BEHÇET GÜNGÖR / ANKARA
Velilerin korkulu rüyası haline gelen kayıt parası alınması, her türlü uyarı ve önlemlere rağmen devam ediyor. Kayıt parası en az 10 milyondan başlıyor ve 5 milyara kadar çıkıyor. En yüksek kayıt parasını ise İstanbul'da bulunan okullar istiyor. Öğrenci velileri çocuklarını başarılarıyla ön plana çıkan okullara yazdırmak istiyor. Söz konusu okullara talep çok olunca okul idarecileri en iyi ücreti veren velilerin çocuklarının kaydını yapıyor. Böylece okul idareleri yüksek miktarda kayıt parası alabiliyor. Büyük başarıları olmayan ancak ulaşım kolaylıklarından dolayı tercih eden okullarda yüksek miktarda kayıt parası alınmıyor ancak bu okullarda da okulun ihtiyacı diye velilerden çeşitli miktarlarda para toplanıyor.

100 trilyonluk rant

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) verilerine göre geçen yıl öğrenci velilerinden değişik gerekçelerle yaklaşık 100 trilyon liraya yakın para toplandı. Daha önceki yılarda okullar kendileri kayıt parası topluyordu. Ancak geçen yıl çıkan Dernekler Kanunu nedeniyle bu yıl bu bağışları Okul Aile Birlikleri alabiliyor.

Taksitlendirme bile var

Velilerin kayıt parası ödememek için öne sürdükleri gerekçelere göre, okul aile birlikleri de taktik geliştiriyor. Maddi durumunun iyi olmadığını söyleyen velilere aile bütçelerine uygun teklifler sunuluyor. "Param yok, daha sonra belki veririm" diyen velilere de taksitlendirme teklifinde bulunuluyor. Okul aile birliklerinin bazı velilere, "Şimdi paranız olmaması sorun değil taksite bağlarız öyle ödersiniz. Okulumuzun o zaman da ihtiyaçları olacak" dedikleri öğrenildi.

Kayıt parasını kalite önler

Eğitim-Bir Sen İstanbul İl Başkan Yardımcısı Ünal Mamur, Türkiye'de okullar arasında eğitim kalitesindeki farklılığın kayıt ücretlerini patlattığını ileri sürdü. Özel okullarda bir yıllık eğitim ücretinin 5-6 milyar lira olduğu bir dönemde, velilerin haklı olarak çocuklarını eğitim kalitesi yüksek okullarda okutmak istediğine dikkat çeken Mamur, "Okullarda velilerden yasal olmamasına rağmen talep edilen astronomik kayıt ücretinin sona ermesi için şehir merkezlerindeki okullarla, taşradakilerinin eğitim kalitesi bakımından aynı seviyeye ulaşması gerekmektedir" dedi. Eğitimci gözüyle bakıldığında en kaliteli okulun, öğrencinin evine en yakın okul olduğuna işaret eden Mamur, velilerden kaliteli eğitim adına, çocuklarını servis araçlarıyla kilometrelerce yolculuk yapmalarına göz yummamaları gerektiğini ifade etti. Ünal Mamur, her gün 15-20 kilometre yol katederek okuluna ulaşan bir öğrenciden başarı beklenemeyeceğini söyledi.