cereyan eden linç girişimlerinin aslında bununla yakından ilgili olduğunu söylemişti hazret.

"Dahasını da bekleyin' demişti. Çukurca bombalamaları, Yüksekova olayları meydana geldi.

Bu linççi 'Milli Dalga' dalgasını, dalaveresini medyamız da pek fazla benimsediği için gazeteler, televizyonlar siyasi olmayan sıradan kızgınlıklar, tepkiler ve küçük suçlardan dolayı meydana gelen linç girişimlerini ballandıra ballandıra aktarmaya koyuldular.

Linç fikri insanların kafasına iyice yerleşmeye başladı. Kim kime kızıyoryorsa, kimin başkasıyla bir hesabı varsa, borcunu tahsil edememişse, sevdiği kıza biri göz koymuşsa, basıyordu yaygarayı:

"Yakalayın vatan hainini, vurun PKK'lıya''

Yerine, zamanına göre bu hedef bir hırsız, bir gaspçı, kapkaççı bir çocuk vesaire olabiliyordu.

Linççiler bir olup bir 'Dalga' halinde can almak için saldırıyorlardı.

Bunun ' Milli Dalga' ya da bir dalevere olmasının hiçbir önemi yoktu.

Bugün 'Milli Dalga' olup, basın açıklaması yapan yasal bir dernek üyesinin canını almak, kanını dökmek amacıyla saldıranlar bir başka gün başka bir neden bulabiliyorlardı.

Linç psikolojisi artık sokaktaki bir takım insanların beynine yerleştirilmişti.

'Milli Dalga' ya da başka bir dalga farketmiyordu.

Nitekim bu 'dalga' sonunda zavallı bir TRT çalışanının başında patladı.

Medya haberi şöyle verdi:

''TRT'de görev yapan Serdar Arslanoğlu sokakta tartıştığı Fatih Ösme tarafından kovalandı. Bir siteye sığınan Arslanoğlu'nun linç edilmesi için Ösme'nin 'hırsız var' diye bağırması yetti.''

Sonrasında sitenin bekçileri ve sitenin karşısındaki evde oturan bir vatandaş, elbirliği ile bir vatan hainini öldürürcesine, hırsız zannettikleri Serdar Arslanoğlu'nu sopalarla dövüp, bıçaklayarak bir kenera bıraktılar.

TRT çalışanı genç hastanede can verdi. Yapılan muayenesinde kafatasının sopalarla kırıldığı ve çeşitli yerlerinden bıçaklandığı görüldü.

Düşünün artık insanlar ne durumda. Cezası olsa olsa bir iki yıl, -o da kesinleşmesi durumunda- olan bir suç için ( kaldı ki bu olayda böyle bir şey de söz konusu değil) insanların öldürerek ceza verme, yani linçe yönelmelerinde bu 'dalga'nın rölü yok mu?

'Milli dalga' dalgasını "derslerini aldılar' havasında yansıtarak linççi psikolojiyi özendirici bir zemin hazırlayan medyanın da bu son vahim olayda sorumluluğu yok mu?

İnsanlar basit bir 'Hırsız var' feryadıyla ya da 'PKK'lı var' diye bağırmasıyla hemen adam öldürme pozisyonuna girebiliyorsa, başta o 'Milli Dalga'cılar olmak üzere, bu tür 'dalga'ları memleketteki çatışma ortamını kışkırtmak için kullanmak isteyen çevreler, ırkçı teorisyenler vb. başta olmak üzere herkes bir kere daha düşünmelidir.

Linççilik de tersine tepen tehlikeli bir silah gibidir.

Sokaktaki vatandaşın içine itildiği bu linç psikozundan kurtarılması için Serdar Arslanoğu cinayeti gibi yeni cinayetler beklemeden birşeyler yapılması gerekiyor.

Linççi psikolojiyi körükleyen 'Milli Dalga'cılar ise artık şunu iyi anlamalı:

Hiçbir 'dalga' -içlerinde milli olarak nitelendirilenler de dahil- insanların fikirlerini açıklamalarını önleyemez.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi