T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 8 MART 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
Salih TUNA

Hidayet, ezan ve Deniz Baykal

Keçecizade İzzet Molla'nın bilimsel bir mesele etrafında bilgili, malumatfuruş gayrimüslim bir adamla tartışmasına muttali olan avanak bir adam hayretle sorar: "Yahu bu adam bu kadar bilgili olduğu halde ne diye Müslüman olmuyor?"

İzzet Molla bu, hiç lafını esirger mi; lafı, doksan tabir edilen yerden filelere takar: "Sende de bu kadar cahillik varken ne diye Hıristiyan olmuyorsun?"

Yıl, bin sekiz yüz on; bu maç da, başladığı gibi sıfır sıfır sona erer. Zaten hangi avanakla yapılan konuşma başladığı gibi sona ermez!

Bu konuşmayı hoşluk olsun diye, durduk yere aktarmadık. Demem odur ki; hidayet kültüre, bilgiye, akıla bakmaz. Lamı cimi yok, hidayet nasip işidir; selim olan akıla gönül düşürür ama akılsız akılla işi olmaz. Sözün sonunu başa alalım: "Ne akılla olur, ne de akılsız."

"Dublörün Dilemması" yazarı Murat Menteş kardeşimiz her zamanki nefis söyleşilerinden birini Ayşe Şasa ile gerçekleştirmiş. İyisi mi susalım da, Şasa'nın şu sözlerine kulak verelim: "Seyyid Hüseyin Nasr'ın çok ilginç bir sözü var: 'Batı yalanla yaşar; Doğu, doğrular üzerinde uyur.' Batı insanlığın birikimine sahip değil. Buna karşılık hareket halinde. Bizler ise burada hazine sandığının üzerinde horul horul uyuyoruz..."

Hidayet deryasında ense yapmak, doğrular üzerinde horul horul uyumak 'hidayeti' karartmaktan başka ne işe yarar! Asırlardır kıymetini bilmediğimiz 'değerler' elimizden alınmıyorsa kara kaşımız, kara gözümüz için değil elbet. Yerin altının da bir hatırı var: "Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda!"

Hadi anladık, asırların uykusundan birdenbire uyanıvermek kolay değil; kolay da laf mı, düpedüz hayal. Ama hiç değilse tefrikayı; mesela, şu an Irak'ta sahneye konmaya çalışılan Şii-Sünni kavgasını ilelebet yok edelim hayatlarımızdan. Öyle ki, 'Müslümanım' demek yetsin herkese.

Hazır laf uykudan açılmışken, uykulardan uyaran; "Namaz uykudan hayırlıdır" diyen ezanlardan bahsetmemek olmaz. Ha, sahi, son zamanlarda ezanlar neden tek sesliliğe, mekanikliğe, merkeziliğe mahkum edilmeye çalışılıyor? Neyin uygulamasını yapıyorsunuz Anadolu'da; Trabzon'da, Bursa'da, Konya'da?.. Madem bir takım estetik kaygılarınız var (Ah ca-nıım, yerim sizin estetiğinizi), İstanbul'daki bütün müezzinleriniz bülbül de Anadolu'dakiler mi karga? Siz bu milleti neye alıştırıyorsunuz?

Bunları neden Deniz Baykal sormaz? Ne din sosyolojisi laikliğe aykırı, ne de dini hayat kimsenin zimmetinde. Yoksa dinden,Yaşar Nuri Öztürk gibilerini milletvekili yapmayı mı anlıyor hâlâ? Baykal'ın talihsizliğine bakın ki; Yaşar Nuri Öztürk de kalkmış o vakitler, "Şehirlerde ezanın okunmasına ihtiyaç kalmadığını" söylemeye çalışmış, 28 Şubat sürecinde 'Teleskrin' işlevli Siyaset Meydanı'nın kepenklerini kapatan Ali Kırca da ezanları savunmuştu: "Ama hocam, Dersaadet'te Sabah Ezanları..."

Kaldı ki ezan sadece dindarı değil, "yurdum insanı"nın ateisti dahil, herkesi ilgilendirir. Dolayısıyla Baykal bu uygulamanın, "Irak savaşında Hıristiyanlık bilincinin etkili olduğunu itiraf eden Tony Blair'lerin birliğine üye olmak için mi?" yapıldığını Türk milleti adına sorabilmelidir.

"Demokratik bir hukuk devletinde" der Habermas, "Vatandaşlar kendilerini itaat vazifesiyle yükümlü oldukları kanunların müellifi olarak görürler."

Bizde ise kanunların müellifi olmaktan çok muatebidir. Çünkü bu ülkede kanunlar devleti vatandaştan korur; muhalefet partisi sivil hayattan...

Bu nasıl muhalefettir ki; örneğin, Danıştay'ın başörtüsü kararını hayatın her alanına taşıyan YÖK başkanının yorumuna ses çıkarmaz iken, Van Cumhuriyet Savcılığı'nın iddianamesinden, "Silahlı Kuvvetler'e karşı bir darbe girişimidir" çıkarsamasını yapabiliyor?


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Dizi | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi