AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Ekonomi politikalarına "Active" bir katılım

Türkiye'de son birkaç yıldır yaşanan büyümenin dinamikleri uzunca bir süredir kamuoyunu meşgul ediyor. Tartışmanın tüm taraflarının üzerinde ittifak ettiği belki de tek husus, bu sürecin tipik ve alışıldık olmadığı fikri. Sürecin dinamikleri bir yana, büyüme sürecinin yaygınlaştırılabilmesi ve sürdürülebilir bir nitelik kazandırılması konuları etrafında ise çok daha yoğun bir tartışma yaşanıyor.

Ekonomi yönetimi ile akademik camia ve iktisadi sivil toplum kuruluşları arasında anlamlı bir iletişim platformu maalesef tesis edilememiş olduğundan, bu ülkede söz konusu tartışmalar daha ziyade ekonomi basınında dillenecek zemin bulabiliyor. Ekonomi basını dediğiniz zaman da, ülkenin çeşitli birikimlerinin ve kesimlerinin ifade imkânı bulamadığı, ancak cüzi bir kesimin gündemi oluşturduğu ve tartışmaların yönünü tayin ettiği bir ortamdan bahsediyorsunuz demektir.

Bu çerçevede, özellikle finans sektöründe aktif ve objektif yayıncılığa imza atan nadir platformlardan biri olarak Active dergisi ve yan ürünü Activeline gazetesini sitayişle anmak gerek. (Tabii son zamanlarda oluşan haklı hassasiyet üzere, bu yayınların başlıklarını Türkçe görmek isterdik.) Uzunca bir süreden beridir yayın hayatında olan bu iki yayını takdir etmemek mümkün değil. Son olarak bu yayın organının düzenlediği Makale Yarışması'nın sonuçlarını görünce, kaliteli ve özgün ekonomi yayınlarının kıymetini bir defa daha anladık.

Söz konusu makale yarışmasında başarılı bulunan makaleler, Active dergisinin son sayısını doldurmuş. Makalelerin hepsi, "Sürdürülebilir Büyümenin Ekonomi Politiği" üzerine. Son derece güncel ve hayati bir önemi haiz bu konuda, başarılı bulunan makalelerde dile getirilen görüşler hakikaten de kayda değer. Daha da önemlisi bu makaleler, sürdürülebilir büyüme hususunda daha ne kadar çok şeyin söylenebileceğini ortaya koymaları açısından da dikkat çekici.

Dergide yer alan beş makalenin ilki, genç bir ekonomi doktoru olan Mustafa Yıldıran'a ait. Yıldıran'ın temel tezi, özellikle 1980 sonrası tüm dünya tarafından yaygın bir şekilde benimsenen veya benimsenmek durumunda kalınan "neo-liberal ekonomi" anlayışının, tüm dünya ekonomilerini "aynılaştırdığı" gözlemi üzerine oturmuş. Aynılaşma, sadece uygulanan politikaların benzer olmasından öte özellikle gelişmekte olan ekonomilerde hedeflerin ve sorunların da birbirine yakınlaşması olarak tecelli ediyor. Yıldıran, bu makalesinde, bizatihi aynılaşmanın bir sorun olarak ele alınması gerektiğini ve Türkiye örneğinde bu sorunun, tabiatıyla "sürdürülebilir büyüme" sorununun, teknolojik tarımı merkeze alan bir kalkınma programı ile bertaraf edilebileceğini vurguluyor.

Bir diğer çalışmada, iki ekonomi profesörü, Mahir Fisunoğlu ve Birol Yeşilada, Türkiye'de sürdürülebilir büyüme önündeki engelleri detaylıca incelemiş ve sürecin büyük ölçüde kimi ekonomistlerin önemsemediği, fakat bizce önemi yadsınamaz olan kimi yapısal sorunlar tarafından kısıtlandığı sonucuna varmışlar. Buna göre öncelikli çalışma alanları; hukuk altyapısının tesisi, yönetişim becerisi, kayıtdışının azaltılması, belli başlı kamu hizmetlerinin kalite ve miktarının arttırılması, vergi reformu, borç dinamiklerinin yeniden düzenlenmesi, kamu yatırımlarının anlamlı hedefler doğrultusunda yeniden ele alınması, tasarruf oranlarının yükseltilmesini temin edecek politikaları ve işsizlik ve istihdamla ilgili sorunların halledilmesi olarak tanımlanmış.

Mustafa Tekin ve Murat Çiftçi'nin ortaklaşa hazırladıkları çalışma, enflasyonun, yüksek reel faizlerin ve borç stokunun büyüme üzerinde menfi etkilerinin olduğunu ortaya koyuyor. Yine bir başka genç iktisatçı ve ekonometrist olan Atilla Çifter de çalışmasında gelişmekte olan ülkelerde, gelişmişlerden devşirilmiş olan modellerin yetersiz kaldığı sonucunu ortaya koyuyor. Çukurova Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan Dr. Hakkı Çiftçi de çalışmasında kamu politikaları ile piyasa düzeni arasındaki etkileşimi değerlendirmiş. Hem saf piyasa savunucularının, hem de devlet politikalarına aşırı önem atfedenlerin bu makaleyi okumasında fayda var.

Mesele, bu tartışma platformunu ve bu platformdan çıkacak ortak aklı, tüm toplumu kucaklayacak daha üst seviyelere çıkarabilmek. Türkiye kalkınacaksa, el birliği ile tüm kesimlerin ve tüm yorumların desteği ile bunu sağlayabilecektir. Ekonomi yönetimi toplumdan gelen bu çabayı dikkate almalı ve buna uygun bir üst yapı oluşturabilmelidir.

Yoksa Active dergisinin ön ayak olduğu tipte çalışmalar, beşerî kaynağımızı nasıl har vurup harman savurduğumuzun bir başka örneği daha olarak kalır.


28 Haziran 2005
Salı
 
MELİKŞAH UTKU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED