AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Bu 'müfredat' da olmamış (3)

"Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi" müfredatının "eğitim bilimi"nin hoş kavramlarının istilasına uğramış ilk bölümlerinin yerlerini hızla İslam ilmihâline bırakmakta olduğunu söylemiştim.

Bu eğilim programın "hedef"lerinin sıralandığı şu yeni bölümde de çok açıkça gözleniyor:

Programın hazırlanmasındaki hedefler bu kez 5 maddede toparlanmış. Birinci ve ikinci maddeler dinin insan ve toplum üzerindeki etkileri ve din öğretiminin niçin bir ihtiyaç olduğuna ayrılmış yine. Üçüncü madde ise şöyle: "İslâm dininin; kültürümüz, dilimiz, sanatımız, örf ve âdetlerimiz üzerindeki etkisi gerçeği dikkate alınarak İslâm dininin ve bundan kaynaklanan ahlâk anlayışı ile örf ve âdetlerin tanıtılmasına ve öğretilmesine ağırlık verilmesi." Dördüncü ve beşinci maddeler ise, "hoşgörü", "anlayış" gibi birtakım kavramların hatırlatılmasına ve öğrencilerin ne tür bilgi ve değerlerle donatılması gerektiğine ayrılmış.

Yani bu fasılla ilgili olarak da demek istediğim şu ki, bu dersin müfredatı asıl olarak, dersin adı ne olursa olsun, öğrencilere İslâm dinini tanıtmak, öğretmek, sevdirmek amacıyla hazırlanmıştır. Zaten (söylemiştim) bu programı hazırlayan kurulun kendisine başka bir hedef seçmesi mümkün müdür? Yanlış anlaşılmasın, bunu bir eleştiri olarak söylemiyorum; bu kurul bu hedefi tabii olarak seçecek, kaleme aldıkları programın tabii olarak bu amaca hizmet etmesini isteyecektir. Burada yanlış olan kurulun tercihi değil, bu tercihin zorunlu bir ders programının hazırlanmasında kullanılmış olmasıdır.

Bakın "Genel Amaçlar" başlığı altında da aynı durumu gözlüyoruz:

38 maddede toparlanmış bu genel amaçlar da, "(Öğrenci) İslâm'ın iman, ibadet ve ahlâk esaslarını tanır" şeklinde kaleme alınan birinci madde ile başlayıp, arada yine din ve insan-toplum ilişkisine ilişkin bir takım genel tespitlerde bulunup, 26. maddeden itibaren yine "İslâm dininde temizliğe verilen önemi fark eder", "Hz. Muhammed'in örnekliğini analiz eder", "İslâm dininde Kur'an-ı Kerim'e verilen önemi kavrar", "Türklerin İslâm uygarlığına yaptığı katkılarn farkında olur" (...) diyerek devam etmektedir.

"Üniteler"in sonuna eklenen "okuma parçaları" söz konusu olduğunda da durum aynı:

"Eş Olarak Hz. Hatice", "Hz. Fatma ve Aile Fertleriyle İlişkileri", "Hacı Bektaş Veli'nin Makâlât Adlı Eserinde Tevhit ve İnanç Esasları", "Hz. Ali'nin Örnek Şahsiyeti ve İbadetin Önemine Dair Sözleri", "Hz. Ömer ve Adaleti", "Şiirlerimizde Hz. Muhammed Sevgisine Örnekler", "Barış ve Kardeşlik" ve de tabii (!) "Atatürk'ün Balıkesir Hutbesi".

Haksız mıyım? Son "okuma parçası" hariç tutulursa, neredeyse bir İslam ilmihâli ile karşı karşıya değil miyiz?

Şimdi de gelelim son "okuma parçası" ve benzerlerinin müfredattaki yerine:

Programda öğrencilerin öğrenme sürecine aktif olarak katılmaları için bir takım uygulamalara da yer verilmiş. Bunlardan birisi "Pano oluşturuyoruz" etkinliği. Önümdeki sayfada bu etkinliğe ilişkin bir örnek var. Aktarıyorum:

"Ders: Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi / Sınıf: 10 / Yaklaşık süre: 25' / Öğrenme alanı: Din ve Laiklik / Ünite: Atatürk ve Din / Temel beceriler: Araştırma, eleştirel düşünme, (...) sebep-sonuç ilişkisi. / Kazanımlar: Atatürk'ün İslâm dini ve Hz. Muhammed ile ilgili sözlerinden örnekler verir. / Materyaller: Tepegöz, Nutuk, Atatürk fotoğrafları, asesat."

Nasıl buldunuz bu etkinliği?

Şimdi de yine önümde duran bir başka örnek:

"Atatürk diyor ki: Ders: Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi / Sınıf: 10 / Yaklaşık süre: 30' / Öğrenme alanı: Atatürk ve Din / Temel beceriler: Araştırma / Kazanımlar: Atatürk'ün dini vazgeçilmez bir kurum olarak görmesinin sebeplerini açıklar. / Materyaller: Kalem / Kaynak: Nutuk".

Hadi oldu olacak, bu güzel müfredat programında İnanç, İbadet, Hz. Muhammed, Vahiy ve Akıl, Ahlâk ve Değerler, Din ve Laiklik, Din, Kültür ve Medeniyet başlıklı "öğretim alanları"na ilişkin 11. sınıf için öngörülmüş "Üniteler"e de göz atalım:

"İnsan ve Kaderi", "İslâm'da İbadetin Faydaları", "Hz. Muhammed'in Örnekliği", "İslâm Düşüncesinde Yorumlar", "İslâm ve Barış", "Atatürk ve Cumhuriyet Dönemi Din Hizmetleri", "İslam ve Estetik".

Bana sorarsanız, "İşte tam da Türkiye'ye özgü bir müfredat!" derim....

Öğrencilere "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" vereceğimize göre İslam dini tabii ki müfredatın merkezinde...

Ama sadece o mu? "Atatürk'ün dini vazgeçilmez bir kurum olarak görmesinin sebepleri" de tabii ki programda yerini alacak!

Ne tuhaf, "çocuksu" alışkanlıklara ne kadar batmış, yani "yetişkinlikten" ne kadar uzak ve de "kurnazlığın" ne kadar önde olduğu bir ülke burası böyle...

"Din Kültürü" diye sadece İslam'ın, Atatürk dolayımı ile de İslâm'ın anlatılmaya çalışıldığı çok şaşırtıcı bir ülke burası doğrusu...


13 Haziran 2005
Pazartesi
 
KÜRŞAT BUMİN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED