T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S O N   D A K İ K A 11 MART 2006 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Erdoğan: Yolsuzlukla mücadeleden 10 milyar dolar geldi

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yolsuzlukların finans sektöründe büyük ölçüde ortadan kalktığını belirterek, "Yüzde yüz kalkmış mıdır? Hala yüzde yüz kalkmıştır demiyorum, ama süreç devam ediyor. Bizim bu yolsuzlukla mücadele sürecinde tahsil ettiğimiz para 10 milyar doları aşmıştır" dedi.

Erdoğan, partisinin Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde düzenlenen "6. İstişare Toplantısı"nın açılışında yaptığı konuşmada, yatırıma bu yıl yaklaşık 15 katrilyon liralık bir kaynak ayrıldığını anımsatarak, bunu yeterli bulmadıklarını söyledi.

Başbakan Erdoğan, son 3.5 yıllık dönemde Fon'a devredilmiş bir tane banka bulunmadığını belirterek, şunları söyledi:

"Soruyorlar efendim yolsuzlukla mücadele şudur budur. Onlara sadece bunu söyleyin bir tane Fon'a devredilmiş banka var mı? Şu anda 50 milyar doları aşan bir faturadır bankaların Fon'a devredilme olayı. Eğer bu paralar Türkiye'nin kasasında kalmış olsaydı, Türkiye bugün nerede olurdu, bunu tasavvur edin. Böyle bir Türkiye'yi kucağımızda bulduk. Artık bankaların Fon'a devredildiği bir dönem yok. Bunların Fon'a devredilmesinin engellenmesinin yanında bir adım daha atıyoruz, bu adım nedir? Bu, finans sektöründeki güvendir ki işte ciddi manada Türkiye'de bankacılık sistemi hiçbir dönemde rastlanmamış bir reyting ortaya koymuştur."

"SÜREÇ DEVAM EDİYOR"

Devlet bankalarının artık kar ettiğini anlatan Başbakan Erdoğan, özel bankaların da kredi verecek yer aradığını ifade etti. Erdoğan, bu noktaya durup dururken gelinmediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Nasıl oldu? İşte bu yolsuzluklar, bu hortumlar kesilerek buraya geldik. Bunları bu hükümet, bu yönetim halletti. Bundan önce de gelen yönetimler vardı, niye çözemediler bunları? Artık bu yolsuzluklar finans sektöründe hamdolsun ortadan büyük ölçüde kalkmıştır. Yüzde yüz kalkmış mıdır? Hala yüzde yüz kalkmıştır demiyorum, ama süreç devam ediyor. Bizim bu yolsuzlukla mücadele sürecinde tahsil ettiğimiz para 10 milyar doları aşmıştır. Bu mücadele devam ediyor, bu tahsilatlar devam ediyor ve edecek. O paralar şimdi paramızın geleceğine, insanlarımızın ihtiyaçlarına kaynak oluyor. onları yatırımlara dönüşüyor."

"SAĞA, SOLA ÇAMUR ATAN TİPLER VAR"

Başbakan Erdoğan, bu yıl yatırıma 15 katrilyon lira ayırdıklarını anımsatarak, şöyle devam etti:

"Ama temkinli gitmek durumundayız. Temkinli gideceğiz ki güven ve istikrar devam etsin. Güveni ve istikrarı kaybettiğimiz zaman dünyadaki itibarımızı da kaybederiz. Eğer bugün dışarıda itibarı olan bir Türkiye varsa, bilesiniz ki bu güvenden, istikrardan kaynaklanıyor. Zaman zaman ülkemizde de sağa sola çamur atmakla şöhret bulmuş olan bazı tipler vardır. Ama biz onlara hiç ilgi, alaka duymadan yolumuza devam edeceğiz, bizim yapacak çok işimiz var.

Şunu bir defa kesinlikle herkesin bilmesi gerekiyor. Türkiye'de artık bunlara prim veren bir yönetim işbaşında değildir, yolsuzluklara prim veren bir iktidar işbaşında değildir. Ama maalesef birçok yasal boşlukları gayet iyi değerlendirmesini bilen, bu konuda maharet sahibi olan tipler var, ihalelerde şunlarda bunlarda hakikaten maharet sahibi olan tipler var. Akıl almaz şekilde, en düşük fiyatı vermek suretiyle ihaleyi alıp ondan sonra da orada süreci arzu etmediğimiz bir şekilde devam ettirenler var. Bunlarla mücadele öyle zannedildiği gibi kolay mücadeleler değil."

"ADAM FARKLI ADRESLERLE, İSİMLERLE KARŞINIZA ÇIKABİLİYOR"-

İnşaat sektöründe yüzde 60-65'e kadar kırım yapacak anlayışta müteahhitler bulunduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Bu ülkede olacak bir iş değil. Böyle bir şey yok ve siz bunu iptal ettiğiniz zaman en az 6 ay kaybediyorsunuz. Ediyorsunuz da iş bitiyor mu? Bitmiyor bakıyorsunuz aynı müteahhit farklı adreslerle, isimlerle karşınıza çıkabiliyor. Siz onu zaten bilemiyorsunuz. Çünkü adam kendi ismiyle değil, başkasının ismiyle giriyor, icabında 5-10 tane firmasıyla giriyor. Bu noktada ihale sistemi yanlıştır dediğiniz zaman karşınıza anamuhalefeti çıkıyor, diğerleri çıkıyor. İşte diyor 'iktidar kendi yandaşlarına zemin hazırlıyor' iktidar bir yanlışı uygulamayla düzeltiyor aslında" diye konuştu.

İHBAR İLE İFTİRA ARASINDAKİ FARK

Muhalefetin bu konuda yardımcı olacağı yerde "nasıl ben bağcı ile uğraşırım" gayreti içine girdiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Derdi üzümü yemek olsa, derdi vatan-millet olsa böyle düşünmemesi gerekir. Zira bu ihalelerde ucuzluk şartı değil, uygunluk şartı olması gerekir. Güvenin burada da esas olması gerekir. Eğer bu böyle olursa hem başarılı üretime geçersiniz hem de kısa zamanda bu yatırımlardan netice alırsınız.

Ben bunu belediye başkanlığımda da yaşadım, maalesef şimdi de yaşıyorum. Bunları aşmak için de dayanışma içerisinde, yolsuzluklara fırsat vermeden, kontrol ve denetim mekanizmalarımızı gayet iyi çalıştırmak suretiyle bu süreci değerlendirmemiz lazım. Yeter ki bu suiistimallerde somut bilgileri elimizde bulalım, bulduğumuz zaman biz bu işin üzerine gideriz. Tabii burada bir gerçeğe daha işaret etmem lazım, ihbar ile iftira arasındaki farkı da hassasiyetle gözetmemiz lazım. İhbar başka bir şeydir, iftira başka bir şeydir. Adalet bizim partimize isim seçtiğimiz çok yüce bir kavramdır. Biz kimseyi hakkaniyetten uzak iddialarla kamuoyu önünde mahkum etme hakkına da sahip değiliz. Nitekim dün mal beyanımızla ilgili asılsız iddialarla gürültü koparanlar, bugün kendi mallarını mülklerini açıklayamaz bir duruma düşmüşlerdir. Bu konuda bütün arkadaşlarımızın gerekli hassasiyet içerisinde olduklarına inanıyorum."

"BİR ANA MUHALEFET LİDERİ, DEMOKRASİDEN UZAK"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bir ana muhalefet lideri, sivil ifadesiyle darbe ifadesini yan yana getirebilecek kadar demokrasiden uzak bir durumda. Sivil ile darbe kavramlarını yan yana kullanmak çok çirkindir ve demokrasiden nasipsizliktir" dedi.

Türkiye'de yeni bir siyaset anlayışını uyguladıklarını ifade eden Erdoğan, bu yeni sürece intibak edemeyenler olduğunu söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bir ana muhalefet lideri sivil ifadesiyle darbe ifadesini yan yana getirebilecek kadar demokrasiden uzak bir durumda. Bu iki ifadeyi yan yana getirecek kadar demokrasiden uzak bir durumda, bu nasıl bir çelişkidir. Türkiye'de bir iktidarın görevleri Anayasa'da belirlidir. Neyi yapacağı belirlidir. Bunu ben muktedir olamıyorum, yapamıyorum noktasından hareketle sivil ile darbe kavramlarını yan yana kullanmak çok çirkindir ve demokrasiden nasipsizliktir. Millete saygısı olan, demokrasiye saygısı olan, sivilleşme sürecine saygısı olan, bunun neticesine katlanmak durumundadır. Bunun da kayıtlı tutanağı, kayıtlı metni Anayasa'dır. Anayasa sana göre başka, bana göre başka bir mantıkla hareket ettirilemez. Burada özellikle ben ana muhalefet liderini her şeyden önce millete saygı duymaya davet ediyorum. Demokrasiye, sivil iradeye saygılı olmaya davet ediyorum. Kendisinin hafıza kayıtlarında bir şeyler varsa ben onu bilemem, ama ben bir şeyi biliyorum, hakimiyet kayıtsız şartsız milletinse buna uymak zorundadır."

ATAMALARIN NASIL YAPILACAĞI ANAYASA'DA BELLİ

AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden siyaset yapılmaması gerektiğini anlattığını anımsatan Erdoğan, gerek Genelkurmay Başkanı'nın gerekse kuvvet komutanlarının atamalarının nasıl yapılacağının kanunlarda ve Anayasa'da belli olduğuna dikkati çekti.

Erdoğan, "Anayasa ve kanunlar neyi gerektiriyorsa bu iktidar da onu yapar. Bunu yaparken de ordumuzun hiyerarşik yapısı üzerindeki hassasiyetlerimizi de her zaman için gözeterek geldik. Bundan sonraki süreçte de biz yolumuza devam ederiz" diye konuştu.

"AÇIKLAMALAR SINIRSIZ DEĞİL"

Özel araştırma komisyonundaki bilgilerin sır olması gerekirken ana muhalefet partisinin temsilcilerinin sağ da solda, televizyon programlarında dile getirmesinin siyasi etikle bağdaşır yanının olmadığını belirten Erdoğan, bu konuda açıklama yapılacaksa bunu komisyon başkanın yapacağını vurguladı.

Erdoğan, bunun etik olarak da böyle olduğunu ve bu açıklamaların sınırsız değil sınırlı olduğunu ifade etti.

Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

"Komisyon üzerinde spekülasyon gayretleri içerisine giren ana muhalefet partisini de bu konuda daha tutarlı olmaya davet ediyorum. Bugün yaşadığımız pek çok tartışma şunu bilesiniz ki yıllarca köhne siyaset anlayışından besleniyorsa... Hala o dönemin aktörlerinin eski pozisyonlarını yeniden kazanma gayretleri içerisinde olduğunu görüyoruz. Şunu herkes bilmelidir ki, Türkiye'de millete dayalı rekabetçi siyaset dışında başka bir yol yoktur. Milletle buluşamayan, milletle bulaşamadığı için siyasi krizlerden medet uman siyasi aktörlerin hiçbir başarı şansı yoktur. Bu da böyle bilinmelidir.

Artık Türkiye, kriz müteahhitlerinin şantiyesi, inşaat sahası değildir. Bu müteahhitlere de iş kalmamıştır. Bu kriz müteahhitlerinden çok çektik ve artık bu kriz müteahhitleri bu ülkede iş bulamayacaktır, bulmamalıdır."

"RÜZGARIN ARMAĞAN ETTİĞİ YOL ARKADAŞLIĞI DEĞİL"

Erdoğan, partisince düzenlenen istişare toplantılarının, ortak aklı birlikte harekete geçirmek, varsa yanlışları telafi etmek özeleştiri yapmak ve gelecek perspektifini oluşturmakta yol gösterici olacağını söyledi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Her şeyin mükemmel zehabına kapılır, yaptıklarımızla yetinir, istişare kapılarını kapatırsak emeklerimizin bereketini heba ederiz. Biz bu ülkeye, millete inanmış büyük ve güçlü bir kadroyuz. Aynı zamanda da ciddi duruşu olan bir aileyiz. Türkiye'nin, yıllarca özlemini duyduğu bu büyük kadronun, ailenin yol arkadaşlığı, birlikteliği ortaya koyduğu siyasi irade konjonktürün getirdiği rüzgarın armağan ettiği bir yol arkadaşlığı değildir, olmamalıdır. Zira AK Parti'nin temelini millet attı. Bu binayı da millet yükseltti, 73 milyon insanımızla kader birliği eden bu büyük kadronun en önemli özelliği, millete tam olarak güvenmesi, kendisinden de emin olmasıdır. Bu güvenin hakkını vermekten başka bir gayemiz, idealimiz yoktur."

  • KIZILCAHAMAM (A.A)

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi