T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 13 MART 2006 PAZARTESİ | ||
|
Polmark araştırma şirketi, Yeni Şafak için 12 ilde 2 bin 639 kişiyle yüzyüze görüşerek Türkiye'nin nabzını tuttu. Araştırma sonuçları, Türkiye'de siyasetin belirlenmesinde AK Parti'nin hakim konumda olduğunu, yeni politikalar üretip toplumun önüne koymak yerine daha çok tepkisel davranışlar sergileyen diğer siyasi partilerin ise "alternatif" oluşturamadıkları için toplum nezdinde pek tasvip görmediklerini ortaya kokuyor. Nitekim, AK Parti son genel seçimlerden bu yana geçen 3.5 yıllık sürede oylarını yüzde 19 oranında arttırarak toplumsal tabanını güçlendirmiş, muhalefet partileri ise oy kaybetmiş. Kuşkusuz, AK Parti'nin yükselişinde özellikle ekonomik alandaki başarısı başlıca belirleyici etken olmuştur. Ancak anketin ayrıntılarına baktığımızda, toplumun AK Parti'nin icraatlarını toptan kabul ya da ret biçiminde değil, seçici bir anlayışla değerlendiğini görüyoruz. Mesela, ekonomideki genel başarıyı onaylamış, ancak özellikle işsizlikle mücadelede yeterli başarıya ulaşılamadığının da altını çizmiştir. Bunun yanında, toplumun yüzde 58.5'i hükümetin enflasyonla mücadelesini, yüzde 51.1'i özelleştirme çalışmaları konusundaki performansını, yüzde 55.2'si de faizlerin düşürülmesindeki performansını başarılı bulmaktadır. Aynı zamanda, hükümetin sağlık alanında yaptığı iyileştirmeler de toplumun yüzde 50.2'si tarafından başarılı bulunmaktadır. Yine AK Parti'nin en başarılı bulunduğu alanlardan birisi ise dış politikadır. Anket sonuçları gösteriyor ki, toplumun yüzde 57.8'i hükümetin özellikle Avrupa Birliği konusunda attığı adımları başarılı ve doğru bulmaktadır. Ortaya çıkan bu tabloya paralel olarak, toplumun ağırlıklı bir kesimi 'erken seçim'i siyasi istikrarsızlığı tetikleyeceği gerekçesiyle gereksiz görerek reddetmektedir. Açıkçası, toplumun kahir ekseriyeti 'gerilimli' değil, 'istikrarlı' bir Türkiye istiyor. Bu anketin belki de en dikkat çekici tarafı, hem cumhurbaşkanlığı için, hem de sistem değişikliği durumunda başkanlık için tartışmasız ve alternatifsiz bir şekilde Tayyip Erdoğan ismini işaret etmektedir. 2007 cumhurbaşkanlığı seçimine 1.5 yıl kala bazı kesimlerin telaşı dikkate alındığında, ankette toplumun verdiği mesaj daha da bir anlam kazanmaktadır. Çünkü, son 6 aydır iktidara karşı yürütülen 'kampanyalar'ın tek hedefi var, o da bu parlamentoya cumhurbaşkanı seçtirmemek. Sanırım Türkiye'nin geleceği üzerine 'hesap' yapanlar, toplumdaki bu fotoğrafı çok iyi okumaktadırlar. İşte tam da bu yüzden, önümüzdeki 1.5 yıllık süreç AK Parti açısından büyük bir önem arzediyor. Bu dönemde iktidar, hem ülke içi dengeleri iyi hesaplamak, hem de dış politika parametrelerini "büyük sapmalar"a uğratmadan yürütmek zorunda. Anketin bütününe baktığımızda, çok ilginç bir tablo karşımıza çıkıyor. Ne zaman iktidarın önünü kesmeye dönük kampanyalar yapılmışsa, AK Parti iktidarı toplum nezdinde yükselişe geçmiş. Aslında muhalefet, akıl ve izan dışı bazı kampanyalara sığınmadan daha rasyonel bir muhalefet stratejisi uygulasa, belki de hükümet iktidar olmanın dezavantajıyla oy kaybedecek. Ama, nedense muhalefetin bu tür işlere aklı ermiyor... AK Parti'nin alternatifsiz hale gelmesini sağlayan en önemli etkenlerden birisi de kuşkusuz, bazı yargı kurumlarının verdiği kararlardır. Mesela yine ankete göre, üniversitede öğrencilerin başörtüsü takma yasağı toplumun yüzde 72.2'si tarafından kabul görmemektedir. Hal böyleyken, Danıştay okula gelirken başını açan anaokulu öğretmeninin sokakta başını örtmesini 'sakıncalı' bulan bir karar vermiştir. Anket ortada, toplumun yüzde 70.2'si bu kararı tasvip etmiyor.. Peki bütün bunlar karşısında, AK Parti oylarını arttırmasın da ne yapsın...
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Kültür |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |