AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R

Şemdinli Susurluk'tan farklı olmalı

Şemdinli'de olanı biliyorsunuz; aslında yalnız onu değil, Şemdinli sonrasında Türkiye'de neler olacağını da biliyorsunuz. Hakkında 'devlet içinde yuvalanmış çeteler' türü sıfatların da kullanıldığı bir dizi 'resmî' rapor yazılmış Susurluk Olayı'ndan pek az farkı var Şemdinli'nin; Susurluk skandalı patlayınca "Bundan sonra hiçbir şey aynı olmayacak" diyenler yanılmışlardı. Şemdinli için de aynı temennide bulunan olursa, Türkiye, muhtemelen onu da yanlış çıkartacaktır.

Avrupa'da tam 14 ülkede NATO kapsamında 'gizli ordu' kurulduğu biliniyor. O yapılanmaların neredeyse bütünü, bir kısmı 'Soğuk Savaşı' bitiren duvar yıkılmadan önce bir kısmı da duvarla birlikte, bulundukları ülkelerde tasfiyeye uğradılar. 'Sovyet destekli komünist güçler', bir NATO ülkesine veya NATO için önemli bir ülkeye egemen hale gelirse kendiliğinden harekete geçmek üzere dizayn edilmiş 'gizli ordular', 'komünistler' havlu atıp Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra ne işe yarayacaktı ki?

'Gizli yapılanması' olduğu bilinen, buna rağmen 'gölge birliklerini' tasfiye yerine bunların bağlı olduğu birime kepenk kapattıran tek ülke Türkiye'dir. 'Gizli yapılanma'ya dokunulmadı ülkemizde; silâhları muhtemelen hâlâ depo edildikleri yerde duruyor, hiyerarşik yapısı bile büyük çapta sürüyor... Geçmişi ile hesaplaşmayı beceremeyen Türkiye, demokrasinin kanallarını genişleten yasal düzenlemeleri gerçekleştirdi, ama beceriksizliği yüzünden onları bir türlü hayata geçiremiyor.

Geçmişte Sovyet destekli komünizme geçit vermemeyi görev bilen yapı, günümüzün çok farklı şartlarında kendi 'yeni tehdit değerlendirmesi' ışığında varlığını sürdürüyor. Artık kimi 'devlete karşı tehdit' olarak görüyorsa onunla, her yöntem kullanılarak mücadeleyi öngören bu yapılanma dağıtılıp karşı çıkılması gereken unsurlarla devletin meşru güçlerinin başa çıkması sağlanamazsa, Türkiye, demokratik olgunluğa kavuşamayacaktır.

Bu tür 'gölge' yapılanmalar, doğası gereği, 'düşman' bellediğiyle karanlık bir alanda al takke ver külâh durumuna da girer. Hangi eylemi kimin sahneye koyduğu yolunda kesin bir tespitte bulunulamaması bundandır. Bir tarafta 'itirafçılar' yer alır, diğer tarafta da 'işbirlikçiler'; 'düşman' bilinen kişiler ve örgütün varlığını yitirmesi, Sovyet-sonrası ortaya çıkan 'boşluk' gibi bir tehlikeyi yeniden gündeme getireceği için istenmez. Bu yüzden de, 'devlet düşmanları' ile mücadele amaçlı örgüt, eğer zaptü rapt altına alınmaz ve tasfiye edilmezse, kendisi devlete zarar vermeye başlayabilir.

En büyük tehlike ise, karanlık bir alanda mücadelesini yürüten 'gölge örgüt'ün siyasîler tarafından kullanılmak istenmesidir. Bu hafta çıkan siyasî dergilerden birinde, çok uzak olmayan bir tarihte devlet sorumluluğu üstlenmiş bir kadroya 'danışman' yakınlığında duran bir yazarın dehşetengiz ifşaatı vardı. Dönemin siyasî iktidarı, girilen ekonomik krizden çıkışın yolunu ülkeye hızlı döviz kazandırmakta bulmuş, bunu sağlamak için yasadışı işlere de bulaşan etnik özellikli işadamlarının listesi çıkarılmış... İfşaat sahibi, o sayede kısa sürede 10 milyar doların üzerinde döviz girdisi sağlandığını söylüyor.

O listeden bazı 'işadamları'nın süreç içerisinde hayatlarını kaybettikleri biliniyor...

Şemdinli'de, hafif-ağır silâhları, görev ve kimlik belgeleriyle eyleme giden, köşeye sıkıştığında devletle ilişkisini haykıran, geçmişte asayiş sorumluluğu da üstlenmiş bir siyasî parti liderini telefonla arayarak yardım isteyen kişiler, tasfiye edilmemiş 'gizli yapılanma'nın mensupları mıdır? Öyle ise, resmî Susurluk raporları deyimiyle 'devlet içinde yuvalanmış çeteler' Türkiye'nin bir sınır ilini karıştırarak ne sonuç almayı ummaktadırlar? Bu soruların cevabını bugün bilmek mümkün değil.

Yarın bilecek miyiz? 'Susurluk' önemli bir örnek olaysa, oradaki alenî tabloya rağmen tasfiye işleminin tamamlanamaması, bu soruya güçlü bir "Elbette" cevabı vermemizi engelliyor. Ancak, umutlar bu defa da boşa çıkarsa, siyasî kadrolar, ülkeyi kendi elleriyle 'yönetilemez' hale sokacaklarını bilmeliler.

"Şemdinli Susurluk'tan farklı" diyen-

ler bu sebeple doğru söylüyorlar... Farklı olmalı.


« Geri Dön

13 Kasım 2005
Pazar
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED