AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Sokak çocukları

Ülkemizdeki kentleşme sürecinin ortaya çıkardığı bir sosyal sorun, sokak çocukları. Bu konuda yıllardır yapılan çalışmalar, söz düzeyini aşarak, yani kuvveden fiile dönüşme göstererek, uygulanabilir projelerin gerçekleştirilmesiyle, sorunu yok etme adımları bir türlü etkin bir şekilde atılamadı. Özellikle büyükşehirlerde yaşanan bu sosyal soruna duyarsız kalmak, dünyada daha yoğunlukla Afrika'da yaşanan açlık ve yoksulluğa duyarsız kalmakla benzer nitelikleri taşıyan bir beşeri arızayı ortaya koymaktadır. Ve bu nedenle toplumumuzun bu mükellefiyetten soyutlanması mümkün değil.

Çünkü istatistiklerin çağrısı büyük. Kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'yu bekleyen en büyük sorunlardan biri, sokak çocukları ve geçimini sokakta kazanan çocuklar. Bakanlığın yaptığı bir çalışmada Türkiye'de 16.577 çocuğun sokakta çalıştığı ve aile bütçesine katkıda bulunduğu; 1.641 çocuğun ise zorunluluktan dolayı yaşam alanı olarak sokakları seçmiş durumda. Türkiye genelinde 2 bin 550 madde bağımlısı çocuk var. Yapılan çalışma ile sokakta yaşayan, sokakta çalışan ve madde bağımlısı çocukların illere göre dağılımı (81 İl Valiliğinden gelen bilgiler doğrultusunda hazırlanan) tablosu, oldukça ilginç sonuçlar ortaya koymuş bulunmaktadır: Aksaray, Ağrı, Ardahan, Artvin, Bartın, Bayburt, Bilecik, Bitlis, Burdur, Çankırı, Gümüşhane, Hakkari, Karabük, Kastamonu, Kırklareli, Sinop, Şırnak, Yozgat ve Zonguldak illerinde sokakta yaşayan, çalışan ve madde bağımlısı çocuk, tespit edilememiştir. Sokak çocuklarının en yoğun olduğu iller ise İstanbul, Adana, Antalya, Diyarbakır, Gaziantep ve Mersin'dir. En fazla göç alan illerin başında gelen bu iller, en fazla sosyal sorunların yaşandığı iller olarak ta dikkati çekiyorlar. (Bak. Erhan SEVEN'in haberi, "18 bin çocuk sokakta", 11.06.2005, Yeni Şafak, s.14).

20. yüzyılın ilkyarısından önce başlayan bir süreç içerisinde, bilhassa II. dünya savaşından bu yana, hızla kentleşen bir ülkeyiz. Bu durum, yerleşim yerlerinin sosyal ve mimari dokularını elbette etkiledi. Kentlerin nüfus dinamikleri, özellikle son 50 yılda baş döndürücü bir değişim yaşadı ve bu süreç yeni boyutlar kazanarak devam ediyor. Şehirleşen ya da eş anlamlı bir deyişle, kentleşen nüfusun toplam nüfus içindeki payı, 1950'lerde % 20'lerde iken, günümüzde % 80'lere ulaşmış bulunuyor. Çalışma yaşamında aktif işgücü içinde tarım sektörünün payı da hızla azalmıştır. Günümüzde milli gelirin sadece % 20 si tarımdan sağlanırken, % 80'i ise hizmetler ve sanayi sektörlerinden elde edilmektedir. Kentlere yığılan nüfusun kentle bütünleşmesini sağlayacak bilgi, beceri ve mesleklere sahip olmamaları, onların işsiz kalmasına, veya marjinal sektörler olarak ifade edilen ve ekonomiye katkısı tartışmalı olan alanlarda çalışmalarına neden olmuştur.

Kentle bütünleşmesini sağlayamamış olan; eğitim, sağlık gibi haklardan yeterince yararlanamayan, geçerli bir mesleği ve kentsel yaşamın gereklerini karşılayabilecek becerileri olmayan, kültürel değerleri farklı grupların kentlere yığılması, geleneksel yapıdaki ailenin yapı ve özelliklerini de değiştirmekte; ailelerin çocuklar üzerindeki kontrollerini azaltmakta ve çocukların sokakla tanışmalarına ve daha sonra da sokakta yaşamalarına zemin hazırlamaktadırlar. Bilindiği üzere, "sokak çocukları olgusu"nun temelinde ailelerin gelir yetersizliği sorunu da yatmaktadır. Ülkemizde kişi başına ulusal gelir, 3000 dolar civarında.. Ancak, bu gelirden nüfus gruplarının almış olduğu paylarda önemli farklılıklar bulunmaktadır. Nüfusun % 2,4'ü (yaklaşık 2 milyon kişi) aşırı yoksulluk diye tanımlanan ve geliri günlük 1 doların altında kalan gruba dahildir. Nüfusun % 18'i (yaklaşık 12 milyon kişi) uluslararası yoksulluk sınırı olarak kabul edilen günlük 2 dolarlık gelir seviyesinin altında yaşamını sürdürmektedir. En alt dilimde yer alan % 20'lik nüfus grubu, ulusal gelirin sadece % 5'ini alabilmektedir. Bu sonuçların ürettiği olumsuzluklara baktığımızda, anne-babanın işsizliği, ekonomik ve sosyal yoksunluk, göç, kültürel değerlerdeki farklılıklar, aile içi anlaşmazlıklar, aile içi şiddet, ebeveyn kaybı gibi toplumsal ve ailesel sorunlar, eğitim sürecinde de sorunları bulunan çocukların sokakla tanışmasına ve sokakta kalmasına neden olmaktadır. (Bak. Mahmut AKKIN-Sosyal Hizmet Uzmanı, "Sokak Çocukları Sorununun Sosyo-Demografik Nedenleri".)

Sokak çocuklarının genel hatları ile şöyle tanımlanması mümkün: Sokak çocukları, ailesi veya aile yerine geçen kurumlarla ilişkisini kısmen veya tamamen kesmiş, günün önemlice bir kısmını sokaklarda geçiren, madde ile ilişkisi yaygın ve suçla ilişkisi yoğun olan 18 yaşından küçük bireylerdir. Yani 24 Saat sokakta yaşayan, ailesiyle ilişkileri kopuk, geçimini sokaktan sağlayan, zaman zaman suça bulaşıp tiner-baly gibi uçucu maddeler kullanan ya da bunlara gereksinim duyan, sokağın özgür ortamını mekan edinen çocuklardır. Çeşitli nedenlerle evden kaçmış, aile ve toplumla olan bağları tamamen kopmuş olan bu çocuklar komünler halinde, kendilerine özgü kurallarıyla, her türlü sağlık, güvenlik, eğitim vb riskleri yüklenerek köprüaltı yaşamını sürdürmektedirler. Sokakta çalışan çocuklar ise biraz daha iyi konumdadırlar. Bunlar, ailesinin geçimine katkıda bulunmak yada kendi masraflarını karşılamak için günün bir bölümünde sokakta çalışan, gecenin erken yada geç bir saatinde evine dönen çocuklardır. Kağıt mendil, sakız, su, kart gibi ihtiyaç maddeleri satanlar, ayakkabı boyacılığı yapanlar, kırmızı ışıkta araba camı silenler, sabit noktalarda dilencilik yapanlar vb buna örnektir. Sokakta çalışan çocuklarda tiner, baly ve benzeri madde bağımlılıkları bulunmamakta; aileleriyle ilişkileri bir şekilde sürmektedir.

Ama bütünüyle sokak çocukları olgusu, toplumumuzun büyük bir sosyal ayıbı olarak varlığını sürdürmektedir. Küçüğüyle büyüğüyle sokakta yaşama olayını sosyal kurumlar ve istihdam yapısı oluşturarak sona erdirmeliyiz.



13 Haziran 2005
Pazartesi
 
TAHSİN SINAV


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED