|
|
|
|
|
|
|
|
|
Mimar ve şehirci Dr. Turgut Cansever, depremin Türkiye'nin en öncelikli meselelerinden biri olduğunu belirterek, İstanbul'daki yapıların yüzde 84'ü projesiz. Durum iç açıcı değil. Korku verici bir durum" dedi.
ABDULLAH MURADOĞLU / İSTANBUL
Japonlara ait JICA tarafından hazırlanan bir raporda muhtemel bir depremde 50 bin binanın oturulamaz hale geleceğinin tespit edildiğini ifade eden Dr. Cansever şöyle konuştu: 'Ciddi önlemler alınmalı' "En iyimser tahminle her katta iki daire olsa, beş katlı bir binada bu on daire eder. 50 bin bina demek 500 bin daire demektir. Her dairede 4 kişi olsa, bir deprem sonucunda 2 milyon kişi açıkta kalacak. Bu akıl almaz bir zorluk getirecek. Böyle bir depremde yüz bine yakın insan yaşamını kaybedecek. Bunlar benim tahminlerim, benim rakamlarım değil. JICA raporunda var. Eğer ciddi önlemler alınamazsa Türkiye'ye çok pahalıya mal olur." Muhtemel bir deprem felaketine karşı yapılması gereken ilk işin, deprem riski altında bölgelerde yaşayan nüfusu, deprem riski taşımayan bölgelerde yapılacak yeni şehirlere nakletmek olduğunu vurgulayan Dr. Cansever, "Bu güvenli bölgeler nereleri olur, bunun tespit edilmesi ve planlamasını en hızlı şekilde tayin etmek lazım" dedi. Türkiye'de depremin olumsuz sonuçlarını ortadan kaldırmaya yönelik önlemler açısından uzmanların yanılgıları olduğuna dikkat da çeken Cansever, şöyle konuştu: 'Takviye çözüm değil' "Genelde deprem konusunda uzmanlar hep Japonya'yı örnek gösteriyorlar. Bu nedenle daha çok binaların sağlamlaştırılması yönünde bir eğilim var. Japonya'nın 200 senelik bir deprem ve yapı tecrübesi var. Küçük tedbirlerle zararları en aza indiriyorlar. Japon mühendisler, dünyanın en iddiacı mühendisleridir. Yanıldıkları noktalar da çok olmuştur. Bir örnek vermek gerekirse, Tokyo'da deniz üstünde bir hava alanı yaptılar ve depremden etkilenmeyeceği görüşünü savundular. 300-400 milyar dolar harcadılar. Ama bu havaalanı bir depremde yok oldu. Binaların sağlamlaştırılması, kolonların takviye edilmesi tek başına çözüm yolu değildir" dedi. 'Deniz kumu kullanılmış' Bilim adamlarının İstanbul'da çok ince hesaplar yaptıklarını, mevcut yapı sisteminin çökmemesi için hangi tedbirlerin alınması gerektiğini ortaya koydukların söyleyen Cansever, "Bunun denemeleri de yapıldı. Bina kolonları üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkan bulgular çok farklı gerçekleri ortaya çıkardı. O kolonların takviye edilecek durumda olmadıkları ortaya çıktı. Kolonlara yapılan müdahaleler sonucunda betonlar dökülmeye başladı. Çünkü hastalıklı yapılardı. Bu yapıların büyük kısmında deniz kumu kullanılmış" dedi. "Deniz kumuyla birlikte tuzu da geliyor. Tuz, demirin çimentoyla yapışık kalma sistemini erozyona uğratıyor. Demir ile çimento arasındaki pas tabakası demirin çimentoya yapışmasını engelliyor. Deniz kumuyla yapılan binalar dayanıklı değildir, takviyeler yeterli olmaz" diyen Cansever, "Gerçek tedbirlerin hayata geçirilmesi gerekir. Bir an önce tehlikeye maruz kalan nüfusu yeni şehirlere nakletmek gerekiyor. Hükümet iyi niyetle çalışıyor. Ama tekrar etmekte fayda var, depreme karşı gereken önlemler alınmazsa, Allah vermesin İstanbul bir depremle yüz yüze gelirse, ortaya çıkacak tablo hükümetin tüm başarılarını siler götürür" diye konuştu. Başbakan Erdoğan'a deprem raporu sunuldu
İstanbul'da depremle ilgili olarak yaklaşık 140 kişilik sivil bir kurul oluşturduklarını ifade eden Turgut Cansever, "Bu kurulda her meslekten yetişmiş, uzman bilim adamları var. Kurulun hazırladığı bir raporu Başbakanımız'a sunduk. Kendileri çok yakından ve samimi bir şekilde ilgilendiler. Raporda alınması gereken önlemlerin yanısıra çıkarılması gereken yasalara yer verildi. İstanbul'da yüz senelik yanlış politikaların yol açtığı bir birikim var. İçinde yer aldığım kurulun bir üyesi de İlahiyatçı Prof. Hayrettin Karaman'dır. Karaman Hoca,'ölümleri önlemek hükümetin asli vazifesidir. Bu yapılmazsa cinayet işlenmiş olur' diyerek hassasiyetini dile getirmiştir. Aynı şekilde TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Burhan Kuzu da 'devlet gereğini yapmazsa meşru olmaktan çıkar' demiştir. Bu kadar önemli bir mesele. Türkiye'nin en önemli meselesi budur" dedi.
|
|
![]() |
|
|
|
|