T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 13 MART 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
Hüseyin HATEMİ

Sahte Havariler

İsa (A.S.) "kuzu postunda gelen yalancı, sahte havarilerden sakının!" buyurmuştu. Yazık ki çağımızda bunlar dünyaya hâkim oldu.

Yahya (A.S.) da "üstün ırk"çı sahte havarilere şöyle hitap etmişti: Ey engerek (canavar) dölleri! Biz İbrahim çocuklarıyız diye kuruntulara kapılmayın, Allah İbrahim'e şu taşlardan da soy yaratabilir!

Sahte havarilerin bugünkü örnekleri Hakk'a dönmek isterlerse, Kitab-ı Mukaddes'deki "Süleyman'ın Meselleri"ne bakmaları yeterlidir. Bu kitabı okurlarsa, kendilerinin Süleyman değil "Baalzebub"a tâbi olduklarını, Süleyman'ın tebliğinde "üstün ırk" düşüncesinin, kine dayanan zulmün, Makyavelizm'in, emperyalizmin izi bile olmadığını göreceklerdir. "Sevgiyi ve doğruluğu hiç yanından ayırma!" diyen Süleyman'ın (3/3) bu sözüne uymayan, Süleyman'ın havarisi değildir ve Süleyman Mabedi'nde hiç hissesi yoktur. Süleyman'ı Tanrı elçisi değil yaşlanınca -hâşâ- sulu gözlü olan ve -hâşâ- hafifçe bunayan bir millî hükümdar olarak alıyorlarsa, şu halde Kitab-ı Mukaddes'den "Süleyman'ın Meselleri"ni çıkarsınlar, "Canavar havarisi" olduklarını gizlemek için bu kitabı "Kuzu Postu" olarak kullanmasınlar. Kur'an-ı Kerim esasen bu konuda bizi uyarmış, Süleyman'dan sonra sahtekârların "Süleyman'ın Hukuk Devleti öğretisi yerine şeytanî masallara uydukları"nı bildirmiştir.

Süleyman örneğinden bin yıldan fazla bir süre geçtikten sonra insanlığa bir de "Medine örneği" verildi. Bu örneği sürdüren gerçek havarî Emîrul-mü'minîn Ali; Kur'an-ı Kerim'in Neml (Karınca) suresi'ndeki -daha önce değindiğim- ölçütü bir kez daha açıklandı: "Bütün dünyanın servetini ve iktidarını şu avucuma koysalar ve geri almamak için de şu yerde yürüyen karıncacığın ağzındaki taneyi çekip almamı şart koşsalar, vallahi bunu yapmam!" (Nehc-ul-Belâge)

Şair Nazim'in kabri pür-nur olsun, bu sözü ne güzel nazma çekmiştir: Kimseyi dil-teng-i âzâr etme! Sultanlık budur/ Kalb-i mûru tahtgâh eyle! Süleymanlık budur!

Biz de sahte havarileri uyarırken kendimizi unutmamalıyız: Örnek alınacak ve övünülecek seleflerimiz Nazîm'in bu beytindeki ölçüte uyanlardır, yoksa hükmü Allah'a kalmış olan Tal'at Paşa ve benzerleri değil!

Kur'an-ı Kerim sadece Tabiî Hukuk'u, 'asgarî ahlâk'ı değil, en yüce ve evrensel ahlâk anlayışını da uluslararası hukuk alanına getirir. Savaşa da sadece meşru müdafaa savaşı olarak ruhsat verir. Ebu Cehl halefleri, Ebu Leheb ve Hammâlet-ul- Hatab halefleri, "tebbet yedâ.. ve tebb" hükmünün kapsamına girmek istemiyorlarsa, karikatür çizmek için, Bernard Henriy Levy ile birlikte bildiri imzalamak için kalemi ellerine almadan önce Kur'an-ı Kerim'e baksınlar! (Mumtahine, 60 (8-9)

Küresel emperyalizmin, zulmün simgesi olan Dahhâk'in omuz başlarından ağızlarını açarak kin, nefret, ağu ve ölüm püsküren iki canavarın kan bürümüş gözleri, yine İran ülkesi çocuklarına çevrildi. Bu iki canavar başı, Birleşmiş Milletler'i, Kofi Annan ve Muhammed El-Baradeî ile birlikte, "Dahhâk'in başı" hükmünde görerek, İran'ın ölüm fermânını çıkartmak istiyorlar. Arkadan da Dahhak'in omuz başlarından tıslayan iki canavar sıra ile diğer İslâm ülkelerini yemek isteyecek. Dahhâk'in başı bu işte âcizdir. Irak Savaşı'nda olduğu gibi, Dahhâk buna cevaz vermese bile, canavarlar ittifakı hücuma geçecektir, meğer ki çocuklarını canavar başlarına kurban verenler bir "Gave" karşı koymasını başlatsınlar ve sonuçta Feridun'a kavuşsunlar!

Birleşmiş Milletler, niçin iki omuzunda canavarbaşı taşıyan bir Dahhâk konumuna gelmiştir? Çünkü temeli Tabiî Hukuk'un "Sağlam Kaya"sı üzerinde değil, şeytanî masallar bataklığı üzerinde atılmıştır. Sağlam kaya üzerine atılmış olsa idi, nükleer silâh yasağı; anlaşmadan doğan ve ancak imzacıları bağlayan bir kural sayılmayıp bir genel hukuk ilkesi olarak İsrail ve ABD için de kabul edilmesi gerekirdi.

Dahhâk (BM) ve iki başlı canavar Irak'ı parçaladıkları gibi, İran'ı da parçalayabilecekler mi? Mevlâ görelim neyler! Benim bildiğim sadece şudur: Feridun gelecektir. Çünkü Mevlâm, neylerse güzel eyler!


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi