AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Yokluğu mutlaka hissedilecektir

İlhan Berk, "Her alanda bir fenomendi" derken Attila İlhan'ın "nev'i şahsına münhasır" olduğunu söylemek istiyor herhalde.

Öyle olsa gerek çünkü Attila İlhan, "nev'i şahsına münhasır" sıfatını fazlasıyla hakeden bir şair ve yazardı.

Hakkında birkaç kere ben de yazdım. Bu yazılar "Gazi"yi korumaya alıp İsmet Paşa'ya verip veriştiren Attila İlhan; Sultan Galiyev'i yersiz-gereksiz bulduğum biçimde sıkça hatırlatan Atilla İlhan; "Siyaset Meydanı"nda hiç de "bilgece" bulmadığım Attila İlhan hakkındaydı. Yani şairin daha çok siyasi düşüncesini ele alan yazılar.

Ama bu yazılar içinde hatırladığım bir tanesi var ki, "Yokluğu mutlaka hissedilecektir" derken ben asıl olarak burada anlatmaya çalıştığım Attila İlhan'ı kastediyorum...

Bu Attila İlhan ile on yıl kadar önce yine TRT 2 ekranında karşılaşmıştım. O yıllarda henüz önündeki notlardan (dönüp dönüp) Mustafa Kemal Paşa'nın açıklamalarını aktarmıyordu. O gün çok sevdiği, iyi tanıdığını söylediği Anadolu'dan söz ediyordu.

Çok iyi hatırlıyorum: Genç (çocuk?) Attila İlhan, karakışta Toroslar'da bir istasyonda duran kara trenin penceresinden dışarıya bakmaktadır...

Aman azizim! Bir kış gecesi kompartıman penceresinden temaşa edilen Toroslar'daki bu küçük istasyon bu kadar mı güzel tasvir edilebilir,Türkçe bu kadar mı güzel olabilir? Büyük bir retorikle karşı karşıya olduğumuz, Attila İlhan'ın büyük bir "söz ustası" olduğu muhakkaktı. Gözümüzü yaşartığını da iyi hatırlıyorum...

O yıllarda başka güzel sözler de dinledik. Gençliğinin İzmir'ini anlattığı konuşmaları mesela. "Toroslar"ı yakalamasa da yine güzel yine çok ustaca sözlerdi... Unutmayın, önündeki küçük notlardan bize sürekli Gazi'den alıntılar aktardığı ekran yıllarının öncesinden söz ediyorum.

Ekranda sonradan karşılaştığım Attila İlhan için benzer şeyler söyleyemeyeceğimi tahmin ediyorsunuzdur herhalde. Artık arada bir karşılaştığım şair bir bakıma "hep o şarkıyı" söyler olmuştu. TRT 2 ekranından sonra Kanaltürk'te sürdürdüğü programlarını ise -doğrusu- hiç merak edip izlemedim. Bu ikinci kanalda neler anlattığına ilk kez öldüğü günün gecesi kanalın arşivden çıkarıp tekrar yanınladığı bir program sayesinde şahit oldum. "Üzülmedim" desem yalan olur; "Tek Parti" döneminin henüz 16 yaşındayken yakasından tutup hapishaneye tıktığı Attila İlhan, bu döneme duyulan nostaljinin "anafikir"ini oluşturduğu bir programda programa telefonla katılan önce bir emekli albay sonra da Prof. Sinanoğlu'nun bizi şairin demir parmaklıklar arkasına konduğu (daha 16 yaşında henüz!) yıllara götürmeye çalışan sözlerini tasdik ediyordu... Üzüldüm tabii ki... Şiirlerinin büyük bölümüyle (bana göre) özellikle ilkgençlik ve gençlik döneminin "Kaptan"ı olarak hatırlanacak olan şair, haddinden fazla "yaşlı" bir programda edilen haddinden fazla "yaşı geçmiş" lafları tasdik ediyordu... "Keşke", dedim, bir mucize olsa da Kaptan, ilkgençlik yıllarındaki ruh haline dönüp 'Sevgilime Nazım'dan dizeler verdim diye beni 16 yaşımda kodese tıkan zihniyet bugün burada sergilediğinizden çok uzak değildi!' diyerek oyunu hemen orada bozuverseydi! Ne güzel olurdu...

(Attila İlhan'ın hapishaneden çıkınca eline tutuşturulan "Türkiye'de hiçbir okulda öğrenim göremez" kararının altında, bizzat kendisinin açıkladığı gibi -nitekim ekranda da önümüze geldi- dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in imzası vardı.)

İlhan Berk, "Her alanda bir fenomendi" derken haklı galiba... Bakın mesela: Ölümünün ardından da bir bakıma ikiye bölündü. Bir tarafta Radikal'de, diğer tarafta ise Yeniçağ'da manşet... Şairin arkasından ona en fazla sahip çıkan yazıları ("Türkçü-Devrimci Diyaloğu"nu merkeze koyan) Arslan Bulut yayımladı desem yalan olmaz. Bulut, ikinci yazısını Attila İlhan ile aralarında geçen bir konuşmayı aktararak bitiriyor. Ve bakın bu konuşmada şair neler diyor: "Enternasyonal Komintern, neden Mustafa Suphi'yi tutmamış da, Şefek Hüsnü'yü tutmuş? Araştırdım, Şefek Hüsnü Musevi çıktı. O zaman, Komintern'in yarısı Musevi idi. Bunlar çıkıyor, bunları görüyoruz. Gizli ama alttan alta süren..."

Sizi bilmem ama ben yine üzüldüm.

Sonuç olarak, İlhan Berk'in izleyerek Attila İlhan için, 16 yaşından başlayarak okudukları, yazdıkları ve konuştuklarıyla gerçekten "her alanda bir fenomendi" diyebiliriz. Şiirini sever siyasi düşüncelerini beğenmeyebilirsiniz; ya da siyasetini sever şiirini beğenmezsiniz; belli olmaz belki her ikisini de yakın bulabilirsiniz, tamamen sizin bileceğiniz bir şey. Ama şurası muhakkak ki, "nev'i şahsına münhasır" bu şair ve yazarımızın yokluğu çok hissedilecektir. Doğrusu- yanlışı, şiiri-romanı-yazıları ve konuşmalarıyla çok özel olan bir kültür adamını kaybettik. Türk kültür hayatını zenginleştiren bir kişilikti. Öyle ya da böyle ama sıradışı bir kişilik olduğu muhakkaktı.


15 Ekim 2005
Cumartesi
 
KÜRŞAT BUMİN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED