AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
İsmet Berkan'la dertleşme vaktidir

İsmet Berkan, izinde olduğu sırada, "yaradılış" ile ilgili kitap ilanlarının gazetesinde yer almasına fena içerlemiş.

İzinden döner dönmez kaleme aldığı ilk yazıda okurlarından özür diledi.

Birkaç cümlesinin altını çizdik:

"İnsan bir hafta tatil yapıp döndükten sonra ilk yazısını kendi gazetesini şikâyete ve okuyuculardan özür dilemeye ayırır mı? Demek kaderde bu da varmış!

Çoğu zaman, gazetede ne olduğunu elbette bir gün öncesinden biliyorum ama olsun, yine de sabah okuyucularla birlikte gazeteyi okumaya başlamak yine de çok zevkli.

Birinci sayfaya hızla göz gezdirip iç sayfaları taramaya başladım. Arkalara doğru bir sayfada gördüğüm bir tam sayfa ilanda ise durdum kaldım. O ilan, tatil dönüşü günümü karartmaya ve bir haftalık dinlenmenin bütün etkilerini bir anda silmeye yetti.

İlan, Harun Yahya takma adını kullanan ve kamuoyunda daha çok 'Adnan Hoca' diye bilinen Adnan Oktar adlı kişinin yazdığı birtakım kitapların tanıtımı için verilmişti.

Bütün semavi dinlerin fanatiklerini bir araya getiren yegâne ortak nokta bu: İnsanlar ve evrendeki diğer canlılar evrim yoluyla bugün oldukları hale gelmediler, onlar Tanrı tarafından bugün oldukları gibi yaratıldılar!

Yaradılışı savunan makalelerin gazetemde yayımlanmasına izin vermem; o makaleleri başka gazeteler isterlerse yayımlayabilirler; ben o fikirlerin yayılmasına aracılık edemem, etmem. Aynı şekilde, normal şartlarda Adnan Hoca'nın kitaplarının ilanlarını da basmam, basamam. Ama önceki gün ne olduysa olmuş, bu ilan bir biçimde Radikal'e sızmış.

İşte bu sebeple okuyucularımıza, özellikle de dün hassasiyet gösterip bize telefon ve fakslar yağdıran, elektronik posta kutularımızı dolduran okuyucularımıza özür borçluyum. Bu ilanı basmamalıydık."

*

Alıntı biraz uzun kaçtı ama, önemli de ondan. Kesmeye kıyamadım.

Bir de başlığı var ki görünce heyecanlanmamak mümkün değil: "Yaradılış masalları Radikal'e de sızmayı başardı".

Yazısını okuduktan sonra İsmet Berkan'la biraz dertleşmek geldi içimden. İzninizle doğrudan kendisine hitap edeceğim.

Ah İsmetçim ah!..

Bunlar böyledir, sızarlar.

Bizim gazetede de çıkıyor ilanları. Yaradılış falan diyorlar, evrim teorisini yerden yere vuruyorlar.

Bir de o kitapları okusan, neler görürsün neler!

İlan metni bile tepeni attırmaya yetmiş, kazara okuyacak olsan en az seksen, doksan.

Şaka bir yana, inan ki o kitapların hepsi "yaradılış" inancı üzerine kurulu.

Evrimle dalga geçiyor adamlar yahu!

İnsanın atasının maymun olduğuna inanmıyorlar da görmedikleri Tanrı'ya inanıyorlar.

Tövbe tövbe!

Zürafaların uzun boylu oluşlarını bile başka türlü izah ediyorlar, sevgili kardeşim.

Bilimi milimi taktıkları yok.

Darvin adlı kişiyle kafa buluyorlar azizim.

Şarlatan marlatan diyorlar da maymunun pardon insanın tüylerini diken diken ediyorlar.

Bunlar var ya bunlar, nasıl desem, yani şu yeni TCK devreye girmemiş olsaydı, şimdi tam burada ne diyeceğimi biliyordum ya, neyse.

Sen anlarsın.

Fanatik bunlar fanatik!

Hepsi "Nuh" diyor, yetmezmiş gibi arkasından bir de "Peygamber" diyorlar.

Yine de yine de, bak ben iki 'yine de'yi peş peşe kullandım; senin gibi arada başka kelimeler sarf etme gereği duymadım...

Ve bu arada ne diyeceğimi unuttum.

Yahu sen bunu da anlarsın be!

Diyeceğim, adamlar güçlü ve çok kararlı.

Kafalarına koyduklarını yapıyorlar.

Güçlerini görmedikleri Tanrı'dan ve kutsal kitaptan aldıklarını iddia ediyorlar.

İnanmazsın, bunlar günde beş vakit namaz kılıp, Ramazan geldiğinde bütün gün aç acına akşamı ediyorlar.

Sayıları da az değil ha!

Hani sana telefon eden, fakslar yağdıran, elektronik posta gönderen okurların var ya, işte o mümtaz şahsiyetler, toplam okurlarının içinde çoğunluk değildirler, kesinlikle inan buna.

O ilanı verenler gibi düşünen okurlarının sayısı, emin ol ki daha fazladır.

Uzun lafın kısası, daha çok çalışman, daha çok mücadele etmen gerekiyor.

Allah korusun, bunlar gazeteye sızmakla kalmaz, yönetimi bile ele geçirebilirler günün birinde.

Aman dikkat!

Not: Bir yardımım dokunacaksa, hemen haber et, elimden geleni esirgemem. Öptüm.

El öpen bakan

Ahmet Kerem ortalıkta dolaşıyor, "Bakan benim elimi öptü" deyip gülüyordu. Ne olduğunu babası Kemal Sayar'a sorduk, anlattı. Deniz Feneri Yoksullukla Mücadele Derneği'nin düzenlediği 'Yoksulluk Kültürü' başlıklı sempozyuma katılmışlar. Kültür Bakanı Atilla Koç, orada Kerem'in elini öpmüş. Sempozyumun kapanış konuşmasını yapan Kültür Bakanı hakkındaki izlenimlerini sorduk, Kemal Sayar özetle şunları söyledi:

- Bakan Bey, nükte ve esprileriyle kırdı geçirdi. Bence en ilginç özelliği, kendisini de gayet rahat bir biçimde mizah konusu yapmasıydı. Gazetecilerin kendisiyle ilgili haberlerini mizahi bir üslupla ele alan Koç, 'vallahi uyumadım' dese de sempozyumun sonlarına doğru bir ara göz kapaklarının ağırlaştığı görüldü. Bakan gayet sıcak bir kişiliğe sahip. Pek çok yazarı ve çalışmalarını bugüne kadar yakından izlediği hemen anlaşılıyor. Mutevazı ve samimi tavrıyla onu dinleyen insanlarda hemen bir yakınlık hissi uyandırıyor. Üstelik kendisiyle dalga geçebilmesi de olgun kişiliğinin, komplekslerden uzak olduğunun bir göstergesi.


28 Haziran 2005
Salı
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED