|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Yazarlar, bilimadamları Ermeni sorununu konuştu. 'Söyletmen vurun'cular, domates attı. Koparılan gürültü, 'özgür Türkiye' imajını gölgelemekten başka bir işe yaramadı.
ŞAMİL KUCUR / İSTANBUL
Aylardır tartışılan ve başlığı "İmparatorluğun Son Döneminde Osmanlı Ermenileri: Bilimsel Sorumluluk ve Demokrasi Sorunları" şeklinde değiştirilen konferans, içeride büyük bir katılımla, dışarıda ise protesto gösterileriyle başladı. Bilgi Üniversitesi'nin Dolapdere Kampüsü'nde dün sabah 09.15'te başlayan konferansa ilgi büyüktü. Katılımcıların ana salona sığmaması üzerine, bazı katılımcılar konferansı ikinci bir salonda kurulan ekrandan izlediler. Yabancı medya da toplantıya büyük ilgi gösterdi. Polis yerleşke ve çevresinde yoğun güvenlik tedbirleri alırken, sadece davetiyesi olanların binaya girmesine izin verdi. Konferansın adı değişti Konferansın hazırlık komitesinde görev alan Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cemil Koçak, toplantının adının önceki akşam değiştirildiğini söyledi. Doç. Koçak, "İsim değişikliğinin mahkeme kararıyla ilişkili olup olmadığı" yolundaki soru üzerine, "Değiştirmeyi uygun gördük" demekle yetindi. Toplantının başında yaklaşık iki saat boyunca, konuşmacılar "konferansın ertelenmesi" girişimini eleştiren konuşmalar yaptılar. İlk iki oturumda, Halil Berktay, Selim Deringil, Murat Belge, Osman Köker, Fikret Adanır, Fatma Müge Göçek ve Nazan Maksudyan konuşma yaptılar. Hiçbir konferans sorgulanmamıştı Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aydın Uğur, açılış konuşmasında, her bir üniversitenin yılda yüzlerce bilimsel toplantı düzenlediğine işaret ederek, "Tabii mahkemenin kararını her iki üniversite de saygıyla karşılıyor. Ama en azından ciddi bilim kurumlarımız, bu tür sorunları duyduğu zaman herhalde tüyleri diken diken oluyordur. Çünkü her bir üniversite, yılda yüzlerce bilimsel toplantı düzenliyor. Farklı görüşler var, farklı davetliler oluyor. Ama şimdiye kadar hiçbir mahkeme, kimin davet edileceği, kimin konuşmacı olacağı konusunda görüş beyan etmeyi Türkiye'de üstlenmemiştir" dedi. Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Tosun Terzioğlu da, 6 ay süren bir sürecin sonunda bugüne gelindiğini ve bugünün sadece konferans ve üniversite için değil Türkiye için önemli olduğunu söyledi. Osmanlı belgeleri taraflı Selim Deringil de konuşmasında, çoğu Padişah Sultan Abdülhamit döneminde hazırlanan Osmanlı arşivlerindeki belgelerin "tek taraflı" olduğunu savundu. Bu sırada ayağa kalkan Osmanlı Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Budak, "Türkiye'de resmi söylem ölümleri inkar etmiyor. Siz Müslüman kayıplarla ilgili de söz edecek misiniz? Neden Ermeni tedhiş çetelerinin Osmanlı Müslüman ve Türklerine yaptıkları katliamları anlatan bir konuşmacı yok? Bu da sizin güvenirliğinizi sorguluyor" dedi. Bunun üzerine Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Berktay, Türk ve Müslüman kayıplara da değinileceğini belirterek, "1915 tehcirine gelinceye kadar Ermeni ve Türk çeteleri arasında yerel ölçekli düşük yoğunluklu etnik savaş olduğu bir gerçek. Sadece Ermeni çeteleri Türk köylerine saldırmadı, Türk çeteleri de Ermeni köylerine saldırdı. 1915'te devletin emriyle yapılan tehcirde başka bir şey daha var. Devletin korumakla yükümlü olduğu tebasının bir bölümü üzerinde hükümlü olduğu kanuni himayeyi kaldırması ve 'bunlar meşru avdır' demesi olayıdır. 'Av sezonu açılmıştır' demesi olayıdır" diye konuştu. Berktay'dan Yahudi benzetmesi Mustafa Budak ise böyle bir şeyin olmadığını vurgulayarak, Berktay'dan belge istedi. Berktay ise "Soruyu sordunuz, cevap verdim. Burada konuşmacı benim. 'Türk ve Müslüman kayıplarından ne haber' halet-i ruhiyesi öyle bir noktaya geldi ki; Yahudi soykırımında 6 milyon Avrupalı Yahudi öldü. Almanya 2. Dünya Savaşı sırasında 7,5 milyon kayıp verdi. Yahudi soykırımı tartışmaları sırasında Alman tarihçilerin 'Alman kayıplarından ne haber' dediğini duydunuz mu?" demekle yetindi. Belge: Mücadeleye devam Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Belge de, konferansın Türkiye'de bir iç demokrasi sorunu, bir ideoloji savaşı haline geldiğini kaydetti. Belge, "Türkiye'de demokratikleşme mücadelesi içinde, AB'ye katılım gibi kaygıların demokrasinin kod adı olarak karşılarına çıktığını" ifade ederek, dış dinamiklerin Türkiye'nin demokratikleşme yolunda adım atmasına neden olduğunu söyledi. Belge, "Bu konferansta yaptığımız gibi, mücadeleye devam etmemiz gerekiyor" diye konuştu. Anadolu'yu arındırma planı Minnesota Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Taner Akçam, ''İttihat ve Terakki Partisi'nin 1. Dünya Savaşı öncesinde Ege Bölgesi'nden başlamak üzere tüm Anadolu'nun gayri Türk unsurlardan arındırılması doğrultusunda bir plana sahip olduğunu, bu planı savaş yıllarında tüm Anadolu hattına yaydığını'' savundu. Müslüman anneanneler anlatıldı "Anneannem'' kitabının yazarı Avukat Fethiye Çetin, "1915'in çok önemli bir başka boyutu var. Bu iki tarafça da şimdiye kadar görmezden gelindi. 1915'ten sağ olarak kurtarılan ve başka kimliklerle yıllarca sessizce yaşayan binlerce insan... Onların varlığı ve öyküleri yaygın söylemleri bozacağı için belki unutuldu. Ama onlar öykülerini çocuklarına, torunlarına fısıldadı. Onların hikayeleri Türkler ve Ermeniler'in barışması ve sorunun çözümünde önemli rol oynayabilir'' diye konuştu.
|
|
![]() |
|
|
|
|