AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Neresinden tutsanız elinizde kalıyor

Gelişmeler karşısında ellerini oğuşturanlar var mı bilmiyorum. Hiç şüphe yok ki, önce Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın'ın (kendisi yurtdışındayken) evinin ve bürosunun polis marifetiyle aranması; ardından hakkında yürütülen "ihalaye fesat karıştırmak" soruşturması çerçevesinde tutuklanması; ve nihayet hepsinin üzerine tuz-biber olarak YÖK Rektörler Komitesi'nin bazı bölümleriyle "28 Şubat" açıklamalarını hatırlatatan bir bildiri ile ortaya çıkması, bu ülkede bir an önce "tarih" olmasını dilediğimiz türden uygulamalardır.

Rektör Aşkın hakkında 5 Nisan'dan bu yana açılan soruşturma kapsamındaki altı dosyadan beşi için "takipsizlik kararı" verildiğini de unutmayalım bu arada...

Anlaşılan o ki, araya mahkeme kararları girmiş olsa da, Yüzüncüyıl Üniversitesi dolayımıyla "canlanan" yeni bir "Kemalist-Muhafazakar" gerginliğine şahit olmaktayız.

Bu tatsız gelişmelerden memnun olan, ellerini oğuşturanlar var mı bilmiyorum. Ama şurası muhakkak ki, o ya da bu cenahtan olsun farketmez, bu gerginlikten nemalanacaklarını umanlar hepten yanlış bir yol seçmişlerdir.

Belki yüz kere tekrarlamışımdır: Türkiye'nin daha demokratik ve müreffeh bir ülke olmasının yolu, ülkenin, varlığını maalesef hâlâ sürdüren ve ekonomiden üniversiteye kadar pek çok alanı kuşatan "ikicilik"ten kurtulmasında yatmaktadır. Bu çerçevede bu ülkenin, sadece üniversiteler için konuşacak olursak, "Kemalist rektör" - "muhafazakar rektör" ya da "Kemalist öğretim üyesi" - "muhafazakar öğretim üyesi" ayrımını yaşamaya artık tahammülü kalmamıştır. Bize lazım olan, sadece ve sadece işinin ehli rektörlerdir. Benzer bir tahammülsüzlük "idare" ve "yargı"yı kuşatan bölünme için de söz konusudur.

Rektörler Komitesi bildirisinde yer alan şu tespitlerin tamamı yerindedir: "Aşkın, sorgulama sürecinde kişiliği ve temsil ettiği makamla bağdaşmayacak ölçüde kötü, onur kırıcı muamelelere maruz bırakılmıştır. Sayın Hâkim Sinan Sivri tarafından rektöre kelepçe takılmak istenmesi, 10 saati aşan soruşturma safhası boyunca ayakta tutulması, bitkin olmasına rağmen uzun bir yolda yürütülmesi üniversite camiasını dehşete düşürmüştür."

Hiç şüphe yok; bir rektörün ("Kemalist" ya da bilmem ne farketmez) bildiride sıralanan biçimde onur kırıcı bir muamaleye maruz bırakılması "dehşete düşürücü"dür.

Bildiri'nin 2547 sayılı YÖK Kanunu'nun 53. maddesini hatırlatarak "olayın kovuşturulması"nın "YÖK yetkisinde" bulunduğunda ısrar eden cümleleri de yerindedir. Gerçekten de, "Van Cumhuriyet Savcılığı'nın dosyayı 2002'de yaptığı gibi görevsizlik kararı alarak görevli ve yetkili olan YÖK'e göndermesi gerekmektedir."

Ama işin bir de diğer yönü-yüzü var:

Rektörler Komitesi bildirisinin "Eski rektörün özel kalemi iken" diye söze başlayıp tamamen "duyumlara" dayanan bilgilere dayanarak tasvir ettiği bir kişiden hareketle "somut gösterge" türetmesi anlaşılacak türden bir davranış değildir. Bu hükmümüz "Olayda adı geçen bir başka eleman da" diye söze başlanarak "R. Çelik" hakkında verilen hüküm için de geçerlidir. Böyle "kulaktan dolma" bilgilerle "bildiri" yayınlamak Rektörler Komitesi'ne hiç mi hiç yakışmamıştır doğrusu...

Görüyorsunuz, Bildiri'nin son cümlesini ("Rektör Aşkın'a sahip çıkmak cumhuriyete sahip çıkmakla eşanlamlıdır") hatırlatmıyorum bile! Gerçekten "dehşete düşürücü" bu sözleri görmemiş ve duymamış olayım...

Bu arada "ilginç" bir tesadüf olarak, hükümetin bu yıl üniversiteler arasında sadece Van Üniversitesi bütçesinde "kesintiye" gittiğini de ek bir bilgi olarak hatırlamayı unutmayalım...

Sonuç olarak: Hiç beklenmedik anda (hiç değilse ben beklemiyordum!) ortaya çıkan bu yanlış ve "tehlikeli" gerilimden hiç kimse kazançlı çıkmayacaktır. Bu tatsız manzaraya bakıp "Ne yapalım ülkemizde Yargı bağımsızdır" deyip işin içinden çıkmak da mümkün değildir.

Kendimizi (toplum olarak) korumayı öğrenmeliyiz. Bildiri'den ekranlara yayılan "cumhuriyete sahip çıkmak" çağrısı bizi heyecanlandırmamalı; benzer şekilde, bir rektörün (hem de "Kemalist bir röktörün") koluna girmiş polislerce sürüklenircesine cezaevine götürülmesine şahit olmak kanımızı kaynatmamalı... Sakin, soğukkanlı, sağduyulu olmayı öğrenmeliyiz...


22 Ekim 2005
Cumartesi
 
KÜRŞAT BUMİN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED