Ihsan Deniz dostumuzun şiiri, kanaatimce daha çok kapalı şiir çeşitini temsil etmektedir.. son defa 25. san'at yılı dolayısiyle Hece dergisi tarafından yayınlanan Buz ve Fire isimli eserinden aldığımız mısralarla sizi başbaşa bırakıyorum.. onu tanıyanlar; mizacının ciddî, rahat, kararlı, tavizsiz, dobra tezahürler aksettirdiğini farkeder.. bu evsafın biraz da felsefeci ve melâmetmeşrep olmasından kaynaklandığını sanıyorum.. mısralarını bu ölçülere göre yorumlamalısınız:
- denizler seni anlatamaz!..
- ne olur ölümden bu kadar korkma!..
- boşuna bağrışıp çağrışıp hiç haykırmayalım
yapacak bir şey yok gibi yapalım.
- durup dururken kötüye çıkmalıydı adımız
bir çırpıda bize ve dünyaya birşeyler olmalı, birşeyler katılmalıydı
birşeyler olmalıydı
- onu korkutan aşklar türedi, durduramadım
kayalara çıktım avazım çıktığı kadar bağırdım
- şimdi ve burada isek neydi bunun anlamı?
- ölesiye acelemiz vardı yaşamaya
- önce biz verdik unutulan her sözün hesabını
- göğe açılan her kapıda izini bulduk onun
- yine ağlamayı unutuyorsun dağ yolunda...
- kurtarıcı bir ses bulunmalı benim için
- işimiz gücümüz biraz da yükümüz var...
bütün bunlar var, sen de varsın üstelik, bir ben yokum.
yalnızca bir dağın yol alışı var içimde
sessizce, derinden derine
- kapı esiklerinde dillerim dolaşdı
- günlerce günlerce yeni haberler bekledim
- bir kaç kişiyle varız bu aralıkta...
- ölüm daima insanlarla derileri arasında barınacak
- ölenler öldü bugün
ölmeyenler zaten yaşamıyor
- budala bahçede oturmuş
tırnaklarını buduyor
ve hâlâ
budanmadık yerleri olduğunu sanıyor..
- yeniden demir alır gemiler
kamyonlar son yüklerini boşaltır
- hayallerin kaybolur, bırak kaybolsun
saçların solar, bırak solsun
kendini ele verme hemen
hiç şaşırma bunca yıldır yaşamadığını
sen devam et!..
-bir melek aydınlığiyle geldin
bimemiş aşkların yorumcusuydun
sonunda ellerinden
acı çektiğini öğrendim

Aziz şairin beyaz tuğla gibi olan eserinin ancak üçte birini okuyabildim.. diğer üçte ikisi ve usulü, üslubu ve beyanı hakkında konuşma hakkımı mahfuz tutuyorum...