AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
G Ü N D E M
Konser karşılığında lise diploması aldım

Yılların sanatçısı 'Erkin Baba' gençlik yıllarında müziğe olan aşkı yüzünden okulunu ihmal ettiğini ve Vefa Lise'sinden "konser verme ve gelirlerini okula bırakma" karşılığında diploma alabildiğini itiraf etti.

  • ŞAMİL KUCUR/ İSTANBUL
    Elektro gitarı, uzun saçları, 'Çöpçüler', 'Arap Saçı', 'Yalnızlar Rıhtımı' ve 'Kızları da Alın Askere' şarkıları ile Türk müziğinin, 57 yıldır sahnedeki 64'lük çınarı Erkin Koray ile müzik dünyasını ve 'Erkin Baba'yı konuştuk. Erkin Koray, 1941'de müzisyen bir ailede hayata gözlerini açtı. İstanbul Şehir Orkestrası'nda ve Radyo Senfoni Orkestrası'nda görevli olan annesi Vecihe Hanım ile babası Enver Bey, Erkin'in doktor ya da mühendis olmasını istiyordu. 5 yaşında piyano dersi almaya başlayan, ardından da gitara ilgi duyan Erkin Koray, bir süre sonra amatör olarak başladığı müziğin içerisinde kendisini buldu. Müziğe olan ilgisi nedeniyle sık sık okul değiştiren Erkin Koray, "Konserler artmaya başlamıştı. Ama bir taraftan da okulu ve dersleri ihmal etmeye başlamıştım. Önce Alman Lisesi'ne, kaydoldum. Buradan gittiğim Vefa Lisesi'nde konser verme ve gelirlerini okula bırakma karşılığında diploma aldım" diyor.

    Üç otuz paraya elektro gitar

    Müziğe olan ilgisi yüzünden gençlik yıllarında evinden ayrıldığını hatırlatan Koray, o günleri şöyle anlatıyor; "Amerikalı bir askerden, üç otuz paraya satın aldığım elektro gitar benim için çok önemli idi. Çünkü bir rockçı olarak elektrikli gitara sahip olan ilk Türk müzisyen bendim. Fakat başlangıçta, mühendislik okumayı düşünüyordum. Ailem de bu fikrime sıcak bakıyordu. Ancak müzik ağır basmaya başlayınca, evle aram açıldı. Ben de gitarımı aldım ve evden ayrıldım."

    Türküleri askerlikte tanıdım

    1963 yılında Hava Kuvvetleri Caz Orkestrası'nda askerliğini gitarist olarak tamamlayan ve "Askerlik dönemim türkülerimizi tanımamda çok büyük katkısı oldu" diyen Koray, bu türküleri daha sonra, Batı müziği melodileriyle yorumlamaya başladığını hatırlatıyor. Rock müzikle başlayan arayışının gün geçtikçe Türk müziğini de içine aldığını belirten Koray, "1970li yıllardan itibaren dönemin türkü ve şarkılarını kendi tarzımızla yorumlamaya başladım. Sonuçta ortaya doğu ve batı kültürünü de içersine alan bir sentez müziği çıktı" diyor.

    İstiklal Marşı'nın müziğini değiştirmeye talibim

    İstiklal Marşı'nın müziğinin değiştirilmesi gerektiğini kaydeden Koray, bu konuda şunları söylüyor: "Bir müzik uzmanı ve bir vatansever olarak söylüyorum. Vatandaş söylerken, kelimelerini bile müziğe yetiştirmekte zorlandığı İstiklal Marşı'mızın bestesi, ülke insanları tarafından kolaylıkla söylenebilecek bir melodiye sahip olması gerekir. Yani halkın sevebileceği, sahiplenebileceği, aynı sevgi ve duygu ile birlikte söyleyebilecekleri bir marşın müziği haline getirilebilmesi lazım. Milli şairimiz Mehmet Akif'in yazdığı ve milli marşımız olarak kabul edilen şiirin sözleri ile ilgili bir problem yok. Ancak bestesi o güzel ve anlamlı sözlere yazılmış gibi gelmiyor bana. 70 milyonluk Türkiye'de 60 kişi birarada İstiklal Marşı'nı doğru okuyamıyor. Türküleri, şarkıları ve diğer marşları on binlerce insan hep birlikte söyleyip de, İstiklal Marşını söyleyemiyorlar ise, burada kabahati halkta değil, halkın söylemekte zorlandığı bestede aramak lazım. Bizim marşımızı ancak konservatuar öğrencileri söyleyebilir. Piyasadaki şarkıcıların bile söyleyebileceklerini sanmıyorum.Müzik kurallarına göre, çok büyük yanlışlık var. Prozodi dediğimiz, sözün müzikle uyuşması yok. Ben milli marşını bile söyleyemeyen bir ülkenin çocuğu durumuna düşmek istemiyorum. Diyorum ki; Bunun müziğini değiştirelim, hep bir ağızdan kolaylıkla söyleyelim. Bunu daha güzel hale getirebiliriz. İstiklal Marşı'nı, ülkemizi çok sevdiğim için yapmak istiyorum. Ben bunu yapmaya talibim. Bu bir tabu değil. Ülkemiz için bu yararlı olacaktır. Meclis' ten bunun için bana imkan verilmesini istiyorum."

    Eğitim sistemine kızarak kızımı okula göndermedim

    İkinci evliliğinden dünyaya gelen kızı Damla'yı, eğitim sistemine tepki olarak okula göndermeyen Erkin Koray, yer yer basında da konu olan bu olayı şöyle anlatıyor: "Eğitime karşı olduğum için değil ama eğitim sistemine karşı olduğum için kızımı kendim okuttum. Türkiye'de en çok şikayet ettiğim şeylerden birisi cehalet, herkesin okumasını istiyorum. Bu konuda kimseye örnek olmak istemiyorum. Ayrıca başarılı olduğumu da iddia edemiyorum. Ama o zaman öyle yapmam gerektiğini düşündüm ve kızımı kendim yetiştirdim."

    ŞEHİTLER BİZLERİ SOPAYLA DÖVECEK

    Sanatçı olarak topluma ve vatana duyarlı olunması gerektiğini belirten Erkin Koray, bakın neler söylüyor: "18 Mart'ta Çanakkale'ye konser vermek için gittim. Burada şehit olanlar, ne için toprağın altındalar, biz bu ülkeyi bu hale getirelim diye mi şehit oldular diye düşündüm. Döndükten sonra, şehitlerimizden özür dilemek için özel olarak Çanakkale'ye tekrar gitmeye karar verdim. Öbür tarafta onlarla birlikte bir yerde buluşacağız. İnanıyorum ki, o karşılaşma anında bizi sopayla çok kötü dövecekler. Bize 'Sizin için mi öldük, ülkeyi bu hale getirin diye mi öldük" diye hesap soracaklar. Artık neyiz, kimiz, nerede yaşıyoruz, nereden gelip nereye gidiyoruz sorusunun sorulması lazım. Biz hippilikten geliyoruz. Yıllarca sevgi üzerine şarkılar yazdık. Savaşlara karşı şarkılar söyledim. Ama bu gün şarkı ile savaşın, tankın ve tüfeğin önüne geçilemeyeceğine inanıyorum."



  • 13 Haziran 2005
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED