|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Geçen hafta, Nâzım Hikmet'in Milas Anadolu Lisesi'nde okunan bir şiiri dolayısıyla açılan soruşturma ve gözaltına alma olayının 'saçma'lığına ve bu bağlamdaki zihniyet köhneliğine değinmiş, meselenin 'şiir' eksenli ve doğrusu şahsen beni daha yakından ilgilendiren 'sanatsal' yönünü bu haftaya bırakmıştım. Önce şu mısralara bir bakalım: "Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ. Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet. Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ." Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla, bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un 66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira. "Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz" dedi Hikmet Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ. Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim. Vatan çiftliklerinizse, kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindeyse vatan, vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan, vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın, fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan, vatan tırnaklarıysa ağalarınızın, vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa, ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan, vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa, vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığınızdan, ben vatan hainiyim. Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla: "Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ." İşte, Nâzım Hikmet'in, okunduğu için insanların başını derde sokan "Vatan Haini" başlıklı şiiri bu!. Sizce nasıl bir şiir? Yani, estetik düzey itibariyle ve şiir sanatı açısından?.. Örneğin, herhangi bir 'sanatsal derinlik' var mı bu şiirde? Pek alâ bir düzyazı metni, dahası politik içeriğiyle yer yer sloganlardan oluşmuş bir metinken, manzume hâline sokulmuş gibi gelmiyor mu size de?. Bu manzumeyi mensur biçime dönüştürürseniz (Ki, bu hiç de zor değil!), şiir olduğu ileri sürülen edâsından ne kaybeder? Örneğin, bazı özel isimleri değiştirir ve kimi vurgularla sıfat ve tamlamaların yerine başkalarını koyarsanız, manzumenin (olmayan) gücünde herhangi bir etki zaafiyeti doğar mı? Tek boyutlu, tek anlamlı, herhangi bir çağrışım gücünden yoksun, imge fakiri ve dolayısıyla muhayyileyi harekete geçirmeyen sözüm ona bir 'şiir' "Vatan Haini"!. Peki, o zaman niçin 'sakıncalı şiir' sınıfına sokularak okuyanı gözaltına aldırır bu manzume? Elbette, 'politik içeriği' bakımından sakıncalı bulunmuştur. Hepsi bu!.. Yoksa, 'şiir sanatı' bakımından beş para etmez, kötü, sıradan, bayağı… bir manzumedir! Şairinin, ideolojik dünya görüşünü, politik bakışını seslendirmek adına yem ettiği birçok şiirden biridir. Bu bakımdan, atılan taş ürkütülen kurbağaya değse bari, demekten alamıyor kendini insan.. Oysa, Nâzım Hikmet Ran "iyi" bir şairdir! Buna kuşku yok.. "Kötü şiir"ler de yazmış olan -ki, her şairin 'kötü şiir' yazma hakkı mahfuzdur- "İyi bir şair"!.. Türkçe'ye ve Türk şiirine büyük hizmeti geçmiştir. Hatta, "Büyük şiir" yazamadığı hâlde, "Büyük şair" sıfatıyla pâyelendirilmiş olduğu da unutulmamalı.. Ama çekin Nâzım'ın imzasını altından; günümüzün hangi 'sahih' şairi yukarıdaki slogan yığınının altına imza atmak ister ki? "İmza, Nâzım'ın olunca iş değişiyor!" dediğinizi duyar gibiyim.. Evet evet, tam da bu!.. Nâzım Hikmet'in "Büyük şiir" yazamadığı hâlde; açık, bilinen, somut, yani o mâlum nedenlerle "Büyük şair" şeklinde nitelendirilmesindeki angajman burada ortaya çıkıyor: Politik tercihler, ideolojiler, dünya görüşleri.. Bu vesileyle bir kez daha yazayım: Şairinin politik kimliği, ideolojik bakışı ve dünya görüşü ne olursa olsun; metafiziği olmayan şiir, "Büyük şiir" olmaz/olamaz! Ama, pek alâ, bir şaire 'metafizik' hassasiyetten ve kaygudan uzak olduğu hâlde, sırf politik duruşundan dolayı "Büyük şair" yaftası yapıştırılabilir.. Tıpkı, 'Nâzım Hikmet' örneğinde olduğu gibi… Bu, hem etik/estetik hem de etik/estetik bir sorundur!.. Not: Milas olayını yakından takip ettiğini söyleyen öğretmen bir okuyucumdan (ismi bende mahfuz) e-mail aldım. Öğretmen arkadaşımız, o gencin provoke edildiği ve dolayısıyla söz konusu şiirin bilerek okunduğu, dahası bu olayla birilerinin ayağının kaydırılmak istendiği iddiasında. Ayrıca, medyanın bu olayı tam olarak bilmeden yorumladığı -benim geçen haftaki yazım da dahil- hususunda da ısrarcı…
|
|
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |