AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R

'Haçlı kanı' taşımayana 'insan hakkı' yok!

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Leyla Şahin'in başörtülü olduğu gerekçesiyle "eğitim hakkı"nın elinden alınmasının bir "özgürlük" ve "hak ihlali" olmadığına karar verdi. Gerçi zaten böyle bir karar bekleniyordu.

Hatta, işin ta başından beri sorunun AİHM'ye gitmemesi gerektiğini savunanlar bile vardı. Bu görüşe göre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, özellikle "Müslüman kimliği" taşıyanlar için bir "hak arama" makamı değildi. Çünkü AİHM, Müslümanlar için hâlâ bir "Haçlı kurumu" özelliği taşıyordu. Gerçekten de, AİHM'nin bugüne kadar verdiği kararların bir tanesi bile Müslümanların lehine değildi. Yani AİHM bütün kararlarını bir "Hristiyan Kulübü" refleksiyle vermişti.

Evet bu görüş, mahkemenin son kararıyla bir kez daha kanıtlanmış oldu.

Ama yine de herşeye rağmen, bu dava AİHM'ye gitmeliydi.

Neden?

Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği macerasının devam ettiği bir süreçte Avrupa'nın Haçlı köklerinden beslenen "Hristiyan Klübü" refleksinin bir kez daha test edilmesi gerekiyordu ve edildi.

Görüldü ki, Avrupa hâlâ Haçlı seferlerini başlatan dedelerinin bıraktığı yerde otluyor.

Görüldü ki, Avrupa için "özgürlük", "insan hakları", "çok kültürlülük", "demokrasi" ve "medeniyetler diyaloğu" gibi kavramlar sadece bir masaldan ibaret.

Görüldü ki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Müslüman dünyanın en doğal "insani hakları"nı koruyup kollayacak evrensel bir hukuk kurumu değildir.

Çünkü, AİHM'ye göre, sadece Hristiyan köklerden gelenler, özgürlük, insan hakları ve demokrasiden yararlanma hakkına sahiptir.

AİHM'nin, Leyla Şahin davası ile ilgili kararının tam da Paris'i "isyan ateşi"nin sardığı bir dönemde vermesi farklı bir anlam taşıyor.

AİHM çok açık ve net bir mesaj verdi; yani AİHM dedi ki, "Müslüman kimliği" taşıyanların, "Avrupa ailesi"nin kullandığı "doğal insani hakları" kullanmak gibi bir hakları olamaz.

Paris'in varoşlarında yaşayan yoksullar, Cezayirli, Afrikalı gençlerin "Asil Fransız kanı" taşıyanların kullandıkları hakları kullanmak gibi bir lüksü olamaz.

Demokrasi, özgürlük, insan hakları gibi kavramlar, "öteki dünyanın çocukları" için değil, Paris'te, Londra'da, Berlin'de, Brüksel'de, Roma'da, Viyana'da yaşayan ve de sadece "Avrupa kanı" taşıyan Avrupalılar için icat edilmiştir.

Bakalım, sadece "kan bağı"na dayalı bu "ırkçı" zihniyet, Avrupa'yı kendi yarattığı öfkenin ateşinden kurtarabilecek mi?


13 Kasım 2005
Pazar
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED