|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| S O N D A K İ K A | 20 MART 2006 PAZARTESİ | ||
|
|
İşgal dördüncü yılına girdi, çözümü ABD bile bilmiyor
Irak halkının, kendilerini "özgürleştirmeye gelen" Amerikan askerlerini çiçeklerle karşılayacağı ve kısa sürede görevin tamamlanacağı söylemi ve Irak işgalinin üzerinden geçen üç yılın ardından Irak'ta durum iç savaşın eşiğinde geziniyor.
Halktan aldığı destek giderek azalan Amerikan yönetimi, halen açık bir çıkış stratejisi ortaya koyabilmiş değil. Amerikan kayıpları, 2 bin 300'ün üzerine yükselirken, 17 binden fazla yaralı bulunuyor. Amerikan halkı, son anketlere göre savaşın gidişatına karamsar bakıyor. Bu süre içinde Amerikan halkının vergilerinden 320 milyar dolar savaşa harcandı. Bu rakam, Afganistan'daki harcamalar da eklenirse Amerikan halkına ayda 7 milyar dolara mal oluyor. Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, bu yıl başında yayınladığı bir çalışmada, Amerikan ekonomisine savaşın getireceği uzun dönemli yükün, artan petrol fiyatları, savaş gazilerinin ihtiyaçlarının yıllarca karşılanması, artan ulusal borç nedeniyle yapılan faiz ödemeleriyle "savaş devam ettiği takdirde" maliyetin 1 trilyon doları aşacağına dikkati çekti. Ülkenin yeni düzenlenen anayasası üzerindeki fikir ayrılıklarının su yüzüne çıkardığı siyasi çatlak, şiddet olaylarının da artmasıyla bazı kesimler tarafından artık iç savaş olarak yorumlanıyor. CHENEY'E DESTEK PARIS HILTON KADAR 11 Eylül saldırılarından sonra, eşi görülmemiş bir halk desteğini arkasına alan ABD Başkanı George Bush'a verilen bu destek, Irak Savaşı ile birlikte şu sıralarda yüzde 34'lere düşmüş durumda. Geçen ay bir av kazasında arkadaşını tüfekle vurarak ağır şekilde yaralayan ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'ninse popülerlik oranı yüzde 18. Washington Post gazetesine göre Cheney'nin popülerlik oranı, ülkenin en sevilmeyen magazin karakterlerinden Paris Hilton'a denk durumda. CBS News tarafından yaptırılan son ankete göre Amerikan halkı, artan şekilde Irak Savaşı'nın kötüye gittiğine ve düzelmeyebileceğine inanıyor. Ezici bir çoğunluk, Irak'ta şu anda iç savaş bulunduğunu düşünürken, halkın yarısı, Amerikan çabalarının başarıya ulaşacağına inanmıyor. Halkın yüzde 70'i, şu anda Irak'ta iç savaşın yaşandığını, yüzde 13'üyse çok kısa süre içinde iç savaşın başlayacağını düşünüyor. Yüzde 27, savaşın en azından beş yıl daha veya daha fazla süreceğine inanıyor. Bu gelişmelere karşılık Amerikan yönetimi, mevcut şartlarda olabildiğince pembe bir tablo çizmeye çalışıyor. İşgalin üçüncü yıldönümünde yaptıkları açıklamalarda ABD Başkan yardımcısı Cheney, Irak'taki çokuluslu gücün komutanı Orgeneral George Casey ve Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, Irak'ta iç savaş tehlikesi olmadığını savundular. "ÇEKİLMEK, NAZİLERE BIRAKMAYA BENZER" ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ise ABD'de bir çok yerde, Irak'taki Amerikan askerlerinin artık eve dönme zamanı geldiğini savunan protesto gösterilerinin ardından "Irak'tan zamanı gelmeden çekilmek, Almanya'yı Naziler'e bırakmaya benzer" değerlendirmesinde bulunurken, durumun halen kontrol altına alınmaktan uzak olduğu yorumlarına neden oldu. Bush yönetimine yakın, muhafazakar American Enterprise Institute (AEI) adlı düşünce kuruluşunun uzmanlarından Frederick Kagan, "şu anda Irak'taki durum, başarısızlık gibi görülebilir" değerlendirmesinde bulundu. Irak Savaşı'nın kuvvetli destekçilerinden biri olan Kagan, "ama aynı zamanda başarı gibi de görülebilir. Eğer başarı kazanacaksak durum bir süre kötü görünecek" yorumunu yaptı. Amerikan yönetiminin elindeki tek kuvvetli görünen savunma noktası, Irak'ta başarılı üç seçimin yapılmış olması. Ancak iç savaş endişesi ve Irak'ın bölünmesi ihtimalinin Washington çevrelerinde sık dile getiriliyor olması, bu başarıyı da gölgeler görünüyor. SAVAŞ KARŞITLARI HEDEFTE Demokrat Parti'nin açık destekçisi, yönetmen Michael Moore'un "Fahrenheit 9-11" adlı filmiyle öncülüğünü yaptığı savaş karşıtlığına yeni filmler de eklendi. ABD'de şu sırada popüler filmler arasında bulunan "Neden Savaşıyoruz?" (Why We Fight) adlı belgeselde, silah lobisinin, savaş politikalarının arkasında olduğu, daha çok okumamış, fakir gençlerin Amerikan ordusuna katılmaktan başka çare bulamadığı tezleri işleniyor. Washington Post gazetesinde dün yayımlanan bir yazıda, savaşa katılmak üzere uçağa binen Amerikan askerlerinin arasında, Necef'i Hindistan'da zannedenler bulunduğu anlatılıyor. Hollywood ünlülerinden George Clooney'e en iyi yardımcı erkek oyuncu Oskar'ı kazandıran Syriana filmi, Bush'un Cumhuriyetçi partisine yakın muhafazakar isimler tarafından, savaşın nedenlerini petrol lobisi ve yolsuzluğa bağladığı için ve teröristlere de farklı bir yorumla yaklaştığı için "El Kaide'nin ekmeğine yağ sürmekle" suçlanıyor. Amerikan yönetiminin, savaş karşıtı sözler söyleyenlere karşı tutumu genel tutumu, "ordudaki askerlerimizi üzüyorsunuz, görev yapmalarını zorlaştırıyorsunuz ve isyancılara güç veriyorsunuz" yönünde. Geçen ay Washington Post gazetesinde bir Amerikan askerini kolsuz bacaksız çizerek Amerikan ordusunun durumunu eleştiren karikatürist Tom Toles, emsali görülmemiş bir tepkiyle karşılaştı. ABD Genelkurmay Başkanı, Genelkurmay Başkan Yardımcısı ve kuvvet komutanlarının ortak imzasını taşıyan bir mektupla karikatüristin tutumu, Irak'ta görev yapan Amerikan askerlerinin duygularını incittiği gerekçesiyle kınandı. ABD Başkanı Bush'un, "Iraklılar ayağa kalktıkça biz oturacağız" söylemi halen, tek çıkış olarak gösteriliyor ve bu amaçla Irak güçlerinin eğitimine hız veriliyor. Ancak Rumsfeld'in, "Irak'tan şimdi çekilmek, Almanya'yı Naziler'e bırakmaya benzer" sözleri, bunun çok yakında olmayacağına işaret ediyor. BUSH YANLILARI DA RAHATSIZ ABD Başkanı George Bush'un, "Zafer getirecek bir strateji uyguluyoruz. Bu zafer, Irak'ı daha güvenli bir ülke yapacak, gelecek nesillerin barış içinde yaşamalarına olanak verecektir" diyerek açıkladığı Irak politikası, günlük ortalaması 75'e çıkan direnişçi eylemlerinin ve her gün 50-60 kişinin ölmesinin iç savaş anlamına geldiği tezini kabul etmiyor. ABD'nin 300 milyar dolardan fazla harcama yaparak önüne geçemediği karamsar tablo, Bush'a oy veren kesimi de artık rahatsız ediyor. Rahatsızlık, 2003'te Bush'a destek verenlerin oranında yüzde 30 oranında bir düşüş gözlenmesiyle kendisini belli ediyor. İŞGAL, DÖRDÜNCÜ YILINDA DA PROTESTO EDİLİYOR Amerikan yönetiminin, sonradan kanıtlayamadığı, "Irak'ın nükleer tehdit haline gelmesini engelliyoruz" gerekçesiyle başlattığı işgal, üçüncü yılının sonunda da dünya genelinde düzenlenen gösterilerle protesto edildi. ABD'nin kasırgadan harap olmuş Louisina eyaletinden Avustralya'nın Sidney kentine uzanan gösterilerde, "savaşı durdurun" sloganları atıldı ve Irak'taki yabancı askerlerin çekilmesi talep edildi. Louisina'da 200 kadar gazi, kasırgazede ve barış yanlısı, işgalin, ABD'deki etkilerine dikkati çekerek, Irak konusuna yoğunluk veren Washington yönetimini, felaketzedelere gereken ilgiyi göstermemekle suçladı. Hafta sonunda düzenlenen bir diğer gösteride yaklaşık 200 barış yanlısı, New York Manhattan'daki 5. Cadde'den Times Square'e yürüdü. Göstericilerden 17'si polis tarafından gözaltına alındı. LONDRA'DA PROTESTO Londra'da düzenlenen gösteriyeyse 15 bin kişi katıldı. Parlamentodan Trafalgar Square'e uzanan yürüyüş güzergahındaki gösteri olaysız sona erdi. Genelde, Irak'a asker gönderen ülkelerde düzenlendiği gözlenen gösterilerin bir diğeri, Japonya'nın başkenti Tokyo'da yaklaşık 800 kişinin katılımıyla yapıldı. Gösteride, "savaşa hayır", "savaşı durdurun" sesleri yükseldi. ABD ile İngiltere'de sonra Irak'ta en çok asker bulunduran ülke konumundaki Güney Kore de gösterilere sahne oldu. 1000'den fazla kişinin katıldığı gösteride savaş karşıtı sloganlar atıldı. ABD karşıtı söylemleriyle bilinen Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez de haftalık radyo ve televizyon konuşmasında Irak savaşına değinerek, uluslararası kamuoyunun işgale olumsuz yaklaştığını söyledi ve insanları, ABD tehdidinin son bulması için dua etmeye çağırdı. Filipinler'de düzenlenen gösteride de yaklaşık 100 kişi, başkenti Manila'daki ABD büyükelçiliğine yürüdü. Avustralya'daki gösterideyse 500 kişi, savaş karşıtı sloganlar atarak, Avustralya hükümetini eleştirdi. "ABD, EN BÜYÜK İNSAN HAKLARI İHLALCİSİ" Yandan Irak'a savaşın yıldönümünde Kuzey Kore, ABD'yi "en büyük insan hakları ihlalcisi" olmakla suçladı. Kuzey Kore'deki Komünist Parti'nin organı Rodong Sinmun gazetesindeki yazıda, "Amerikalı emperyalistler, yeni çağda, barışçı köyleri yerle bir ederek, masumları hesaba katmadan zulümle öldürerek, 1990'lı yıllarda Afganistan'a ve Irak'a savaş başlattı" ifadesi kullanıldı. Yazıda, bunun da "ABD'nin en büyük insan hakları ihlalcisi ve şeytani çoban olduğunu şüpheye mahal bırakmadan kanıtladığı" ifade edilerek, Kuzey Kore'yi ABD'nin potansiyel hedefleri arasında gösteren Washington yönetimi bir kez daha kınandı. ABD Başkanı George Bush yönetimi, 2002'de Kuzey Kore'deki komünist rejimi Irak ve İran ile birlikte "şer ekseni"ne dahil etmişti.
|
![]()
![]()
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |