AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
P O L İ T İ K A

Olay münferit değil

Başbakan Erdoğan, Şemdinli'deki olayın lokal olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı'yla görüştüm. Ortak karar verdik. Nereye kadar gidiyorsa oraya kadar gideceğiz" dedi

Başbakan bu kez erken, uçak kalkar kalkmaz kabul etti gazetecileri.

Ali Bayramoğlu
Her zamankinden biraz daha keyifli, neşeli, dinlenmiş hatlarla bakan bir Tayyip Erdoğan'ın karşısındayız, laf açan o, devam eden o. Laf uçaklara geliyor. Yattığı yeri gösteriyor. Kimi gazetecilerin "Aman efendim pek küçükmüş, size ayrı bir yatak odası, bir de çalışma odası lazım" sözlerini tebessümle izliyor. "Daha küçük uçak da var" diyor. "Şimdi Abdullah Gül onunla gidiyor, dönecek bu kez aynı uçağı Bülent Bey alacak, dönüşümlü kullanıyoruz..." Ardından söz Dubai sermayesine geliyor.

Yeni proje Çapa

"Duabililerle bir çok konuda görüşüyoruz, bir çok yere yatırım yapmayı arzu ediyorlar" diyor... İstanbul ve Ankara için yeni projeleri sıralıyor. Erdoğan, İstanbul Üniversitesi Rektörü Mesut Parlak'ı öldürülen Prof. Dr. Necip Göksel Kalaycı için başsağlığı dilemek üzere aradığını anlatırken, Çapa Tıp Fakültesi'nin Olimpiyat Stadı'nın yanına taşınmasını ele aldıklarını söylüyor. Parlak'ın da buna sıcak baktığını belirten Erdoğan, Çapa Tıp'ın bulunduğu alana Dubaililerin ilgi gösterdiğini ve buraya alışveriş merkezi yapmak istediklerini kaydediyor. Erdoğan, Dubaililerin Ankara'nın Ulus semtiyle de ilgilendiğini anlatıyor. Bunları anlatırken heyecan duyuyor. Ardından sorularla gündem konuları devreye giriyor. Ve Başbakan Şemdinli olayları ve AİHM'in verdiği Leyla Şahin kararı konusunda önemli açıklamalar yapmaya başlıyor:

İdeolojik yapı olabilir

"Hadise pek öyle iddia edildiği gibi lokal bir meseleye benzemiyor. Arkasında bir anlayış var. Bu anlayış ideolojik bir yapılanmaya da dayanıyor olabilir, bir grubun duygusal hareket sonucu olarak ortaya çıkmış olabilir. Bulgular iyice netleşsin arkasındaki şey neyse onu kazımaya kararlıyız. Hukukun çiğnenmesine, kimilerinin devletle-milleti düşman etmesine göz yumulmayacak."

Sonuna kadar

"Genelkurmay Başkanı'yla görüştüm. Ortak karar verdik. Nereye kadar gidiyorsa oraya kadar gideceğiz. Sonuna kadar gideceğiz. Aynı kanaatteyiz. Cumhurbaşkanı'yla da görüştüm. O da böyle düşünüyor.

Devletin tüm organları uyum içinde gereğini yapmaya hazır. Siyasi iktidar ve meclis olarak atabileceğimiz üç adım var: 1) TBMM'de araştırma önergesi vermek ki bu hafta içinde verilecek... 2) Yürütme ve yasama olarak sağlam bir çalışma yapmak. Gerektirdiği takdirde yeni yasalar çıkararak, sorumlu kişi ve anlayışları hukuken ortadan kaldırmak... 3) Yargının bu konuda çok sıkı, özgür çalışmasının zeminin hazırlamak...

Mülki amirleri değiştirmek gibi tedbirlere gelince, bu konularda kimi sıkıntılarımız var. Ne yazık ki, üçlü kararname olmadan bırakın vali, emniyet müdürü, emniyet amiri bile atayamıyoruz. Görevden aldıklarımız Danıştay kararıyla geri dönüyor. İstanbul'un 40 bin polise ihtiyacı var.

Bu adımı atsak kimileri kadrolaşma diye ayağa kalkacak. Oysa ÖSYM sınavından geçiyor. Memur olacaklar. Ama anlatamıyorsun..."

AİHM'in Leyla Şahin kararı bağlayıcı değil

Erdoğan, AİHM'in Leyla Şahin hakkında verdiği kararı da şöyle değerlendirdi: "Verilen karar amir bir hüküm değildir. Bunu genelleştirmek yanlıştır. Verilen karar sadece bir dosyaya ilişkindir. İçtihadi yönü de yoktur. Emredici bir hüküm getirseydi tüm AB ülkelerinde uygulanması gerekirdi. Avrupa'da ve dünyada genel olarak böyle bir sorun yok. Üniversitelerde başörtüsü yasağı yok. Leyla Şahin Türkiye'de okuyamadı. Gitti Avusturya'da okudu. Diploma aldı. Bunu neyle izah edeceğiz. AB'de yasalar ve ilkeler açısından böyle bir sorun yok. Kararı genelleştirmek nasıl mümkün olacak o zaman."

"Bir hak yasalarla güvence altına alınır. Bunu yapacak olan da yasama organıdır. Şimdi böyle bir yasak Anayasa'da yok. Sadece Anayasa Mahkemesi'nin bir yorumu var. Yasama yeni bir yasa çıkarırsa Anayasa Mahkemesi durumu gözden geçirmek zorundadır, bu yorum da kalıcı değildir. Türkiye'de toplumsal mutabakat ile kurumlar arası mutabakat arasında sorun var. Bu sıkıntı giderilirse sorun da çözülecektir. Toplum uzlaşmayı sağlamış. Binnaz Toprak gibi araştırmacıların saha çalışmaları da bunu gösteriyor."

"Bir yasa çıkarabiliriz. Ama arzumuz bu sorun toplumsal gerilime yol açmasın ve özgürlükler noktasında çözülsün. Bu sorun da zamanı gelince çözülecek. Hem hanımlar, kadınlar haydi okula gidin diyoruz, hem başörtülü kızlarımıza okumayı yasaklıyoruz. Bugün bunun hüznünü yaşıyoruz. AİHM kararıyla ilgili olarak da milletim adına üzülüyorum. Ayrıca AİHM'in başörtüsü tanımı yapma hakkı yok. Bunu din uleması yapar. Nitetim Hıristiyalıkla ilgili bir dava olduğu zaman mahkeme dönüp kiliseye soruyor nitekim.

Ama karar Avrupa'nın önüne kendisi açısından bir sorun olarak gelecektir. 'Bu karar yasa çıkarmayı engeller' diyenler yanılıyor, onlar bir zamanlar "Erdoğan artık muhtar bile olamaz..." diyorlardı. Zamanı gelince gerekli adımı atacağız."

Katar'da milli maç heyecanı

Başbakan Erdoğan, Türkiye-İsviçre milli maçını heyetteki işadamları ile birlikte izledi. Kuveytte iş yapan işadamlarının sorunlarını dinlemek için Ritzcalton Otel'de toplantıya katılan Erdoğn, maçın başlamasıyla birlikte kurulan dev ekranın karşısına oturdu. Erdoğan ve heyetin maç boyunca çok heyecanlandığı gözlendi.



13 Kasım 2005
Pazar
 
Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED