|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bugün; yazar, mütercim ve mütefekkir Cemil Meriç'in vefat yıldönümü. On sekiz sene evvel bugün yitirdiğimiz Cemil Meriç'i saygı ve hasretle anıyoruz.
Yazar, mütercim ve mütefekkir Cemil Meriç, 18 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı. Batı medeniyetinin temelini araştırıp Doğu'ya ve Batı'ya uzanan fikirler üreten, dil meseleleri üzerinde önemle durarak dilin, bir milletin özü olduğunu savunan Meriç, bugünü dünden gören eserleriyle yarınlarımızı da aydınlatmaya devam ediyor. 'Hint Edebiyâtı', 'Saint Simon', 'İlk Sosyolog', 'İlk Sosyalist', 'Bir Dünyânın Eşiğinde', 'Bu Ülke', 'Mağaradakiler', 'Bir Fâciânın Hikâyesi', 'Işık Doğudan Gelir' ve 'Kültürden İrfana' adlı eserleriyle, bizlere derin entelektüel birikimini aktaran Meriç, yaşamının son anına kadar öğrenen, öğrendiklerini kendi süzgecinden geçiren, ögretmek için çırpınan, özgür düşünceye saygı duyan bir aydındı. Ona göre, gerçek entelektüel, bir zümrenin emir kulu değildir; gerçek entelektüel bir devrin şuuru olmak zorundadır. Bütün hakikatleri yoklamalı, bütün yalanların maskesini yırtmalı, kalabalığa doğru göstermeli, her düşünceye saygılı olmalı, vuzuhu fethe çalışmalıydı. Fildişi Kuleden 12 Aralık 1916'da Hatay Reyhanlı'da doğan Cemil Meriç, 71 yıllık hayatını bu ülkeye ve bu ülke insanına hasretti. İstanbul Üniversitesi Edebiyât Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyâtı Bölümü'nü bitirdikten sonra Elâzığ Lisesi'nde Fransızca öğretmenliği yaptı; İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Okulu'nda okutman olarak çalıştı. Cemil Meriç'in ilk yazısı Hatay'da Yeni Gün Gazetesi'nde çıktı (1928). Sonra Yirminci Asır, Yeni İnsan, Türk Edebiyatı, Yeni Devir, Pınar, Doğuş ve Edebiyat dergilerinde yazılar yazdı. Hisar dergisinde 'Fildişi Kuleden' başlığıyla sürekli denemeler yazdı. Meriç, gençlik yıllarında Fransızca'dan tercüme yapmaya başladı. Hanore de Balzac ve Victor Hugo'dan yaptığı tercümelerle kuvvetli bir mütercim olduğunu gösterdi. Batı medeniyetinin temelini araştırdı. Dil meseleleri üzerinde önemle durdu. Dilin, bir milletin özü olduğunu savundu; sansüre ve anarşik edebiyata şiddetle çattı. Kitaplardan kurulu bir dünyası olmasına rağmen çok genç bir yaşta, henüz 38 yaşında gözlerini kaybetti. Ama bu, onun çalışmalarını sürdürmesine, doğrunun peşinde koşmasına engel olmadı. Başta, kızı Ümit Meriç olmak üzere öğrencilerinin yardımıyla okudu ve düşüncelerini aktardı. 'Umrandan Uygarlığa' ve 'Kırk Ambar' isimli eserleriyle iki defâ Türkiye Millî Kültür Vakfı Ödülü'nü kazandı. Meriç, 13 Haziran 1987 günü İstanbul'da vefât etti. "Pek az anlaşıldı"
Cemil Meriç, kendini hep kucağında yaşadığı bu cemiyetin üvey evladı olarak gördü. "Cemil Meriç, aydınların hızla birbirine benzeşerek tatsız bir kamplaşma atmosferinin sığlaştırdığı fikir hayatımızda daima 'kendisi' kalabilmeyi başarmış sıradışı bir insandı. Ömrü boyunca 'göller bölgesinde bir ada' olmanın bedelini ödedi. Yalnız kaldı ve pek az anlaşıldı." diyor Ahmet Turan Alkan. Cemil Meriç; söyledikleri ve yazdıklarıyla bugüne işaret eden, toplumsal ve siyasi hastalıklarımızı teşhis edip, tedavi yolları öneren büyük bir aydındı. Ama onun bugün bile yeterince anlaşıldığını söylemek güç.
|
|
|
![]() |
|
|
|
|